BAŞKENTE gösterdiğiniz ilgi ve alaka için önce Ankaralılar adına teşekkür ederiz.
Siz de olmasanız sanırım bu şehir şehirliğini unutacak.
Bizler Maltepe Gülseren sokak sakinleriyiz. GMK Bulvarı’na yaklaşık 6-7 sene önce Akar International Hotel diye bir işletme açıldı. Hepimiz semtimizin değeri arttığı için sevindik ve tüm gürültü ve pisliğine dayandık.
Ancak semtimizde bir de şirin parkımız var. Akşamları dinlendiğimiz, çocuklarımızın oynadığı küçük bir park... Akar Hotel bu parkın yaklaşık üçte birini otopark olarak zaptetti. Daha önce defalarca yaptığımız şikayet neticesinde belediye geldi ve göstermelik olarak bariyer çaktı. Ancak daha belediye elemanları gitmeden bariyerler söküldü ve kullanılmaya devam edildi.
Çocuklarımızın bu alandan geçmesine izin verilmediği gibi defalarca tartaklandılar.
En son dün bir baktık çitlerle çevirdiler ve kendi mallları olarak tescillediler. Zaten hafta sonları yaya geçidini araçlarla kapatan, çöplerini kaldırıma bırakan bu zorbalara dur diyecek kimse yok mu?
Büyükşehir,kamu malı olan parkın bu bölümünü neyin karşılığı olarak peşkeş çekmiştir. Babalarının malı gibi bu otele nasıl tahsis edemiliyorlar. Bu ülkede garibanın hakkını,kamu malını koruyacak bir makam yok mudur?Semt sakinleri ve çocuklarımızın hakkını korumak ne yazık ki size kaldı ve sizden yardım bekliyoruz. Parkımızı geri istiyoruz. Kaldırımlardan yürüyebilmek, çöp kokusu olmadan gezebilmek bizim de hakkımız olsa gerek...
Bahar ŞENOCAK-Gülseren Sokak sakinleri adına.
Hayat bu mudur?
ÜNİVERSİTE yıllarında Kredi ve Yurtlar Kurumu’ndan aldığım öğrenim kredisinin icra takibinin başladığına dair elime geçen yazıya göre, onu ödemek üzere gittiğimde 2 bin YTL olarak 4 yılda kullandığım kredinin faziyle 4.300 YTL olduğunu öğrendim.
Ayrıca, bu miktarı tek bir seferde tahsil edeceklerini herhangi bir taksitlendirme yapılmadığını söyledi görevliler. Üstelik günlük olarak faiz işlediğini ve aylık faizin %2.5 olduğunu anlattılar.
Zaten 800 YTL maaşla çalışmaktayım (bu arada kolej mezunuyum, çok iyi derecede İngilizce’nin yanısıra Arapça ve Osmanlıca bilmekteyim. Yani kalifiye eleman sayılıyorum ama 800 YTL’ye bile şükreder haldeyim). Bu miktarı derhal ve tek seferde ödeme gibi bir olasılığım yok. Üstelik 4/B’ye göre çalışıyorum ve 1 haftaya kadar doğum iznine ayrılacağım. Doğum iznine ayrılacağım için de maaşım ben tekrar işe başlayana kadar kesilecek (4 ay boyunca).
Bu arada diyelim ki ben 4 ay sonra bu tutarı ödemeye kalkarsam 1 milyar daha faizi artmış olacak. Bu konuda yapılabilecek birşey var mı bilmiyorum ama pek çok kişinin mağdur olduğunu tahmin etmekteyim. Ya faiz indirimi ya da taksitlendirme yapsalar da biz de daha normal şartlarda ödeyebilsek olmaz mı? Kaldı ki siyasiler kendilerine ve ailelerine kullandıkları kredileri bu kadar uygun koşullarla alırken, bizlerden bu kadar fahiş faizlerle nasıl borcumuzu ödememizi isterler. Bu nasıl vicdan ve adalettir; çok merak ediyorum.
Şirin GÖKKAYA
Gökçek, Topbaş’ı örnek almalı
BİR gün Sayın Melih Gökçek’e "belediye başkanlığı döneminizde Ankara’ya kalıcı bir eser olarak ne yaptınız?" diye sorulacak olursa Sayın Gökçek de ’alt geçitler, üst geçitler, köprüler yaptık’ diyecek. Bir de bakacak ki bir gün o yaptıkları yok olacak, onların yerine yeni köprüler, kavşaklar yapılacak. Velhasıl Sayın Gökçek’in yaptığı hiçbir kalıcı eser yok ortada.
Ben buradan kendisine sesleniyorum. İstanbul Belediye Başkanı Sayın Kadir Topbaş’ı örnek almalı. Çağımızın vebası olan kanser hastalığına Topbaş’ın 50 bin m2 bir arsaya son teknoloji cihazlarla Onkoloji Hastanesi’nin yapılmasına verdiği destek takdir-i şayandır. İşte, kalıcı eser budur.
Türkiye’nin merkezinde, Ankara’da bulunan Onkoloji Hastanesi adeta dökülmekte. Gelen hastalar ve hasta yakınları perişanlık içindeler. Sayın Gökçek ve Sayın Sağlık Bakanı bu hastaneyi incelemeye giderlerse göreceklerdir. Dilerim, bu konuda bir adım atarak, kalıcı bir eser bırakma şansına sahip olurlar.
İsmail ÖĞÜTÇÜ
KISA...KISA...KISA...
- BEN 5 yıldır Etlik’te oturuyorum ve bu seneye kadar Ankara’nın ulaşımı en kolay semtlerinden biriydi. Fakat özellikle son 6 aydır sabah saatlerinde Etlik’ten otobüse binip işe gitmek tam bir işkence halini aldı. Her sabah otobüslerde kavga ve tartışma eksik olmuyor. İnsanlar işe yetişebilme stresiyle birbirlerini kırıyor. Söz konusu durumu bir kaç kez yetkililerine iletmeme rağmen tarafıma verilen cevapta hep; yapılacaktır, edilecektir şeklinde oldu.