Paylaş
İstanbul’a yakınlığı ve ekonomik nedenlerle Ege ve Güney’e gidemeyen yerli turistleri çekiyor artık. 17 bin yerleşik nüfusuna karşılık yazları 150 bine yükseliyor nüfusu. Yazları 18 fırın çalışıyor. Çok sayıda ‘marka’ market açılmış.
1923’te belediye olan Şarköy’de cadde ve sokaklarda komutan isimleri yer alıyor: Atatürk, İsmet İnönü, Enver Paşa, Kazım Karabekir, Fevzi Çakmak, Sarıca Paşa gibi... Cumhuriyet ilkelerine bağlı bir topluluk. Sol oylar hep önde ama sağ ve sol arasında çok katı ayrımlar yok.
Yerleşik halkı Balkan ve Rumeli mübadili ve muhacir... Selanik-Makedonya ağırlıklı. Geçimlerini başta bağcılık ve zeytincilik olmak üzere sebze ve meyve yetiştiriciliğinden sağlıyorlar; 2-2.5 ay da turizmden... Pansiyonculuk yerinde sayıyor, otelcilik ise gelişemiyor.
20 BİN YAZLIK
Çünkü, Şarköy sınırları içinde 25 bin konuttan 20 binini yazlıklar oluşturuyor. Yazlıkçılarla 8-10 kat artan nüfusun yükü altında haklı olarak eziliyor belediye... Tüm sahil kentlerinin bu sorununa karşılık, hükümetler belediyelerin ‘yazlık kaynak’ talebine kulaklarını kapatıyorlar. AKP ise şunu yapıyormuş.
Belediye geçen dönem AKP’nin elindeymiş. İstanbul Büyükşehir Belediyesi çeşitli yardımlarda bulunmuş Şarköy’e. Ama CHP gelince bu kaynaklar kesilmiş. O nedenle çoğu İstanbullu olan yazlıkçılar bu duruma tepki gösteriyorlar. Tatilci bir kadının “Ben İstanbul’da AKP’ye oy vermiştim, Kadir Topbaş, Tekirdağ ve Şarköy’e yardım yapıyordu. Yardımlarını niye sürdürmüyor? Başka belde belediyelerine yapıyormuş” demesi dikkatimizi çekti.
BİR İSKELE Kİ...
Bir zamanlar İstanbul’dan vapurun işlediği Şarköy’ün L şeklinde 650 metre uzunluğundaki iskelesi adeta ‘deniz bulvarı’, insan kaynıyor. Belediye Başkan Yardımcısı Efrahim Galip, L biçiminde 190 metrelik iskeleyi devralmak istediklerini, bu gerçekleşirse iskeleyi ilave mimari motiflerle sanat alanına dönüştürebileceklerini söylüyor. Belediyenin bölgede ünlenen parke taşlarıyla döşense Şarköy’e çok şey katabilir bu proje.
Şarköy’ün havası aynı Altınoluk gibi; özellikle Akdeniz iklimi özelliği taşıyor. Belediye Başkanı Süleyman Altınok, “Kentimiz sırtını Işıklar (Ganos) Dağı’na dayadığından 360 günün en az 300 günü poyraz eser. Rutubet yoktur, astım hastalarına iyi gelir, yüksek tansiyon hastaları burada hap almaz” diyor.
