Paylaş
Öncelikle Saraçoğlu için belgesel kararları nedeniyle tüm bu kuruluşlara içtenlikle teşekkür ediyor ve kutluyorum.
Bilenler için Saraçoğlu Mahallesi’nin anlamı çok derindir. Bu mahallede uzun yıllar yaşamış insanlar için orası tam bir anı ve nostalji mekanıdır.
Bu benim için de geçerli. Nasıl olmasın? İlk ve ortaokulu Namık Kemal’de okudum. Okul, Kumrular Sokak üzerindeydi. Okulun arka bahçesi Saraçoğlu Mahallesi’nin orta yerinde büyük bir oyun alanıydı. Şimdi, açık park yeri olarak kullanılıyor. Necatibey Caddesi ile Üçüncü Cadde arasındaki konutların önündeki alan, çocukların futbol, dalya, kukalı saklanbaç ve yakan top oynamalarına açık bir mekandı. Bahçe duvarına oturup gecenin geç saatlerine kadar sohbet ettiğimiz günler zihnimde tazeliğini koruyor.
Bahçede futbol oynarken, kale direği niyetine taşlar konulurdu. Atılan şutun kale direği olarak konulan taşın içinden mi dışından mı gittiği hep tartışma konusu olurdu. Hakem, “Gol” dediğinde de tartışmalar bitmezdi. O zamanlar amatör bir ruhla, enerjisini sonuna kadar harcayan futbol tutkunu çocuklar için sarı ve kırmızı kart uygulanmazdı. Gol mü, değil mi tartışmaları futbol maçlarına ayrı bir güzellik katardı.
Mahallenin D Tipi evleri diye bilinen kısmındaki bayırda kışın, kimi zaman yarım metreye ulaşan karın içinde kıran krına el yapımı kızaklarla yarış yapılırdı. Necatibey Caddesi’nden karlı havalarda ilerlemeye çalışan kamyonlara atmak için özel olarak kar topu hazırlanırdı.
Saraçoğlu esnafı mahallenin çocuklarını tanır, onlara yakın ilgi gösterirdi. Üçüncü Cadde’nin köşesindeki bakkaldan şeker ve karamela alınırdı. Bakkalın yanındaki kuru yemişçiden ise ayçekirdeği alıp çıkır çıkır yemek çocukların vazgeçmedikleri bir alışkanlıktı.
Kumrular Sokak üzerindeki evlerin bahçelerinde bulunan çeşitli meyve ağaçları yine mahallenin çocukları için dalından meyve yemek için önemli fırsat oluştururdu. Şimdi o evlerin yerinde 4, hatta 5 katlı binalar yükseliyor. Yükselen binalara meydan okuyan tek unsur ise yıllardır köklerini iyice derinleştirmiş, gövdeleri kalınlaşmış olan görkemli çıkan ağaçları. Birinci Cadde’nin yol kenarındaki at kestaneleri de yıllara meydan okumaya devam ediyor.
Saracoğlu Mahallesi’ne halkın katılımı için 29 Ekim – 3 Kasım tarihlerinde “Saraçoğlu Mahallesi halka açılıyor” etkinlikleri yapılacak. Amacın Mahalleyi kente kazandırmak olduğu kaydediliyor. İşte bulunmaz bir fırsat… O mahallede yaşamış, unutulmaz olaylara tanıklık etmiş, anılara sahip olan insanlar bu tarihleri mutlaka not alın. O etkinliklere katılın. Çocukluğunuzun anılarıyla birlikte bu Mahalleye mutlaka sahip çıkın. Saraçoğlu hep yaşasın.
Ercan DEVA
Müşteri olsanız bu sokağa gelir misiniz
Samanpazarı Can Sokak esnafı olarak derdimiz artık ayyuka çıkmış vaziyette. Birkaç sene önce sokağımızı taş kapladılar, ama ne taş evlere şenlik. Yazın tozu; kışın çamuru bitmez. Temizlesen temizlenmez, kumu bitmez, devamlı sökülür ve devamlı yama yapılır. Üstüne üstlük yaparken yolu da daralttılar ki, trafik çilesi de çabası.
Can Sokak, Ankaralı ve Ankaralı olmayanı, bir dünya yabancı misyonu ve diğer ilgili nice insanı Ankara Kalesi’ne, müzelere ve tarihe bağlayan yegane yoldur.
Her yıl bizim sokağa illa bir boru döşenir. Bu yıl da beklediğimiz gibi geldi ve nitekim döşediler. Her yıl döşendikten sonra yol metruk hale gelir ki, şikayetler artınca yol yapılsın.
Bu sene de aynı şeyler. Müteahhit firma da üzerine toprakla karışık bir kum serdi ve gitti. Şimdilerde günde 6-7 defa bir belediye sulama arabası gelip, aşağıdan yukarı-yukarıda aşağı basıyor suyu. Eh haliyle yol oluyor bir çamur deryası. Biz esnaf olarak karşıdan karşıya geçemiyoruz müşteri ne yapsın.
Sinan ERCIYAS
KISA... KISA...
- Çankaya Belediyesi Çağdaş Sanatlar Merkezi’nde, 86 sanatçının ‘Öyleyse Varım’ sergisi bugün açılıyor. 22 Ekime kadar sürecek sergi feminist sanatçı Linda Nochlin’in 1971’de yayınladığı “Neden Hiç Büyük Kadın Sanatçı Yok?” adlı makalesinden yola çıkarak, kadının birey ve sanatçı olarak görünmez olmasına karşı duruş yer alıyor.
Paylaş