Konak Belediye Başkanı Erdal İzgi, eski İngiliz Başbakanı Churchill’in böyle dediğini anlatıyor. Bu arada Ahmet Piriştina söze girerek ‘İşte biz bunu yapıyoruz İzmir’de’ diyor.
Eski meslektaşımız olan İzgi, geçen dönemin Konak Belediye Başkanı’ydı; şimdi İzmir Büyükşehir Belediyesi’nin İzfaş şirketinin yönetim kurulu başkanı ve Piriştina’nın da en yakın dostu, kardeşi.
Seçimlerden önce; iki başkan bize Konak’ta yapılanları gösteriyor. Konak Pier’in önünden, alanın yeni haline bakarken her ikisi de ortaya çıkan manzara karşısında hayli keyifliydi. Pier’in iskan sorunundaki pürüzler her ikisi de hayli üzmüştü. Hatta kendisine bu konuda ağır eleştiriler yapan bir gazeteciye beş dava açan Piriştina, ‘Kişiliğime yönelik birtakım yanlış yaklaşımlar var; Maliye ve Milli Savunma Bakanlıkları arasında mülkiyet sorunu bulunuyor. Bu durumda ruhsat vererek yasadışı bir iş yapmış oluruz ama maksatlı davranıyorlar’ diyordu. Nitekim daha sonra merkezin açılması konusunda Ankara’da resmi kurumlar arasında uzlaşma sağlanarak ruhsatı veriliyor ve anlamsız tartışmalara sona eriyordu. Piriştina olay üzerinde haksız tartışmaların kendisini çok yıprattığını biliyordu.
GAVUR İZMİR
Eskiden bir kasaba görünümünde araç duraklarının bulunduğu 130 dönümlük alan bugün İzmir’in yüzakı görümünde; 1.9 km uzunluğundaki Konak’ın Sahilyolu da öyle.. Bu alanı, İstanbul Sultanahmet Meydanı’nı yapan mimar Ersen Gürsel’in projelendirdiğini anlatıyor. Palmiye, Osmanlı çınarı ve manolya türü ağaçların yarattığı güzelliklerin çağdaş bir Batı kentinden hiçbir farkı yok. İstanbul’da bu genişlikte denize açılan bir meydanın olmadığını hayıflanarak kendisine anlatırken; ‘Siz Bizans’sınız, burası da gavur İzmir’ diye takılıyor bize. Gülse de kızsa da düzeyli halini her zaman koruyor.
Sahilde yeşillikler arasında yürüyoruz; tam 95 noktadan İzmir Körfezi’ne evsel ve sanayi atıklarının bırakıldığını, bugün ana noktadan deniz dibinden 38 km uzaklıktaki Çiğli açıklarına pompalandığını, burada atıklar çökertilerek 600 ton çamur elde edilip organize hale getirildiğini, arıtılan atık suların da denize salındığını, bu nedenle Körfez’in her gün biraz daha hayat bulduğunu bilimsel verilerle anlatıyor.
ÇİPURALARA BAK
Sonra elimizden tutarak Alsancak İskelesi’ne götürüyor ve ‘Bak, balık sürülerini görüyor musun?Sizin Boğaz’da var mı?’ diye takılıyor. Çipuralar sanki körfezi Urfa’nın Balıklıgölü’ne dönüşmüş.
Karşıyaka’dan Alsancak iskelesine gelen bir vapuru gösteriyor:
‘İzmir Körfezi’nde, dokuzu Denizyolları’nın Özelleştirme İdaresi’nden alınan ve özel sektörden kiralanan 21 gemi ile bugün 8 iskeleye sefer yapılıyor. Eskiden günlük 5 bin yolcu vardı; bugün 55 bine ulaştı. İstanbul’da bu kadar sefer yapılıyor mu?’
Her taraf yeşil ve tertemiz.
Konak’ta Körfez’e bakan bütün konutların dış cephelerinin bakımı ve boyanması bir imar yönetmeliği ile zorunlu hale getirilmiş. Türkiye’nin ilk çevreci gazetecilerinden Reşit Aşçıoığlu’nun Körfez’in geçmişte kalan kirliliğine tepkiyi çizgileriyle gündeme getirdiği ‘Gözlüklü Martı’ adına yapılan parkı bütün sevecenliğiyle anlatıyor Piriştina...
