Şapka-takke ve kasket bitti sıra düşüncede

TÜRKİYE'nin 40 yılını harcayan bu üç aldatmaca simgesi artık geçerliliğini yitirdi. Hazine'nin parası ile kendi partisi ve yandaşları için taban fiyatını yükseltip oy satın alan zihniyet, konuşmasında K'ları G ile telaffuz etse de kimseyi kandıramayacağını anlamış durumda.

Nutuk alanlarını cami yakınlarında seçip, ezan vakti nutka ara veren, halkı din sömürüsü ile aldatan takke, 28 Şubat meltemi ile uçup gitti. Sıra kaskete geldi. Başına yabancı toplumların sembolü olan işçi kasketini giyince sosyal adaleti sağlayacağını sanan kasket, 250 milyon TL asgari ücret kararının altına imzayı atınca IMF rüzgárlarına kapıldı ve uçtu gitti. Rahmetli Ali Ulvi sağ olsaydı, Adnan Menderes için çizdiği 'Uçtu-Uçtu' (Cumhuriyet Mayıs 1960) karikatürünü basardı. Neticede millet kasketi içine sindiremedi.

Şimdi Türkiye, büyük Atatürk'ün deyimi ile en hakiki mürşitin bilim olduğunu zorla da olsa kabullenen bir devreye giriyor. Artık kafalara şapkalar, kasketler değil, rasyonel düşünce gerekli. Hepimize hayırlı olsun.

Dr. Doğan SAĞIRLI-ALMANYA

Ben sol kolumu kaybettim TBMM 657 milyonun peşinde


TBMM Başkanlığı'na... 1997 yılından bu yana, sol kolumda bulunan yumuşak doku kanseri nedeniyle tedavi görmekteyim. Bu hastalığa dayalı olarak, ülkemizde ve Amerika'da çeşitli ameliyatlar geçirmiştim. Son olarak nükseden kanserim nedeniyle, başkanlığınız beni Amerika'ya göndermiş, orası da çok riskli olan bu ameliyatı yapamayarak Hollanda'ya sevk etmişti. Amerika'daki ameliyatım için istenen 50 bin doları yollayan TBMM Genel Sekreterliği her nedense Hollanda'da ameliyatımın gerçekleşmesi için istenen parayı göndermemiş; elinde hiçbir belge olmadığı halde, durumumla ilgili Ankara Numune Hastanesi'nden rapor istemiş, Numune de ameliyat için gerekli paranın gönderilmemesi görüşüne varmıştı. Amerika'da ve Hollanda'da iki aya yakın hiçbir şey yapmadan kaldıktan sonra ülkeye dönmek zorunda kalmıştım.

Bilindiği gibi Cerrahpaşa Tıp Fakültesi çok gecikmesine rağmen kolumu ameliyat etmiş, fakat 2.7.2002'de sol kolumun çeşitli noktalarında ani olarak beliren nükslerden dolayı şu anda sol kolum kesilmiş durumdadır. Bu konuda, elbetteki beni felakete iten sorumlulardan hesap soracağım.

İstanbul Alman Hastanesi'nde yapılan ameliyatın, doktor ücreti olan 2 milyar lirayı bizzat ödemek zorunda kaldım. Ayrıca hastanenin karşılamadığı 657 milyon lirayı da keza ben ödedim. TBMM'den fatura bedelinin toplamı olan 2.657 milyon liranın ivedilikle yollanmasını dilerim. Başta da dediğim gibi sol kolumda ani olarak beliren nüksler nedeniyle doktorumun isteği doğrultusunda MR çektirmek zorunda kalmıştım. İlaç ve MR bedeli olan 581 milyon liranın ödenmesi için 20.6.2002 tarihinde Başkanlığınıza durumu bildirerek bu paranın ödenmesini dilemiştim. Bugüne kadar her nedense ödemenin yapılmadığı anlaşılmaktadır. Durumu bilgilerinize sunuyorum.

Yılmaz ALPASLAN

Tekirdağ eski Milletvekili


Cumhuriyet'le meselesi olanlara karşıyız


ALMANYA Cem Vakfı sözcüsü Alişan Hızlı dünkü ‘‘Alevilerin seçim hassasiyeti’’ yazımız üzerine şu açıklamayı yaptı: ‘‘Cumhuriyetle meselesi olanlara karşı Alevi örgütleri olarak artık birlikte karar vermek durumundayız. Bu amaçla laik, cumhuriyetçi, demokrat ve Atatürkçü partilerden hangisi isteklerimize cevap verirlerse veya öneri getirirse bizim göstereceğimiz isimleri de listelerine alırlarsa, o partiyi destekleyeceğiz. Bu amaçla 31 Ağustos'ta ilkelerimizi ve aday olmak isteyenleri tespit edeceğiz. Gerektiğinde bir partiyi destekleyeceğimiz gibi bizi görmezlikten geldiklerinde oy kullanmama kararı alacağız. Biz ülkemizde barış ve birlik-beraberlik istiyoruz.’’

