Paylaş
Soner Yalçın, “Said-i Nursi’yle ilgili bilinmeyen bir gerçeği ilk kez bu kitapta (Beyaz Müslümanların Sırrı Efendi 2-Doğan Kitap) açıklıyorum; Said-i Nursi 23 Mart 1960’ta Urfa’da vefat etti. İsteği üzerine Halilürrahman Cami haziresine defnedildi. 27 Mayıs 1960 askeri müdahalesinden sonra ‘Mezarı siyasi bir sembol haline getiriliyor’ iddiasıyla 13 Temmuz’da mezarından çıkarıldı ve bilinmeyen bir yere götürüldü. Bugüne kadar bilinmeyen yerin İsparta (Barla Beldesi)’nde olduğu söyleniyor ve yazılıyordu. Doğrusu şudur: Mezardan çıkarılan Said-i Nuri’nin tabutu Kıbrıs açıklarında (Akdeniz) denize atıldı” diye yazdı.
Bu konuda yıllardır tartışmalar yapılıyor. Ancak Cumhuriyet Gazetesi yazarı merhum Mustafa Ekmekçi’nin bizim de bulunduğumuz bir sohbetinde şöyle konuştuğunu hatırlıyoruz:
“Said-i Nursi’nin cenazesi Adana’ya getirildi ve askeri bir uçakla Akdeniz üzerinde aşağıya bırakıldı. Ben bunu 27 Mayıs’tan sonra MBK üyesi olan, eski Tabii Senatör Erdem Sıtkı Ulcay’ın ağzından dinledim.”
Devlet okul yapar, satmaz
ETİLER’de Akmerkez’in yanındaki üç okulun TOKİ’ye devrine ilişkin yazımıza bir açıklama gönderilemedi. Erdoğan Bayraktar, Trabzon AKP’den aday olunca TOKİ’de bu işleri umursamaz oldu artık. Ne yazıktır ki, okulları ellerinden alınan ne öğrenci velileri, ne de civardaki sakinler yeterince ses çıkarmadılar. Demek ki, bu okulların yerine AVM ve rezidanslar yapılırsa, kendi dairelerinin değerinin artacağını düşünüyorlar!
22. dönem CHP Denizli Milletvekili eğitimci Mustafa Gazalcı bu konuda aydınlatıcı bir yazı gönderdi, “AKP yeniden iktidara gelirse bu satışlar daha da hız kazanacak” diyor.
Okulların satışının yolu nasıl açıldı.
Gazalcı, 1973’te yürürlüğe giren 1739 Sayılı Milli Eğitim Temel Kanunu’nun 51. maddesindeki “Her derece ve türdeki eğitim kurumlarına ait bina ve tesislerin” planlama ve yapımını Milli Eğitim Bakanlığı’na görev olarak verdiğini ancak AKP iktidarının 24.07.2008’de bu maddeyi şu biçimde değiştirdiğini anımsattı:
“MEB’e tahsisli Hazine mülkiyetindeki taşınmazların... MEB’ce uygun görülenler, Maliye Bakanlığı tarafından,... özelleştirilmek üzere ÖİB’ya bildirilir. Bunun üzerine söz konusu taşınmazlar Özelleştirme Yüksek Kurulu’nca özelleştirme kapsam ve programına alınır. Satıştan elde edilecek gelirler Hazine’ye aktarılır.”
Gazalcı devam ediyor:
“Bir zamanlar genç Cumhuriyet’in devrimci Milli Eğitim Bakanı (1925-1928) Mustafa Necati, dönemin Maliye Bakanı’na “Benim görevim okul yapmak, sizin göreviniz para bulmaktır” demişti. Her türlü yokluk ve yoksulluğa karşı yurdun her yerinde biblo gibi Gazi okulları, adları çoğunlukla Cumhuriyet, İstiklal, Hürriyet olan okullar bu anlayışla yapıldı. Hasan Âli Yücel, İsmail Hakkı Tonguç zamanında köylülerin de katkılarıyla binlerce köye okul yapıldı.”
