Paylaş
‘Sarı Saçlım Mavi Gözlüm’ türküsü ile tanınan Demir, sanatçı arkadaşlarının Erdoğan’ın davetine katılmamaları çağrısında bulunmuştu.
İktidarın sanatçıya ‘düşman’ olduğunu savunan Demir, “AKP’li bir babanın kızının balerin, gitarist ya da keman virtiözü olduğunu duydunuz mu? İktidar, sanatçıları bir araç yani kendi iç hesapları için binilip istendiği zaman terkedilecek vagon gibi kullanmak istiyor” diyor.
Almanya’da yılda 1 milyar Euro, 9 milyonluk Yunanistan’da 150 milyon Euro telif hakkı toplanırken, Türkiye’de bu miktarın 30 milyon dolar civarında olduğunu söylüyor. Gündemdeki 20-25 popüler sanatçı dışındaki emekçi sanatçıların yoksulluk çektiğini, pekçok sanatçının cenazesini belediyelerin kaldırdığını, Başbakan’ın sık sık söylediği ‘Beraber Yürüdük, Biz Bu Yollarda’ şarkısının bestecisi Selçuk Tekay’ın bir başka ülkede olsaydı yatları katları olacağını, söz yazarı Aşkın Tuna açısından da durumun aynı olduğunu, yıllarını müziğe vermiş Selmi Andak’ın ekonomik zorluk içinde Balat’ta bir hastanede yattığını söyleyen Demir şöyle devam ediyor:
“Sosyal güvencesi olmayan sanatçılara emeklilik hakkının sağlanması için Meclis Başkanı M. Ali Şahin ve Çalışma Bakanı Ömer Dinçer’e üç ay önce bir tasarı sunduk, bunun gündeme alınarak emeklilik hakkının süreklilik arzetmesini istiyoruz. Telif hakları da çok ciddi bir sorun...
‘KORSAN ÜLKE’
- AB ile görüşmelerde 35 fasıl yer alıyor; telif hakları 7. sırada. Biz hala bu konuyu çözemedik. Dolayısıyla kurallar işlemiyor. Türkiye’de tüketilen müziğin %35’i yabancı kaynaklı... Biz bunların teliflerini gönderemiyoruz. Bunun için dünya bizi ‘korsan ülke’ olarak görüyoruz. Sorunlar büyük ama onlardan telifler geliyor. (Soru üzerine) Almanya’daki meslek birliği GEMA’dan en çok telif hakkı Sezen Aksu, Tarkan ve Orhan Gencabay’a geliyor.”
‘Başbakan’dan yemekli masallar’
Açılım ortaya atıldığında “durumdan vazife çıkararak” Erdoğan’a “kutlama telefonu” açan Sezen Aksu, ‘açılım yanlışı’ndan döndü, Erdoğan’la kahvaltı etmedi... Kutlayalım mı?
C.M.
Neşet Ertaş’ın parçasını Şivan Perver söyler mi
Perver,“Doyulur mu, doyulur mu?/Canana kıyılır mı?/Canana kıyanlar/Hakkın kulu sayılır mı?” diyen Ertaş’ı anlayabilecek mi?
Perver daha önce şunu demişti: “Şu an Türkiye beni kaldırmaz. Zaten tek devlet-tek bayrak ilkesi olmaz.”
Kıssadan hisseler
“BİLGİSİZ bir kimse, savaş davuluna benzer, sesi çok, içi boştur.” (Sadi)
“Cahil ile sakın latife etme. Dili zehirli olduğundan gönlünü yaralar.”(Hz. Ali)
“Cahil ile sohbet etmek güçtür bilene, çünkü cahil ne gelirse söyler diline.” (La Edri)
“Cahil olanların merhameti ve lutfu azdır.” (Mevlana)
Nâzım ve M. Âkif’in heykelleri kayboldu
Bu heykellerin geçmişini aktarırsak... Esenyurt’ta, 2004’ten sonra gelen AKP’li belediye yönetimi, ilk iş olarak kültür merkezinin önündeki Nâzım Hikmet heykelini kaldırmıştı. Daha sonra heykelin izine rastlanmamış, bazı iddialara göre tunçtan yapılmış heykel, Esenyurt’taki bir viyadük inşaatının temeline beton harcıyla atılmıştı.
2004’te CHP’den Kumburgaz Beldesi Belediye Başkanlığı’na seçilen Dr. Hüseyin Çorbacıoğlu, İlçe Başkanı Dr. Ali Şeker ve eski Esenyurt Belediye Başkanı Dr. Gürbüz Çapan, Nâzım’ın yeni bir heykelini yaptırarak E-5 yolunun üzerindeki parka diktiler... Şimdiye kadar yapılan en büyük Nâzım heykeliydi; anımsadığımıza göre 7.5 metre uzunluğundaydı. Bir süre sonra Nâzım’ın heykelinin karşısına M. Âkif Ersoy’un da aynı büyüklükte bir heykeli dikildi.
Gazeteci Oktay Apaydın dün telefon etti, “Nâzım ve Mehmet Âkif’in heykelleri yok oldu. Kimse de bilmiyor. Büyükçekmece Belediye Başkanı CHP’li Hasan Akgün’e soracaktık, ancak yurtdışında olduğunu söylediler.”
Evet, ne oldu bu heykellere; kaldırıldı mı, çalındı mı?
‘Beyaz’ kulak çekmeliydi
Aynıyla vaki
ESKİŞEHİR’in yerel gazetesi ‘Anadolu’da dün yer alan ibretlik bir ilan:
“Üniversite hocası aranıyor
ESOGÜ Mimarlık Fakültesi’nde yeterli hoca olmadığı için mimari proje dersi alamıyoruz. Allah rızası için bize proje dersi verecek mimarlık hocaları istiyoruz.
Mimarlık Bölümü’nden bir grup öğrenci.”
Beyler, dikkat edin liseye değil üniversiteye hoca aranıyor!
Biliyor musunuz
SP Genel Başkanı Prof. Numan Kurtulmuş’un “bu kriz sanki hükümetten habersiz çıkmış, hükümetin bir payı yokmuş gibi davranma hakkı olmadığını” belirterek “Ya müsteşarını (Adalet) al ya da mağdur edebiyatını bırak” çağrısında bulunurken, sivil anayasa için kurucu meclis önerisini yeniden gündeme getirdiğini...
Paylaş