Sorun değil çözüm

DÜNYAGÖZ Hastanesi Ankara Bölge Koordinatörü Hüseyin Kılavuz, köşemizde yer alan bir şikayete karşı açıklama yaptı.

Haberin Devamı

Kılavuz şöyle diyor:
“01.10.2011 tarihinde Doç. Dr. Hatice Sühan Tomaç tarafından gerçekleşen muayenesi sırasındaki hasta bilgilendirme sürecinde hastamız Veysel Can Ayvaz doktorumuza karşı saygı sınırlarını aşarak agresif tepki vermiş ve doktor hanım bu tutum karşısında savunmasız kalarak hasta hizmetlerinden destek istemiştir. Hastamız, daha önce aynı doktor tarafından gerçekleştirilen ilk muayenesinden memnun kalmıştır. Dr. Tomaç tarafından tedavi görmekte olan hastamız Ayvaz’ın hekimimize öfkeli tepki vermesi sonrasında, kendisi hasta hizmetleri sorumlusu tarafından yatıştırılarak, aynı branştan farklı bir hekime yönlendirmek sureti ile tedavi seçeneği sunulmuştur.
Tomaç, uzun zamandır Dünyagöz Hastaneler grubunda hizmet vermekte olan; yüksek vaka deneyiminin yanısıra uluslararası düzeyde bir çok yayınlanmış bildiri, sunum ve canlı cerrahi yapmış; branşının önde gelen saygın doktorlarındandır.
Dünyagöz olarak yüzde yüz hasta memnuniyeti odaklı bir anlayışla hizmet vermekteyiz. Hekim-hasta ilişkisinde güven unsuru karşılıklı olarak sarsıldığı durumlarda, hastanın doktorunu, doktorun da hayati bir risk söz konusu olmadığı durumlarda, hastasını seçme özgürlüğü bulunmaktadır. Özellikle ortada sözlü ya da fiziksel bir taciz söz konusu ise bu tip durumlarda sadece hasta tarafından değil, hekim yönünden de madalyonun diğer tarafına bakılması gereklidir. Hasta ve yakınların sınırlarını bilmediği ve iletişim kazalarının yaşandığı benzer diyaloglarda, hayatını kaybeden hekimlerimiz ve sağlık profesyonellerimiz olduğunu hatırlatırız.
Olay sonrası tedavinin devamlılığını sağlamak için hastamızın annesi Sn. Emel Ayvaz yeniden aranmış; kendilerine yaşanan bu keyifsiz olaydan dolayı çok üzgün olduğumuz ifade edilmiş, hastamız Veysel Can Ayvaz’ın tedavisine başka bir doktorumuzla devam edilebileceği yinelenmiştir. Emel Ayvaz’ın talebi ise doktora yaptırım yapılması yönünde olmuştur. Bu tip durumlarda hasta memnuniyeti adına ilgili süreçte doktorlar tarafı da dahil olmak üzere olayın her türlü detayının araştırıldığı ve çözüme kavuşturulduğu bilgisi paylaşılmıştır. Hastamız ısrarla olayı basına yansıtacağını, basında tanıdıkları olduğunu söyleyerek bu yolla hesap soracağını ifade etmiştir.
Nitekim, olayın farklı anlatımı köşenizde yeralmıştır. Dünyagöz’ün bundan olumsuz etkilendiğini düşünüyoruz. Ayrıca bu durum göz ile ilgili farklı hastalıklarına şifa arayan pek çok hastanın kafasında soru işareti oluşturması adına bizleri ve değerli hekimimizi çok üzmüştür.“

GÜNÜN SÖZÜ

Haberin Devamı

“Başkalarına karşı zafer kazanan kuvvetlidir, kendi nefsine karşı zafer kazanan ise kudretlidir.” (Lao-tzu)

Haberin Devamı

Valim, Küçükesat’ta ‘devlet’ var mıdır?

BİLİYORSUNUZ Küçükesat, Ankara’nın en eski semtlerinden ve Çankaya’nın büyük bir parçasıdır. Bu semtde genellikle okumuş, emekli, orta gelirli, yaşlılar oturur. Yine burada oturan veya hergün gelip geçen çok sayıda yabancı ülke vatandaşı vardır. Buradan yanlız Ankara valisi, Sayın Melih Gökçek ve Emniyet Müdürü geçmez.
Bu semtin yollarına ve kaldırımlarına yıllardır belediye uğramamıştır. Arasıra yapılan işler son derece kalitesiz. Ankara Büyükşehir Belediyesi’nden (ABB) bahsediyorum. Çünkü bizim birçok sokağımız ABB tarafından caddeye çevrilmiş ve tek yönlü trafiğe açılmıştır.
Gece geç saatlere kadar saygısız dolmuş, taksi ve sonradan görme insanların sahip olduğu otomobil ve motorsiklet gürültüsü dinlersiniz... Bunlara hiçbir polis karışmaz. Geceleri yollarda müşteri bekleyen kadın giysili erkeklere ve onları arabalarına alanlara kimse karışmaz.
Geceleri Esat Caddesi yarış pisti gibidir; sonradan görmeler yine sahnededir.
‘Aspava’ların önünde üç sıra araç durur, sırtlarında ‘Vale’ yazılı reflertörlü ceket giyen garibanları karanlıkda trafik polisi zanedebilirsiniz.
Kırılan ve kesilen ağaçların yerine kaldırımlara bir tek ağaç dikilmemiştir.
Kazılardan çıkan hafriyat günlerce yolda kalmakta ve araç lastiklerinin kanallarına girmektedir buda frenlemede risk yaratmaktadır.
Eğer yukarıda belirttiğim yöneticiler Ankara’nın ‘Avrupa başkenti’ olduğunu iddia ediyorlarsa önce onu Anadolu’nun örnek alacağı bir başkent haline getirmelidirler.
Sevgili Ankaralılar haksız mıyım?            
M. TÜRKER

 

Yazarın Tüm Yazıları