BUNDAN bir süre önce, Türkiye coğrafyası için tek ’akvaryum’ sayılan Saros Körfezi’nin Haliç’e dönüşeceği endişesi gündeme getirmiştik.
İyi ki duyarlı insanlarımız var. Bunların en başında, yıllardır tek başına bir sivil ’hareket’ olarak ’Saros Körfezi’ için çırpınan Erdal Batmaz geliyor. Çanakkale Valisi, 18 Mart Üniversitesi Rektörü arayıp Saros’u hiç ihmal etmediklerini söylüyorlar; Edirne’nin CHP ve MHP’li milletvekilleri ise verdikleri; önergelerle Meclis araştırması istiyorlar.
Geçenlerde işadamı Fikret Erginer telefonda şöyle diyordu
"Saros çöl oluyor!"
17 yıldan beri dalgıçlık ve su sporları ile uğraştığını, dünyada bir çok yerde daldığını belirterek "Geçen hafta Saroz’daydım, üç gün sabah, öğle, akşam daldım, bir tek balık sürüsüne rastlamadım.Bu ’deniz bitti’ anlamına gelir, tabii eğer müdahale edilmezse..."
TEMA’nın yeni Yönetim Kurulu Başkanı Ümit Gürses, Deniz Temiz Derneği TURMEPA’nın Genel Müdürü S.Levent Ballar, Genel Müdür Yardımcısı Jülide Ergin ve birkaç dostla birlikte Saros Körfezi’nde, doğusundan batısına, kıyılarından denizine kadar bir ’keşif’ gezisi yaptık. Erikli’den Güneyli’ye, Ece limanından Mecidiye’ye kadar... Saros, Çanakkale ve Edirne’nin ilçeleri olan Keşan, Gelibolu ve Eceabat’ın mücavir alanlarında kalıyor. Dün açılan Piri Reis Müzesi için yoğun bir faaliyet içinde olan Gelibolu Belediye Başkanı Cihat Bingöl ile Keşan Belediye Başkanı Mehmet Özcan’ı ziyaret ettik. Özcan, Saros’un genel anlamda İstanbul’un yeni sayfiye yeri olmaya başladığını, herkesinin gözünü buraya diktiğini belirtirken, körfeze açılan Karadeniz’den İbrice’ye petrol boru hattının geçirilmesine karşı nasıl direndikleri anlattı.
28 BİN KONUT YAPILMIŞ
Saros Körfezi’nin kıyılarında 28 bin yazlık bulunuyor; bunun karşılığının da 100 bin dönüşümlü ’yaz nüfusu’na tekabül ettiği hesap ediliyor. Saros’un en yoğunlaşmış bölgesi Erikli... Keşanlı gazeteci Feyzullah Aktan, 14 yıl önce başlayan konutlaşma sürecinde sadece burada 4500 konut yapıldığını, oluşturdukları kooperatif yönetimi ile yetersiz de olsa biyolojik arıtma tesisi kurarak denizi kirletmediklerini söylüyor. Bu hizmet bile Erikli’de oturan 20 bin yazlıkçıya epeyce ’pahalı’ya geliyormuş... Enerjinin pahalı olması nedeniyle arıtma işlemi de o ölçüde maliyetli oluyor. bu yüzden de bazı yerlerde göstermelik arıtma tesisleri yapılarak göz boyanıyor.
TEHLİKE KAPIDA
Gerçekten Saros’da tehlike kapıda... Ne yazık ki, yaklaşık Van gölünün üçte biri kadar bir körfezi, göl ve nehirlerimiz gibi kıyılarımızı koruyup doğru ve verimli kullanamıyoruz.
Körfezde her şey var; sörf ve yelken için bulunmaz koylar, kayalıkları, mağaralar ve mercanlar... Deniz-eko sistemi bakımından sualtı sporlarına son derece uygun bir doğa cenneti.
Orfoz balığı uzun yıllardır yakalanamıyor. Uskumru, sinarit ve kılıç balığı, orkinos, mercan, karagöz gibi yerli yerli balıklar artık avlanamaz olmuş... Her geçen gün daha fazla ’ağ’ teknesi ve binlerce metre uzunlukta marye ve dip ağı atanlar Saros’a da doluşmuş vaziyette. Sünger ve mercan rezervlerinde azalış dikkati çeker olmuş. Ergene ve İpsala ovalarından gelen tarımsal ilaç kirliliği bir başka sorun. TURMEPA’cılar, şeref başkanları Rahmi Koç ve Yönetim Kurulu Başkanı Eşref Cerrahoğlu’na sorun ve çözüm önerilerini sunacaklar; Saroz nasıl kurtulur diye...