Yarın: Milli Eğitim’de verilen sözler yerine getirilmedi.
Atatürk eserleri yasak yayın mı?
AYLARDAN beridir www.ataturkeserleri.com adlı internet sitesinde (sözde) Atatürk ile ilgili kitaplar ve hediyelik eşyanın satışı yapılmaktadır. Ancak;
1- Son düzenlemelerden sonra Türk Ticaret Kanunu’nda (TTK) Ticaret Sicil kaydı olan tüm şirketlerin web sitesi kurmaları ve bu web sitelerinde her tür açık iletişim bilgilerinin yer alması zorunludur. Ancak bu kuruluş (!) her nedense kanunun bu maddesine uymamaktadır. Sitede sadece bir çağrı merkezi (!) telefonu bulunmakta; kuruluşun açık adresi istendiğinde verilmemektedir.
Yine TTK’nın ilgili maddelerine göre, internet üzerinden yapılan satışlarda kredi kartı bilgilerinin güvenlik sistemi içersinde alınması istenirken, bu sitede böyle bir uygulama bulunmamakta; verilen siparişler üzerine telefonla aramaktalar ve kredi kartı bilgilerini telefonla almaktadırlar. Bu da Bakanlık tebliğine ve kanunun ilgili maddelerine aykırıdır.
Nedendir bu gizlilik?
Artık Atatürk ile ilgili yayınlar bu ülkede yasak yayın kapsamına mı alınmıştır da bizlerin haberi yoktur?
Atatürk ile ilgili yayın satan kuruluşlar artık gizliden gizliye mi faaliyet göstermektedir?
İlgili devlet kurumlarının belirttiğimiz web site ve varsa kuruluş hakkında gerekli işlemleri yapmalarını bekleriz.
Semih KALKANOĞLU Araştırmacı yazar
Ankara mı, İzmir mi
’EXPO 2020’ konusu kafalarımızı iyice karıştırdı. Çünkü, İzmir’den AKP milletvekili adayları, bakanlar Ertuğrul Günay, Binali Yıldırım ve kanaat önderlerinin katıldığı bir toplantıda güçbirliği vurgusu yapılarak EXPO 2020’nin alınacağına dair inanç pekiştirilmiş. Sayın Başbakan da İzmir’de yapılması konusunda başvuru mektubunu Uluslararası Sergiler Bürosu (BIE) Genel Sekreteri’ne göndermiş.
İyi güzel de, 25.4.2011 tarihinde Hürriyet’in Ankara ekinde yer alan ‘Şifre Seçim’ başlıklı habere göre, Ankara Belediye Başkanı Melih Gökçek, EXPO’ya İzmir’in adaylığı ile ilgili olarak “EXPO’yu seçimden sonra konuşalım” yorumunda bulunmuştu. Yani Sayın Gökçek, AKP’nin bu İzmir atağının sadece bir seçim vaadi olduğunu açıkça vurgulamış.
Sayın Gökçek’in AKP içindeki gücünü ve neredeyse Sayın Başbakan’dan sonra yeri en sağlam kişi (malum yerel seçimlerde onu yerinden oynatmaya kimsenin gücü yetmemişti) olduğu göz önüne alınırsa; onun bu açıklamasını hiç de yabana atmamak gerekir.
O halde Ankaralılar ve İzmirliler kime inanmalıdır?
Y. M.
MESAJ PANOSU
İSKENDERUN’da yerel bir gazetede çalışıyorum. Adım Doğan Süslü. Hatay Milletvekili ve eski Adalet Bakanı Sadullah Ergin ile Hatay Milletvekili Orhan Karasayar’ın muhtarlarla bir toplantısı vardı. Bizi toplantıdan çıkarttılar. Sayın Bakan, muhtarlarla olan toplantının basına yansımasını neden istemiyorsunuz? Yoksa muhtarların özlük haklarıyla ilgili hükümetten isteği mi var? Bugünün (dün) 3 Mayıs Dünya Basın Özgürlüğü günü olduğunu bilmiyor musunuz?
Paylaş