ADNAN SAYGUN VE ZÜBEYDE HANIM’A SAYGI
Hatay’da bir oto garajının yerini uluslararası bir konferans ve sergi salonu ihtiyacını karşılamak üzere kültür ve sanat merkezi yapacaklarını, adını da İzmir doğumlu olan büyük çağdaş Türk müziği ustası Adnan Saygun koyacaklarını bildirirken, ‘18 milyon dolara mal olacak’ diyor. Geziye devam ediyoruz; Zübeyde Hanım Meydanı’nda, Atatürk’ün eşarplı annesini bir çocuğunu severken gösteren ve yeni yapılan heykeliyle türbanlılara bir mesaj mı vermek istemişti?
‘Bak’ diyerek devam ediyor:
‘İzmir’le özdeşleşen B.Efes Oteli onarıldıktan 1.5 yıl sonra hizmete girecek. Üniversite Olimpiyatları gelecek yıl İzmir’de yapılacak; sporcuların barınacakları konutların yapımı ve spor alanlarının inşaatları ve yenilenmesi sürüyor. Gençlik ve Spor Genel Müdürü Mehmet Atalay ayırım yapmadan büyük katkıda bulunuyor. Biz de geçen hafta Kore’ye gittik, oyunların bayrağını teslim aldık. İzmir olarak Türkiye’nin yüzünü ağartacağız dışarıya karşı.’
Konuşmalar altı ay önceki sohbet; biraz sonra Körfez’e hakim tarihi Asansör’e çıkıp yemek yiyeceğiz diğer dostlarla.
‘İstanbul medyası olarak bizi görmüyorsunuz?’ diye tepkisini dile getiriyor açıkca. Kent Müzesi’ni daha sonra görmek üzere söz veriyoruz. İzmir’in geçmişi ile ilgili olarak hatırlatığı ‘Kent Kitapları’nı alıp almadığımızı soruyor.
En büyük hatayı kendine yaptı
‘Ah...’ diyor; ‘Bir de şu Aliağa-Menderes tren hattının metroya dönüştürülmesi projesi için parasal kaynağı bir halletsem...’ Bundan iki ay kadar önce de Başbakan Erdoğan İzmir’e, İktisat Kongresi’ne geldiğinde bu konuyu kendisine açıyor ve Avrupa Kalkınma Bankası’ndan alınacak 14 trilyon kredi için Hazine garantisi sözünü alıyor. Ne yazık ki, projenin temel atma törenine ömrü yetmiyor.
Piriştina ekip çalışmasına önem verirdi. Belediye yatırımlarında uzmanlığıyla bilinen genel sekreteri Hasan Mani kimbilir nasıl kahrolmuştur?
Siyasete TİP’ten atılmıştı. ‘Beni siyasete gazeteci Erdal Şafak girmeye teşvik etti’ derdi. Aydın ve ilkeli bir siyasetçiydi.
Ecevitler kendisini çok seviyorlardı. Önce milletvekili, daha sonra belediye başkanı yaptılar. Meclis’teyken Uğur Mumcu Suikastı Araştırma Komisyonu Başkanlığı yapmıştı.
AZİZ NESİN ÜZÜNTÜSÜ
En büyük üzüntülerinden biri, yakın dostu Aziz Nesin’in Çeşme’deki evinde vefat etmesiydi. Arnavutluk’tan göçeden bir ailenin mensubu olan Piriştina aynı zamanda başarılı bir girişimciydi. Tansaş ve KİPA’nın marka olmalarında onun imzası bulunur. En büyük olan sanatçı Metin Akpınar, ‘O benim kardeşimdi; canımdan can koptu.Cuma günü oğlunun düğünü için bugün İzmir’e gidecektim; ne yazık arkasından ağlıyorum’ diyor.
‘Her şey insanı sevmekle başlıyor; severseniz üretirsiniz, çabalarsınız, başarılı olursunuz; mutlu olur ve mutlu edersiniz.’
Ahmet Piriştina böyle bir adamdı. Mutluluğunu ‘Karımın kollarında vals yaptığım zaman dünyadan arınıyorum’ sözleri ile ifade etmesi gıpta edilen bir adam olduğunu göstermiyor mu?
Yaşasaydı, belki de onu gelecekte DSP veya CHP’nin başında da görebilirdik.
Yaşamında hiçbir hatayı etmezdi ama en büyük hatayı kendisine yaptı ve sağlığına hiç dikkat etmedi.