GEÇMİŞTE KİMLER DESTEKLENDİ

- Peki partiler Alevilere nasıl bakıyor?

- DYP, CHP ve Yeni Türkiye, çeşitli Alevi örgütleriyle temas etmişler. Cem Vakfı'ndan bir yetkili, ‘‘Bizde isimler değil, cemaatten çıkacak karar önemlidir. Her şey bu toplantıda belli olacaktır’’ dedi.

- Alevi oyları geçen dönem CHP'ye mi gitti?

- Hayır, Baykal hiç kimse ile temas etmedi. DSP'li adaylar desteklendi.

- DYP 1995 seçimlerinde bazı Alevi örgütlerine para yardımında bulunmuştu.

- Evet... Nitekim o seçimde bazı Alevi grupların DYP'ye oy verdiğini biliyoruz. Ancak bu kez kim hangi hangi partiden olursa olsun, toplantıdan çıkan karara göre oy vermek durumundadır.

Dinçer'den açıklama
Haberin Devamı



KARAYOLLARI Genel Müdürlüğü'nden Bakanlık Müsteşar Yardımcılığı'na getirilen Dinçer Yiğit ‘‘Sandıklı yolu ihalesi, yeni yıla bırakılmalı’’ (31.7.2002) yazısı üzerine şu açıklamayı yaptı: Afyon-Sandıklı yolu ihalesi konusunu dile getirirken köşenizde adımın bazı olaylarla irtibatlandırılmak çabasına girildiğini sezinliyorum. Bu bakımdan size verilen bilgileri düzeltme ihtiyacı duydum. Tüm Karayolları camiası ve konuyla ilgili herkes çok iyi bilir ki; Vurgun operasyonu ile Dinçer Yiğit'in ve onun yönetimindeki Karayolları Teşkilatı'nın en ufak bir ilişkisi ve sıkıntısı bulunmamaktadır. Benim Karayolları Genel Müdürlüğü görevinden Bakanlık Müsteşar Yardımcılığı görevine atanmam görevden alınma değil, bir terfi yani yükselme işlemidir. Bunun ise tek nedeni Karayolları Teşkilatı'nın personel atamalarındaki prensiplerde Sayın Bakan ile aynı görüşü paylaşmamış olmamızdır. Bu nedenle kimsenin bu durumu çarpıtmaya ve kendine pay çıkarmaya hakkı bulunmamaktadır. Zaten buna da asla izin vermem.

MESAJ PANOSU

Haberin Devamı

KİPTAŞ, İkitelli 4. Etap´ta milyarlarca liraya sattığı daire ve villaları bir çok eksikle aylar sonra teslim ediyor. Mayıs ayında teslim edilecek evler Ağustos´ta bitiyor ve hala sahiplerine teslim edilmiyor. 250-300 milyara satılan villalar ise tapusuz. 4 aydır teslim edilmedi. Otopark ve yollar kifayetsiz. 3 sene sonra trafik tıkanacak gibi.

Ağır aksak yürüyen Kiptaş evleri, müşterilerini bin pişman ediyor. Şimdi inşaatı bitmemiş bekleyen yüzlerce ev ve iş varken Kiptaş Genel Müdürü İsmet Yıldırım, Ak Parti´den aday oluyor.

Sormak lazım, devlet memuru şartlarıyla siyasete giren bir insanın seçim kampanyasında harcayacağı 50-100 milyar liranın kaynağı neresi acaba?

Yılmaz EVREN-BAŞAKŞEHİR

AKBANK Yıldızposta şubesinin önünde 5 Ağustos günü arabamın camı kırılarak evrak çantam ile içi bilgi dolu olan dizüstü bilgisayarım çalındı. Bu banka yakın zaman önce de soyguna uğramıştı. Önceki hafta da aynı gün ve saatte başka bir işadamının parası, arabasının bagajından çalınmış. Gereği neyse yapılsın lütfen; yeter artık.

GÜNÜN SÖZÜ

‘‘Ayakta ölmek, diz üstü yaşamaktan iyidir.’’

Franklin Roosevelt
Yazarın Tüm Yazıları