SOSYALDEMOKRAT Halk Dernekleri Federasyonu (HDF) Genel Başkanı Ahmet İyidirli (Berlin), laik cumhuriyeti ortadan kaldırıp çağın gerisine taşımak isteyen karşı devrimcilerin ulaştıkları noktanın ne denli tehlikeli boyutlara ulaştığını endişeyle izlediklerini bildirdi.
İyidirli şöyle diyor:
‘‘Bilim kurumlarına, üniversitelere ve devletin can alıcı kurumlarına laik cumhuriyetin karşıtlarını yerleştirerek şeriat devleti hazırlıklarını yaşıyoruz. Aslında bilgili din adamı yetiştirmek amacıyla kurulan imam hatip okullarını arka bahçeleri yaparak tüm kurumlara laik cumhuriyeti yok edecek militanları yerleştirme hazırlıklarını biliyoruz.
Sözde yoksul çocukları okutma yutturmacasıyla, hem devlet parasıyla yandaş tarikat vakıflarını beslemek, hem de körpecik beyinleri kirleterek çağdışı yaratıklar yetiştirme emellerini engelleyen Cumhurbaşkanlığı kurumuna yapılan düzeysiz saldırıları kınıyoruz.’’
Uğursuz meydan
1979'dan beri Ankara'da yaşayan, Kolej'de oturduğunu ve Maliye Bakanlığı'nda çalıştığını bildiren A.N. adlı memur, Gökçek'in geçitlerdeki 'in' ve 'çık'lar nedeniyle 10 dakika geç gittiğinden şikayet ederek şöyle diyor:
‘‘Gökçek'in Kızılay'daki yeni uygulanması trafikte akışkanlık sağlıyor. Nitekim bunu Trafik Komisyonu da onaylamış bunu.. Ancak Gökçek bunu baştan halka makul bir yolla anlatmalıydı; inatlaşarak, alay ederek ve milletin kesesinden gövde gösterisi yaparak değil.
Kızılay meydanı ile kim uğraşıyorsa, ona uğursuz geldiğini Gökçek unutmamalıdır. Geçmişte Vedat Dalokay belki de bu nedenle seçimi kaybetmişti. Gökçek, 13 yıldır bu görevi yürütüyor. Demirel'den ötürü de sırtı sağlamdı. Şimdi durum farklı, kendisini sevmeyenlerin sayısı daha arttı. Belediyenin kaynaklarıyla gıda yardımı yaptığı varoştakilere sırtını dayamış durumda. Ankaralılar yeniden kazanırsa kendisine bir 5 yıl daha nasıl tahammül edecek, bilinmez.Bir hukuk devletinde bu şekilde kendisine rant sağlamasına hiç hakkı olmasa gerek. Ankara'da onun 'eş-dost' bürokratları, cesaretli olsa 'referandum' harcamaları ve emrivaki ile vatandaşları bindirttiği belediye otobüslerininin tükettiği mazotun parasını Gökçek'e zimmet çıkartması gerekmiyor mu? Bu nedenle AKP yönetimi, çatısına aldığı Gökçek'le ilgili kararını iyi düşünerek vermelidir.’’
Devletle kavgalılar
SONSUZA kadar yaşatmaya ant içtiğimiz en değerli varlığımız en büyük Türk devrimidir. Siyasal iktidarın bu kutsal yapıyı niteliklerinden yoksun bırakıp, sözde ve biçimsel kılmak, dini siyasallaştırarak demokrasiyi dinselleştirmek için kendine özgü takıyye yöntemiyle kimi gün sinsice, kimi gün açıktan ilkel çıkışlar ve devlet organlarıyla kavgaya tutuşarak kendine uygun duruma getirmeye çalıştığı bir gerçektir. Kötülerin, bilgisizlerin, sapkınların, çıkarcıların değerini bilmedikleri Atatürk ilkeleri temelinde Cumhuriyet'i kuruluşunda öngörülen yüceliğe eriştireceğiz. Varlık nedenimiz, yaşam felsefemiz. Gerçek Atatürkçü yurtseverler sorumluluklarının bilincindedir.''
Yekta Güngör ÖZDEN-ANKARA
Sinsi hesaplar
TÜRK-ALMAN Dostluk Federasyonu Başkanı Ali Kılıç (Münih),Cumhuriyet'in 80. yılı dolayısıyla yayınladığı mesajda, AKP'nin takındığı tutum ve kadrolaşma ile uyguladığı politikanın 'değişmekten' çok 'değiştirmeyi' hedeflediğini ortaya koyduğunu söyledi.
Kılıç, YÖK ve imam hatipler tartışmaları ile ülkemizi yeniden sorunlu bir sürece çekmiş bulunduğunu belirterek şunları söyledi:
‘‘Son zamanlarda Atatürkçü ve demokrat kadrolara karşı yoğun bir karalama ve sindirme kampanyası başlatılmıştır. Ne acıdır ki, AKP hükümeti bu rejim karşıtı çalışmalarını yine laik ve demokrtik Türkiye Cumhuriyeti'nin kendilerine sağladığı olanakları kullanarak sürdürmektedir. Böylece laik, demokratik Atatürkçü Cumhuriyetimiz'in karşısında ne kadar sinsi ve büyük bir tehlikenin olduğunu artık kabullenmek zorundayız.
AKP hükümetinin rektörlerimizden ve aydınlarımızdan sonra Türkiye Cumhuriyeti Cumhurbaşkanı Sayın Ahmet Necdet Sezer'i de hakarete varan açıklamalarla yıpratmaya çalışmalarını esefle karşılıyoruz.
Bilinmelidir ki, Türkiye imamlar, şeyhler ve tarikatların değil, laik, demokratik ve çağdaş düşünenlerin Cumhuriyeti olmayı sürdürecektir.’’
Ders al!
Arapça isteyen urbana gitsin
Acemce isteyen İran'a gitsin
Frenkçe isteyen Frenkistan'a gitsin
Ki biz Türküz bize Türkçe gerekir.
(Lastik Said)
Yeminlerini ne çabuk unuttular
AKP'li milletvekilleri seçildikleri zaman ettikleri yemini ne çabuk unuttular? Hani, laik cumhuriyete, hani Atatürk ilke ve inkılaplarına bağlı kalacaklardı... Toplumun huzur ve refahını düşüneceklerdi; milli dayanışma içinde olacaklardı!
Yoksa, bir ayaklarını kaldırarak mı yemin ettiler?
Hele ki bazılarının takıyye yaptıkları açık şekilde gözüküyorken... Milletvekilleri Anayasa'da belirtilen nitelikleri korumak, özen göstermek ve bu ilkeler yönünde taraf olmak zorunda değil mi?
Yargıçlar da benzer yemini ediyorlar. Demek ki onlar da takıyye yapıyorlarmış şimdiye kadar. Bu kurallara uymak istemeyenlerin asıl istifa etmeleri gerekmiyor mu?
Türkiye'nin simgesi Cumhuriyet... Laiklik ise Cumhuriyet'in aydınlık yüzü..
Ama AKP'nin amacı üzüm yemek değil, bağcıyı dövmek olduğuna göre... Artık çok şeyler göreceğiz.
Ama bu ülkenin nasıl kurulduğunu bir de 'Nutuk'tan (Söylev) okuyarak öğrenseler...