Sanatsal cam sergileri size çok şey öğretir

Bir zamanlar belki bir yıldırımın düşmesi, belki dünyanın soğuması esnasında oluşmuş, ilk insanın obsidyen dediği savaş aleti, kadınların süslenme aracı, ilk ayna olarak gördüğümüz cam.

Haberin Devamı

Ortadoğu’da deneyici bilginler tarafından keşfedildiğinde hayatımızın her alanını bu düzeyde kaplayacağını bilmiyorlardı. Cam sanatı M.Ö. 2500’li yıllara tarihlenmektedir. Babil’de ilk kil tabletin üzerinde ilk cam reçetesi kazınmıştır. Mezopotamya, Mısır ve Fenike’de cam üretilmiştir.

Doğu Akdeniz’de, Suriye’de, Mısır’da bu malzemeyle süs eşyaları, cam boncuklar, şişeler, saklama kapları yapılıyordu. O zamanların en kıymetli eşyası olan camı ölüm törenlerinde, düğünlerde hediye ederek birbirlerini onurlandırıyorlardı.

Ortadoğu’nun Romalıların egemenliğine girmesiyle cam ve ustalarının yolculuğu Anadolu’yu da geçerek Roma ülkesine gitti. Camın Anadolu’dan batıya geçerken de Yozgat Alişar, Manisa Sart, Eskişehir Gordion’da durak olarak kaldığını bilinmektedir. Hatta en eski kalıpta şekillendirilmiş olarak Gordion’da bulunduğunu da biliyoruz.

Haberin Devamı

Sanayi devrimine kadar yaşamını İtalya’da sürdüren, orada bütün Avrupa’ya ve tabi ki Osmanlı ülkesine de tekrar geri dönen cam, bizde Beykoz’da varlığını bir süre orta düzeyde sürdürür. Asıl gelişimini Cumhuriyet modernleşmesi sürecinde gösterdi. Bugün ülkemizdeki cam sanayi bölgenin en büyüğü olarak devam etmektedir.

Cam Avrupa’ya yayıldıktan sonra 19. yüzyılın son çeyreğinde ve 20. yüzyılın başında salt ihtiyaç malzemesi olarak değil, bir sanat malzemesi olarak da değer gördü. Yeni sanat (Art Neuveau) akımıyla beraber Fransa’da Almanya’da ve Avrupa’da birçok şehrine yayıldı. 20. yüzyılın ikinci yarısıyla beraber küçük atölyelerde de gelişen cam sanatı, cam hareketi, hayatımızın her aşamasına yerleşti.  Sadece cam sanatı sergisi yapan galerilerle beraber cam müzeleri de sanat boyutuyla da yaşamımıza girdi.         Ekrem ÖZEN – Ressam

TÜRKİYE’NİN EN BÜYÜK ENGELSİZ OKULU GAZİANTEP’TE

Gaziantep’teyim... Gaziantep Büyükşehir Belediye Başkanı Fatma Şahin bizi yeni açılan Baharat Müzesi’nde Gaziantep yemekleriyle ağırladı... Yemekten sonra Engelsiz Yaşam Merkezi’ni gezdik. Burası, engellilerin eğitim aldığı Türkiye’deki en büyük okul. Gaziantep savunmasının anlatıldığı Panorama - 25 Aralık Müzesi’ni gezdim. Muhteşem manzaralar gördüm. Fransızların Anteplilere yaşattığı mezalim karşısında dehşet içinde kaldım. Gaziantep’te tanık olduklarımı yarından itibaren bu köşede okuyabileceksiniz.

Haberin Devamı

ÇÖPE KİTAP ATMAK VE ZİHİN ÇÜRÜMESİ

Buna şahit olmuş biri olarak, bunu yapanların ruh halini ve zihin yapılarını araştırmak gerektiğini düşünüyorum. Bu sefer Belçika’da bir üniversitede ‘çöpe kitap atmak’ denen garabete sahne olan bir üniversite var. ‘Hem de üniversite’ demeyin! Aslında biz alışığız böyle şeylere...

