Seçmen listelerine bakıyor musunuz?

BAKIRKÖY'ün Yeşilköy Mahallesi Muhtarı Bülent Yurtsever, yerel seçimler öncesinde vatandaşları uyarıyor:

28.3.2004'te yapılacak olan seçimler için seçmen listeleri mahalle muhtarlıklarında askıya çıktı. Cumartesi ve pazar da dahil mahalle muhtarı olarak görevimin başında bulunmama rağmen geçen hafta sonu kimse askıdaki listelerde ismi var mı, yok mu diye bakmaya gelmedi.

Bütün insanlarda yanlış bir kanı var. ‘‘Benim muhtarlıkta kaydım var, öyle ise seçmen kaydım da vardır’’ diyorlar.

Oysa öyle değil. İnsanlara muhtarlık kaydı ve seçmen kaydının ayrı ayrı şeyler olduğunu söylemek lazım.

Mahalle muhtarlığında kaydının olması, seçmen listelerinde kaydının olacağı anlamında değildir.

Eğer;

Mahalleye geçen seçimden, yani 2.11.2000 tarihinden sonra taşındıysanız;

28.3.1986 doğumlu iseniz ve ilk defa seçmen olacaksanız;

Geçen seçimlerde herhangi bir nedenle oy kullanmadıysanız; muhakkak mahalle muhtarlığına gelerek seçmen kaydınızı yaptırmanız gerekmektedir.

Bir de ne olur, ne olmaz diye muhakkak askıdaki seçmen kayıtlarına bakmanız gerekmektedir.

Daha sonra ağlamanın kimseye yararı yoktur.

Polisliğe seçilen önce askerlik yapsın


İSTANBUL'dan A.A. adlı okurumuz, polislerin eğitimi konusunda şunları yazıyor:

Üsküdar'da bir polisin, üç vatandaşımızı silah zoruyla rehin alma olayı başta olmak üzere son zamanlarda emniyet teşkilatında yaşananlar karşısında, bu insanların teşkilata seçilmesinde son derece yanlış bir uygulamalar yapıldığını gördüm.

Bugün 18 yaşına girmiş bir erkek çocuğu yapılan sınavı kazandığı takdirde 20 yaşında polis memuru olarak görevlendiriliyor. Bana göre bu yanlış bir uygulama... Nedenine gelince; daha ergenlik çağını bile tamamlayamamış çocukların eline silah verip onlardan hem toplumsal olaylarda, hem de emniyetin kritik önem taşıyan birimlerinde faydalanmaya çalışmak çok yanlış. Bu nedenle bu insanlara mutlaka seçilmeden önce askerlik hizmetini tamamlamış olması şartının getirilmesi gerektiğini düşünüyorum. Bu sayede hem yaşça belli bir olgunluğa erişmiş olacaklar, hem iyi bir disiplin sürecinden geçmeleri sağlanmış olacak. Bununla birlikte karşılaşacakları olayların karşısında daha mantıklı kararlar verebilme yetisi kazanacaklar.

Takdir edilir ki, henüz 18 yaşındaki çocuklara, ülkemizin içinde bulunduğu koşullar belliyken bu kadar ağır sorumluluklar yüklemek pek doğru bir uygulama olmasa gerek. Bu konuyu ele alma nedenim, yazımın başında belirttiğim gibi, bu insanların görev sahasının hepimizin yaşantısını doğrudan etkileyen bir konumda olması.

Herkes eğitim hakkına sahiptir


MAZLUM-DER İstanbul Şubesi, İnsan Hakları Evrensel Beyannamesi'nin ‘‘Herkes eğitim hakkına sahiptir... Çocuklara verilecek eğitimin türünü seçmek, öncelikle ana ve babanın hakkıdır’’ hükmünden yola çıkarak şu açıklamayı yapıyor:

‘‘Yeni yönetmeliği çıkaranların 'halkın isteği doğrultusunda bu düzenleme yapılmıştır' açıklamaları kabul edilebilir değildir. Zira, hak ve özgürlüklerin genişletilmesi yönünde yapılacak düzenlemeler, halkın istediği için değil, hak ve özgürlüklerin hiçbir şekilde sınırlandırılamaz olduğu için yapılmalıdır. Bu nedenle 3.3.2000 tarihli 'eğitim özgürlüğü' ve 'din özgürlüğü'nü kullanamaz hale getiren yönetmelik tümden yürürlükten kaldırılmalıdır.