Aysel Abla’nın sofrası
SAROS Körfezi’nin Eceabat kesimindeki Ece koyunda Nurettin Reis ve eşi Aysel Abla’nın mütevazı balıkçı barakasında konuk olduk önceki akşam. Aysel Abla’nın, değme restoranlara taş çıkaran zeytinyağlılarının ve balıklarının lezzeti ayrı bir yazı konusu olabilir. Nurettin Reis "Denizin bereketi kaçtı. Bunda biz de dahil herkesin sorumluluğu var. Ama bizim yöneticilerimiz buna çözüm bulmalı, bize yol göstermeli ve Saros’u korumalı" diyor. Çok değil beş altı yıl önce olsaydı bizlere sinaritler, mercanlar ve istakozlar sunabileceğini söylüyor. Ama artık bunları bulmak çok zor.
Soframızın ilginç konukları vardı. Can Ataklı ve bankacı Erdal Batmaz’la, tabii ki Saros’a ilişkin projeler başta olmak üzere bankacılık ve ekonomi üzerine; Dardanel’in sahibi Niyazi Önen’le hem futbol ve kültür balıkçılığı; Bozcaada’da 1000 yıl sonra adanın geçmişine yaraşır bir biçimde üzüm ve şarabın yeni bir tanımını yapan ve bu anlamda da adayı popüler hale getiren Corvus marka şaraplarının üreticisi mimar Reşit Soley ile bağcılık/şarapçılık ve yaşanan kuraklık üzerine sohbetler yaptık. Ertuğrul Özkök kıskanacak ama içtiğimiz şarapların tadını anlatmak mümkün değildi. Özellikle de daha piyasaya sunulmaya hazırlanan özel şişelenmiş Merlot ve adaya özgü ’Çavuş’ üzümünden yapılanlar...
Niyazi Önen, balıkçılık sektörünün en önemli ihraçatcısı olarak, TURMEPA’ya üye olacağını söyledi ve "Deniz Ürünleri Sanayicileri Derneği Başkanı ve bir yöre insanı olarak Saros’un milli park olmasından yanayım. Bu durum hem yöre balıkçıları için hem amatör balıkçılık turizmi için faydası olacağı gibi sürdürülebilir ticari balıkçılık için de olumlu sonuçlar verebilecek bir karar olacaktır" dedi.
Özel Çevre Koruma statüsüne alınmalı
TURMEPA Genel Müdürü Levent Ballar, Saros’un mutlaka Göcek (ve de Belek, Dalyan, Tuzgölü, Ihlara Vadisi...) gibi mutlaka Özel Çevre Koruma Kurumu (ÖÇKB) bünyesine alınması gerektiğini söylüyor. Kontrolsüz yapılaşmaya mutlak engel olunmasını, evsel atıkların arıtmadan geçirilmesini isteyen Ballar, "Ne yazık ki, trol ve gırgır balıkçılığı yanında yanında dalış faaliyetleri de hiçbir kontrole tabi değil. Sakın kimse bize bu konuda sorumlu davranılıyor, engel olunuyor demesin. Böyle bir balık hazinesi körfezinde bir tek sahil koruma üssü bulunmaması ayrı bir skandaldır. Bunlara karşı yasal işlem yapacak veya caydırıcı etkide bulunacak tek bir makam da yoktur. Deniz mercanları tahrip edilmekte ve bilinen altı adet gemi batığının soyulacak bir yanı kalmamıştır. Bu durum dahi Saros’a müdahale edilmesi ve özel bir yapıya kavuşturulması için tek başına yeterli bir gerekçedir. Yoksa bütün bunların sonucunda hiçbir özelliği kalmayan ve hatta zaferiyle ençok övündüğümüz Çanakkale Savaşlarına ait denizaltı mekanların dahi gelecek nesiller tarafından görünmesini imkansız kılacaktır.
GÖCEK KURTULUYOR
Ballar ayrıca, TURMEPA’nın yürüttüğü proje ile Göcek’teki bir yıl içinde motorlu yat ve yelkenlilerin, teknelerde yarattıkları atık ve çöplerin deniz ve kıyıdaki atık alım istasyonlarına bırakılma zorunluluğunun getirileceğini ve bunun için ’kayıtlı’ denetim uygulamasına başlanacağını da açıkladı.
İyisin Türk milleti
İDDİANAME açıklandı.20 Ekim 2008 tarihine kadar gene Ergenekon konuşacağız, yaşasın!