SEKTÖRE BALTA
Bağ ve şarap üreticileri ise dert küpü... İktidarın başının üzüm yeyin demesinin bir anlamı yok. AKP’nin iktidara gelmesinden bu yana yıllardır buraya güç veren şarapçılık sektörünün baltalandığı açık. Tekirdağ Bağcılık İstasyonu bir taraftan köylülere bağ çubuğu dağıtırken, öbür taraftan şarap üreticileri baskı altında tutuluyor. Yüksek orandaki ÖTV maliyeti yükselttiğinden piyasa koşullarına bağlı olarak şarap üretimi giderek düşüyor. Ganos (Eski şaraplarının üreticisi Füsun Eren “Hatırladınız mı, şarap üretimi yaptığımız tesislerin bulunduğu arsamız hükümet konağı yapılmak üzere istimlak edilmek istenen kişiyim” diye hatırlattı. O zaman köşemizde “Şarap üreticisine istimlak cezası” diye yazı yazmıştık. “Yalçın Bey, baskınlardan bıktık. Sahte bandrolün olduğunu söyleniyor; bu doğru ama biz küçük üreticilerin hırsız safında gösterilmesine tepkiliyiz. Büyükler dışında kaç üretici kaldık ki...” diyor haklı olarak... Şarköy, Mürefte ve Hoşköy’de büyüklerin dışında şarap yapan beş-altı ailenin kalması çok üzücü. Sirke ve pekmeze dönenler de işlerinden memnun değil. Üzümünü geçen yıl çay fiyatına satan üreticinin kızgınlığı nedeniyle bağlarını sökmeleri konunun acı bir tarafı.
Şarköy’ün markası ‘Güler Sabancı’
Bağların yerine başta zeytin olmak üzere kiraz, yenidünya, ceviz ve sofralık üzüm ekimi başlamış. Zeytin ağaçı sayısı 1 milyonu bulmuş; ancak bu yıl dondan dörtte birinde ürün kaybı olmuş. Bölgedeki zeytinin Gemlik’e rakip olduğunu söylemek gerek. Marmarabirlik zaten bölgeden alım yapıyormuş.
Güler Sabancı’nın bölgeye katkıları unutulmuyor. Dayısı Orhan Türker’le
Gülor marka üretim yapan Sabancı “En iyi şarap üretilebilecek toprak ve hava Şarköy’de” diyormuş. ‘Güler Sabancı’ Şarköy’ün en önemli markası. Oradaki dostlarla konuşurken Şarköylüler, belediyenin tahsis edeceği bir arsaya yörenin ihtiyacı olan huzurevi yapılması için sponsor olmasını istiyorlar Güler Hanım’dan.
Şarap evrensel bir gelir kaynağı, Şarköy’ün de yöresel zenginliği. Şaraba karşı hükümet köstek değil, daha çok destek olmalı.
Umudu kestik mi
DEVLET Bakanı ve Başmüzakereci Sayın Egemen Bağış “AB standartlarında demokrasimiz olduktan sonra AB üyeliği umurumda değil” demiş. Artık Sayın Bakanımız da AB üyeliğinden umudunu kesmiş ki böyle bir beyanda bulunmuş.
Biz de şöyle bir değerlendirme yapsak: Acaba demokrasimiz AB standartlarında olmadığı için mi bizi üyeliğe almak istemiyorlar!
Tarık TARCAN
Gülhane’ye ihanet
GÜLHANE Parkı’nın içinde, girişte solda surlara dayanmış vaziyette büyük bir yapı dikkatimi çekti. İBB’nin yeni yapılan sosyal tesisiymiş. Korumacı olması gerekirken bir belediyenin tarihe saygısızlık etmesinin hiçbir gerekçesi olamaz. Yandaşlara kadro açmak da olsa... Belediye için her şey para değildir. Belediye kime şikâyet edilir; yıkılması için kime söylenir, Tayyip Erdoğan’a mı, Kadir Topbaş’a mı, Prof. İlber Ortaylı’ya mı, Ertuğrul Günay’a mı, Veysel Eroğlu’na mı, Beşir Atalay’a mı, kime söylenir!
Bu sur düşmanlığı değil midir?
Küfrün nedeni
SİLAH, Türk erkeğinin en değerli üçlüsü arasındadır. Küfür ve şiddet de. Pek çok araştırmanın doğruladığı üzere bunlar ifade yetersizliğinin, zayıflığın ve güvensizliğin dışavurumudur.
Araştırmalar bilim ve kültür yönü zayıf, kendini ifade edemeyen, güvensiz ve zayıf kişiliklerin tartışma anında daha çok öfke kontrolü sorunu yaşadığını ve küfre, şiddete, silaha sarıldığını da ortaya koyuyor.
Y.D.
Paylaş