Sarıgül, ‘‘Ulusal spor tarihimizin bu en büyük başarısına siyasetçiler prim yapmak için ortak olma hakkına sahip olmamalı; ucuz siyaset malzemesi yapılmamalıdır’’ dedi.
Devlet Bakanlığı ve Futbol Federasyonu'na başvuruda bulunan
Sarıgül şunları söyledi:
‘‘Millilerimizin bu başarısı mutlaka anıtlaştırılmalıdır. Bu konudaki çalışmalara ben de talibim. Ancak bu konuda yapılacak çalışmaların her türlü acelecilikten ve günlük kaygılardan uzak, gelişi-güzel ortaya atılmış fikirler olmaktan ziyade planlı, programlı ve sistemli bir şekilde yürütülmesi gerekmektedir. Spordan sorumlu Devlet Bakanlığı ve Futbol Federasyonu ile mutlaka işbirliği yapılması gerekmektedir.
Bakan Akcan maalesef yanıltılıyor
Fatih Sultan Mehmet Köprüsü onarımı, Bakan
Akcan'ın açıklamasına karşın bakanlığın verdiği talimatlar dışında yapılmaktadır. Maalesef Bakan'ın bundan haberi yoktur.
Geçen cumartesi sabaha karşı 00.40'da, hem de pazar sabahı 01.10'da
FSM'de bırakın herhangi bir çalışmayı tek bir görevli yoktu. Halbuki sayın Bakan bu çalışmanın 24 saat esasına göre gece-gündüz sürdürüldüğünü belirtmişti. Eğer durum böyle ise Bakan'ın, müfettiş göndermek yerine
Ankara'dan gelip durumu kendisinin bizzat görmesi iyi olur.
Türkiye'de,
Almanya'daki gibi hafta sonu çalışması yasak mıdır?
Hızlı onarım için bir önerim var: Bakan işlemin dar alanda yapıldığını ve çok sayıda işçinin fayda sağlamayacağını söylüyor. Peki çalışmalar köprüdeki trafikten arındırılmış alanın niçin sadece
Avrupa yakasından sürdürülüyor. Aynı anda ikinci bir ekip de
Asya yakasından çalışmaya niçin girmiyor? Akıl mı erdirilemiyor, yoksa gereken özen mi gösterilmiyor?
Bu yapılan çalışmaya bakınca insan ülkemizin niçin geri kaldığını anlıyor. En büyük neden insan kalitemizin düşüklüğü...
Selçuk EROĞLU İSTANBUL Bir bakana nasıl emrivaki yapılır
KÜLTÜR Bakanı
İstemihan Talay telefonda biraz gergindi; ‘‘Bakanlığıma haksızlık ediyorlar. Ancak o orkestrayı gönderiyoruz’’ dedi.
'Bulutsuzluk Özlemi'nden
Nejat Yavaşoğulları, İzmir Devlet Opera ve Balesi'nin, parasızlıktan
Almanya'ya gidemeyeceği haberini okuyunca üzülmüş ve dün köşemize yazdığı eleştiride ‘‘futbolda başarı kazanmış bir ülkenin sanat alanında da başarı çizgisinin evrensel olduğunu göstermesi gerektiğini’’ belirtmişti.
Talay, ‘‘Olayın ayrıntısı bilinmediği için dıştan olay üzüntü vericidir. Ancak olayın hoşa gitmeyecek yanları vardır.
Türkiye'nin adını zedelememek için 160 değil de, 63 kişilik bir grubu
Almanya'ya gönderme kararı verdik’’ dedi.
Kuşadası ve
Marl (Almanya) üç yıl önce kardeş şehir oluyorlar;
Almanlar ve
Türkler hemen arkadaş oluyorlar! Karşılıklı davetler başlıyor. Altı ay önce İzmir Devlet Opera ve Balesi,
Almanya'ya davet ediliyor;
'Alman-Türk Dostluk Konserleri' vermesi kararlaştırılıyor.
Ancak bu organizasyonu kendi başlarına oluşturanlar
Kültür Bakanlığı'na emrivaki yaparak
‘‘Hadi para ver’’ diyorlar. Bakanlık ise yıllık programlarında böyle bir konser organizasyonu olmadığını, kalabalık bir orkestranın bir-iki konser vermesinin rasyonel olmadığını belirterek öneriyi reddediyor. Kuzey Ren Westfalya'daki konsolosluğumuz da, organizasyonun darlığı nedeniyle olumlu görüş belirtmiyor.
Ancak
İZDOB'un
Almanya turnesinin afişleri çoktan bastırılmış, her şey kotarılmıştır.
Bakanlık köşemizde yer alan yazıyı da göz önüne alarak dış áleme rezil olmamak için 63 kişilik bir grubun gitmesine karar verir. Aslında daha önce gitmesi düşünülen grubun sayısı; solistler (5), orkestra (65), koro (70) ve bale (20) olmak üzere 160 sanatçıdan oluşuyordu.