- Bir tür #zihin #çürümesi’nden söz edilebilir ve bu çürüme sadece geri kalmış ülkelere mahsus bir şey de değil. Aslında bu da göreceli. ‘Maliyetli’ bulmuşlar. Bence bu kararı veren kişileri o işte tutmak maliyetli. Hemen kovardım, bir saat bile tutmamak en akıllıca çözüm.

- Belçika’da Gent Üniversitesi’nde fazla (!) kitapları ihtiyacı olanlara veya ilgilenenlere dağıtmak yerine çöpe atmışlar. Üniversitenin kitapları çöpe atma gerekçesi: “Kitapları tek tek dağıtmanın veya ilgilenenleri bulmanın maliyetli olması.”   Murat SEVGİ

Haberin Devamı

KAMPUS MU ARAZİ Mİ?

ODTÜ Tünel (2. Yol) için: Kampus mu, arazi mi? İkiye bölünsün seçeneğini gündeme getirirsek... ODTÜ Kampus yerleşkenin güney sınırının bittiği yerden “ODTÜ hazine arazisini ikiye bölecek yeni bir paralel yol projesinin masada ve bu yeni projeye göre; Malazgirt yoluna bağlanması düşünülen ODTÜ Tünel Yol Projesi yerine daha güneyden, kampus alanı dışından (Yalıncak ormanı sınırından) ancak bu seferde ODTÜ arazisini ikiye bölecek seçenek gündemde... Bilindiği üzere ilk seçenek Kampus alanını ikiye bölerek Hazırlık binalarının arkasından tünel ile geçerek Şehir Hastanesine bağlanma seçeneğiydi...” Tahir ÇalGÜNER -  Y.Şehir ve Bölge Plancısı

Haberin Devamı

BİLELİM ÖĞRENELİM...

Hıristiyan âleminin Hz. İsa’nın doğumu olarak kutladığı Noel hakkında bilmediklerimiz:

-‘Noel Baba’ diye fotoğraflananlardan biri, Demreli Aziz Nikolas’tır, diğeri ise İskandinavyalı Noel Baba’dır.

- Çam ağacı süslemek tamamıyla Türk adetidir ve bu adet Türklerden Avrupa’ya geçmiştir.

- Yılbaşı kutlamaları ise Noel ile ilgisi olmayan, yeni bir yıla girişin başlangıç kutlamalarıdır.

BİLİYOR MUSUNUZ

-İzmir Milletvekili Av. Sevda Erdan Kılıç tarafından verilen yasa önerisinde “Emekli aylığı bağlanma oranının yüzde 70’e yükseltilmesi zorunluluktur; emekli aylıkları net asgari ücretin yüzde 20 fazlasından az olmamalıdır. 14 milyon emekliden 8 milyonu ya açlık sınırında ya da açlık sınırının altında yaşıyor” dendiğini...

Haberin Devamı

-Tekirdağ Namık Kemal Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Mümin Şahin’in, üniversitenin yeni rektör yardımcıları Prof. Dr. Celalettin Vatandaş, Prof. Dr. Gülsüm Özkan ve Prof. Dr. Murat Taşan’ın görevlerine başladıklarını bildirerek “Uyum içinde çalışacağız” dediğini..

TBMM Kit Komisyonu Üyesi Orhan Sümer’in “Sudan’da Tarım Yapmak Üzere Kiralanması Planlanan Arazinin Yıllardır Tahsis Edilmemesi” ile ilgili Sayıştay raporlarına yansıyan usulsüzlükleri TBMM gündemine taşıdığını ve “Çiftçi kan ağlıyor, Saray halen Sudan’da tarım yapma derdinde” diye konuştuğunu...

Yazarın Tüm Yazıları