Din eğitimi, uluslararası insan hakları belgelerinin de ışığında tamamen, çocuğun ana ve babasının tercihleri doğrultusunda yapılmalıdır.’’

KİT Komisyonu


ANKARA'dan bir 'denetim' grubundan gelen notta şöyle deniliyor: TBMM KİT Komisyonu, kamu bankaları ve Emlakbank ile ilgili belgeler gelmediğinden sekiz aydır çalışamıyor. Kamu bankalarında ve Emlakbank Tasfiye Fonu'nda neler olduğunu kimse öğrenemeyecek mi? Görev zararları konusunda Meclis soruşturması gerektiği halde Zeki Sayın ve ekibi, kendisini Meclis'in üstünde mi görüyorlar. Bilgi almak için Meclis adına denetim yapan Yüksek Denetleme Kurulu devreye neden sokulmuyor? Zeki Sayın bilgi vermiyor diye komisyon çalışmaları engellenir mi?

2B’lerin oluşması önlenmeli


TARTIŞMA konusu olan 2B orman arazileri topluma yansıdı. Hükümet, bu konuya neşter vurmak amacında olduğunu belirtti. Ancak, tasarının 169. maddesiyle orman alanlarının özel teşebbüse geniş ölçüde açılması sağlanacaktı. Yani ülkenin bir parçası olan ormanlar elimizden alınacaktı. Hükümet bu konuda geri adım atmak zorunda kaldı.

Hükümetin, 2B'lerin tekrar oluşmaması için çalışmalar yürütmesi gerekiyor. Kadastro çalışması yapılmalı. Çevre ve Orman Bakanlığı, ormanlarımızın sınırlarını bilmiyor. Türkiye'de her vatandaşın, ‘Orman alanı üzerinden tapu alınamaz’ düşüncesine sahip olması sağlanmalı.

Ümit GÜRSES-TEMA Vakfı Genel Müdürü

Biliyor musunuz?


DYP İstanbul il gençlik örgütünün, ‘‘Kıbrıs Bizim Milli Davamızdır’’ başlıklı bir imza kampanyası açtığını (0212-217 47 46)...

ATATÜRKÇÜ
eğitim anlayışını egemen kılan Tarsus Halk Eğitim Merkezi Müdürü Nevin Yenigün'ün görevden alınarak köy okuluna öğretmen olarak atanmasının STK'nın tepkisine neden olduğunu ve atamanın durdurulması için imza kampanyasının açıldığını...

KRİSTAL-İş Sendikası'nın, Şişecam'a bağlı İstanbul, Kırklareli, Mersin ve Çayırova dahil 13 işyerinde aldığı grev kararının ertelendiğini...

TÜM İşçi Emeklileri Derneği Genel Başkanı İsmail Arslan'ın, ‘‘1 Ocak 2004'ten itibaren, işçi emeklisi, dul ve yetimlerinin aylıklarına 250 milyon lira seyyanen zam yapılacağı duyumlarını aldıklarını’’ açıkladığını...

Biliyor musunuz?

GÜNÜN SÖZÜ


‘‘Zamanını boşu boşuna geçirme, o hayatın hammaddesidir’’

(Mahatma Gandhi)

MESAJ


TNT Expres, Çağdaş Yaşamı Destekleme Derneği vasıtasıyla Şırnak, Mardin, Tunceli ve Adıyaman gibi illere dağıtılan çocuk klasikleri, hikáyeler, üniversite hazırlık ve dünya klasikleri gibi kitapları kapınıza kadar gelip alıyor. (Tel: 444 08 68)
Yazarın Tüm Yazıları