‘‘Hayır’’ dense bakanlığın sanata saygı duymadığı iddiası ortaya atılacaktır. Peki böyle bir daveti, organizasyonu düzenleyenler
'kardeş şehir'deki sivil toplum örgütleri niye ortaya çıkmaz? Kuşadası Ticaret Odası Yönetim Kurulu Başkanı
Ali Ergül kamuoyuna
‘‘Avrupa'da konser iptal ettiren Kültür Bakanlığı...’’ diye bildiri yayınlayacağına, bu organizasyona katkı için elini cebine atmayı niye düşünmez?
Meslek odaları yurtdışına kendi üyelerine turistik gezi yaptıracaklarına bu tür kültürel faaliyetler için şimdiye kadar bütçelerinden ne harcamışlardır?
Her konuda yardım ve desteği hep devletten beklemek
Ticaret Odası'na pek yakıştı galiba.
Amblem icrada
EMİN Çölaşan, Ankara'nın başına musallat edilen hilkat garibesi amblemi defalarca yazdı;
‘‘Hem dinimizi, hem de bayrağımızı küçük düşüren iğrenç bir nesne’’ dedi.
Ne yazık ki
Büyükşehir'in bu amblemiyle ilgili hiç kimse ilgilenmedi; onu iptal ettiremedi, yerinden indiremedi. Ama avukat
Rahmi Kumaş, bu amblemin iptal edilmesi için altı yıl önce dava açtı. Ankara 2. İdare Mahkemesi de amblemi oybirliği ile iptal etti.
Ankara ile ilgili bir sorunu gündeme getirdiğimizde hemen ilgilenen Valilik, bu amblemi hep görmezlikten geldi.
CHP eski Trabzon milletvekili olan
Rahmi Kumaş kesinleşmiş mahkeme kararıyla ilgili olarak
Melih Gökçek'e ihtarname gönderdi; 30 gün içinde amblemi ilgili yerlerden kaldırmazsa kendisine karşı uygulayacağı yaptırımları sıraladı... 7 gün içinde amblemin her yerden (AŞTİ, alt-üst geçitler, duraklar vb.) kaldırılmasını ve yargılama giderlerinin ödenmesini istedi. Eğer belediye, icra emrine uymazsa
AŞTİ başta olmak üzere alt-üst geçitlerden amblemi icra yoluyla kaldırtacağını açıklıyor
Rahmi Kumaş...
Gökçek'in bu kez sıyırması zor galiba?
Durak'a öneri
İBRAHİM Tatlıses'in adını bir caddeye koyan ve bu konuda
Bülent Ersoy'un sitemine uğrayan Adana Büyükşehir Belediye Başkanı
Aytaç Durak'a,
Seyhan'dan
Kubilay Gaspıralı şu öneride bulunuyor:
Ruslar'ın
Kırım Türkleri'ne soykırım uyguladığı 1800'lü yılların ikinci yarısında
Türkçülük adına büyük bir mücadele veren ve önder kişiliği ile tarihe mal olan
Gaspıralı İsmail Bey'i tanır mısınız?
Türk büyüğü Sayın
İsmail Gaspıralı'nın ismini hiç kimsenin unutmaması gerekiyor. Adının Adana Büyükşehir Belediye Meclisi'nin uygun bulacağı bir bulvara veya bir caddeye verilmesini öneririm Sayın
Durak... 'Pota'dan sevgiler
‘‘BEN İsmet Badem’’ adlı, iki ayda üç baskı yapan kitabında tatlı ve tonton bir ihtiyarın öykülerini keyifle okuyorsunuz. Herkesin hayatı kendince bir roman.
Badem'in açık sloganı şu:
Dudaklarınızdan tebessüm, kalbinizden basketbol sevgisi eksik olmasın.
Badem sizleri basketbol dünyasının derinliklerine götürüyor;
Yalçın Granit ve
Mehmet Baturalp anılarını anlatıyor. Kitapta
Earl Wilson'un şu sözleri bugünlere bir çağrışım yapıyor mu?
Başarı mı dedin?
Başarı tamamıyla şansa bağlıdır!
İnanmazsan başarısız insanlara sor!.. MESAJ
DİSK-Genel-İş Sendikası Van Şube Yönetim Kurulu Başkanı
Hacı Keyfi şu açıklamayı gönderdi:
'Van Belediyesine: Sesimize kulak ver' (28.6.2002) başlıklı yazıda yer alan açıklama ve suçlamalarla, bu mesnetsizlikle bir ilişkimizin bulunmadığını, yazının altında imzası bulunan
İ.Kızılkeçili isimli şahsı tanımadığımızı belirtir, belediyemiz, belediye çalışanlarımız ve sendikal yapımız üzerinde oynanmak istenen kirli oyunları kamuoyu nezdinde reddederiz.
TRAKYA'dan bir yağ sanayicisi yağa getirilen fonlarla ilgili olarak
Bakanlar Kurulu'na soruyor: Bütün yağlara ve çekirdeklere fon getirilirken neden soya fasulyesi çekirdeğine fon gelmedi? Neden?.. Birileri vurgun yapsın diye mi?
İBRAHİM Tatlıses'in adını bir caddeye veren, bu konuda
Bülent Ersoy'un sitemine uğrayan Adana Büyükşehir Belediye Başkanı
Aytaç Durak acaba Türk büyüğü
Gaspıralı İsmail Bey'in adını da bir cadde veya sokağa vermeyi düşünür mü?
Kubilay GASPIRALI-SEYHAN