BİR konu doğrudan halledilemiyorsa onu küçük küçük parçalara ayırıp kimsenin fark edemeyeceği şekilde halletmek, salam taktiğidir.
Bir mühendis 1.5 metrelik bir tahtayı bir yıl içinde 360 eşit parçaya bölmüş, her gün ufalayarak yemiş, bitirmiş. Kimse tahta yenir mi demesin.
Bazıları için Türkiye'deki laik sistemi un ufak etmenin yolu salam taktiği bence.
Meslek liselerini bitirenler kendi dallarında okusun; katsayı vs. kaldırılsın, herkes bu konuda eşit olsun.
Ama gaye başka.
Laik sistemi un ufak etmek istiyorlar artık. Sakallı, şalvarlı değil, kravatlı, takım elbiseli, özel bıyık stilli..
Çağrım şu: Demokratik ve laik sistemi ayakta tutan partiler ve sivil toplum kuruluşları TOBB, TESK, TİSK; TÜSİAD, DİSK, Türk-İş, Kamu-Sen, KESK, TZOB, TMMO birleşsin ve 29 Ekim'de cumhuriyete, demokrasiye ve laik sisteme bağlılığını göstersinler.
Cumhuriyet manifestoları yayınlansın; 77 üniversite de buna katılsın.
Laik ve demokratik sistemin, cumhuriyetin, işsizin, köylünün, memurun, emeklinin sesi kim?
TBMM'de muhalefet yok, anamuhalefet zaten yok. Sadece DYP Anadolu yollarında...
Necmettin Dönmez-İnşaat Mühendisi
Aymazlık!
FENER Rum Patriği Bartholomeos'un Tekirdağ'a yaptığı ziyaretle ilgili, resimli bir haber (Hürriyet, 15.10.2003) yayımlandı.
Resimde, patriği ağırlayan Belediye Başkanı Kadir Çebi (ANAP), masaya Türk ve Yunan bayrağı koydurmuş (veya bir işgüzarın cahilliği karşısında tepkisiz kalmış).
Patriğin Türk vatandaşı olmak zorunda oluşundan, Patrikhane'nin Türkiye Cumhuriyeti sınırları içinde olduğundan... Bütün bunların çok duyarlı konular olduğundan Tekirdağ'da da haberdar olan birileri elbette vardır. Ama yine de soruyorum; bu ne aymazlıktır!
Prof. Rona AYBAY İSTANBUL
Arpaköy’üme kıymayın
ORDU Belediye Başkanı Fikret Türkyılmaz'ın,Ordu'nun merkez Arpaköy'ünün girişine, Ordu-Perşembe çöp ve hastane atıklarını depolayacağını düşündüğünü duydum. Söz konusu alan bir tarım arazisidir. Su kaynaklarına sahiptir. Çöp alanını belediye malı yapmak için piyasa koşullarının çok üstünde (arazi sahipleri, başkanın 1. derecede akrabaları) rakamlar önerilerek (10 katı) tarım arazisi ranta dönüştürülmüş, köylü arasında husumete neden olunmuştur. Kendi köyüne hizmet etme anlayışını anlayamamakla birlikte bu tarihi yanlıştan dönülmesi gerekmektedir. Türkyılmaz'ın hatıralarımızı çöple örtmeye, yok etmeye, ÇED raporu olmamasına rağmen hakkı bulunmamaktadır.
Gültekin ŞENER-Gaziantep Üniversitesi TM Devlet Konservatuvarı
Emekliye sevk kuyruğu işkencesi
EMEKLİ Sandığı'ndan emekli olan memurlar hastalandıklarında özel hastanelere gitmek mecburiyetinde kalırlarsa artık doğrudan gidemiyorlar. Sağlık Bakanlığı'nın geçtiğimiz eylül ayında başlattığı bir uygulama sonucu emekli hastaların önce Sağlık Ocağı'ndan sevk almaları gerekiyor. Sağlık ocağı sevki bulunmayan emekli hasta, yaşamsal tehlike içinde olsa da hastane tarafından kabul edilmiyor. Çok üzücü olaylar yaşanıyor. Sağlık Bakanlığı hiçbir pratik önemi olmayan bu uygulamayla emeklilerin sağlığını neden tehlikeye atıyor? Emekliyi sevk kuyruğu işkencesine sokarak bir an önce öteki dünyaya mı sevk etmek istiyor? T. D.-İSTANBUL
‘Petropolitik’
DOLARIN patlamasının ardında, büyük petrol rezervlerine sahip ve kan revan içindeki Irak öncelikli olmak üzere Ortadoğu petrolü var... Ekonomik gündemin bu sıcaklığının içine konuyla ilgili ilginç ve yararlı bir kitap düştü:
Yazarı; Ecevit hükümetinin Milli Eğitim ve sonra görev yaptığı Hazine'den Sorumlu Devlet Bakanlığı'nı Kemal Derviş'e devreden Hikmet Uluğbay...
Türkiye'nin geleceğini anlattığı ‘‘Risk Altında Bir Ülkenin 2023 Yarışı’’ kitabından sonra ‘‘Petropolitik’’, Uluğbay'ın 3 Kasım seçimlerinden sonra çıkardığı ikinci kitap.
Birinci Dünya Savaşı'ndan soğuk savaş dönemine, Osmanlı'nın ilk petrolle tanışmasından Bakü-Ceyhan anlaşmasına kadar geçen süreçte petrol paylaşım savaşına ilişkin olgulara dayanan analizler yer alıyor kitapta... Uluğbay petrol arama izni ile demiryolları yapımında paralellikler kuruyor.
Kitapta, çoğunun varlığından habersiz olduğumuz Abdülhamid'in Bağdat petrollerini Hazine'ye devreden 1898 tarihli fermanlarından dünyanın önde gelen devletlerinin 2020 yılına kadar hampetrol üretim ve tüketimlerinin yer aldığı belgeler, tablolar ve haritalar yer alıyor.
Uluğbay, Amerikalı düşünür Lippmann'ın sözlerinden yola çıkarak ‘‘Bir devletin uzun vadede sergilediği tutum, o devletin çıkarlarının tek göstergesi olmasa bile en güvenilir olanıdır. Çünkü bir devletin çıkar hesapları değişmez olmasa bile süreklilik gösterir. Bu süreklilik doğaldır. Coğrafyalar değişmez. Bu nedenle yeni kuşak, aynı coğrafyada aynı sorunlarla karşılaşıp aynı tepkileri verir durur’’ diyor.
Özetle; Irak'a göndereceğimiz askerimizin sayısını ve gideceği adresi belirlemeye çalıştığımız bugünleri yorumlamak ve anlamak için o coğrafyada Osmanlı'nın yüzyıllar boyu süren yönetimi de değerlendirmek için önemli bir düşünce ve muhakeme hammaddesi sunuyor ‘‘Petropolitik’’ kitabı.