Sağlıkta saadet zinciri koptu

TBMM’de 26 Aralık günü AKP’nin oylarıyla 2006 Bütçe Kanunu’na eklenen bir madde ile kamu sağlık kurumlarının SSK, Bağkur ve yeşil kartlı hastalara verdikleri hizmetlerin karşılığı olan 3.5 trilyon TL (3.5 milyar dolar) tutarındaki alacakları silindi.

IMF, bütçe disiplinini bozan sağlık harcamalarına dikkat çekmesi ve bu harcamaların frenlenmesi için direktif vermesinin ardından AKP bu uygulamayı yerine getirmek zorunda kaldı. Geri ödeme kurumlarının borçlarının bir anda silinmesiyle alacakları konumdaki Sağlık Bakanlığı’na bağlı yüzlerce hastane (Devlet) ve binlerce birinci basamak sağlık kuruluşu (sağlık ocağı, dispanser) finansal bir krize sürüklenmiş oldu. (Üniversite ve özel hastaneler kapsam dışı).

"Olan bitene şaşmamak gerekiyor" diyor Tıp Kurumu Genel Sekreteri Ali Rıza Üçer... Bu kararla döner hastanelerin tıbbı malzeme ve hizmet alımında güçlük çekeceğini, bütçe harcamalarını geride bırakan döner sermaye harcamalarının zora gireceğini (2004’te bu miktar 4.1 milyar dolar çıkmış) bildiren Üçer, "Kamusal hizmet tasfiye ediliyor, sağlık piyasaya terk ediliyor. Sağlık hakkı aşama aşama yitiriliyor. Türkiye kaybediyor, ulus ötesi şirketler kazanıyor. Halkımızın büyük çoğunluğu sağlık hizmetinden yoksun kalırken, mutlu azınlık çeşitli ve nitelikli sağlık hizmetiyle buluşmanın keyfini yaşamaya başlıyor."

Siyasetçiler nerede

KAPIKULE’deki olaylar sonunda 52 gümrük memuru, 10 polis ve 35 free-shop işletmecisinin tutuklanmasından sonra başmüdür Halil İbrahim Ekinci ve üç yardımcısı dahil olmak üzere toplam 12 gümrük yöneticisi hakkında TCK 251-2’den (Denetim görevini ihmal ederek zimmet veya irtibat suçunun işlenmesine neden olmak) soruşturma açıldı.

Gümrükçü bir dostumuzla konuşurken "Gümrükler kurtlar sofrası gibidir. Bu iş dönüp dolaşıp herkese ulaşabilir. Herkes ilahi adalete sığınmak zorundadır. Gümrük görevi başta düzgün ve ahlaklı olmaktan başka eğitim işidir, görgü, aile terbiyesidir, namustur" diyor.

İçki, sigara kaçakçılığının ufak işler olduğunu, asıl akaryakıt kaçakçılığı olaylarına bundan daha etkin soruşturma açılması gerektiğini söylüyor.

Peki biz soruyoruz, bu işlerin arkasında hiç siyasetçi yok mu?

Yüksek düzeyde bir gümrük görevlisi ortaya çıkıp, çoğu vekaletle yürütülen bu işler için bize ’Şu şu bakan, şu milletvekilleri talimat verdi’ deme cesaretini gösteremeyecek mi?"

GÜNÜN SÖZÜ

"Kökünü görmeden ağaca sağlam deme."

(Atasözü)


Aya Yorgi’de bir şey var

S.Y. yazıyor: Büyükada’daki Aya Yorgi Kilisesi’ne zaman zaman Müslümanlar da gitmektedir. 24 Eylül’deki yortu da kiliseye çıkan yokuşun başında kucak kucak Kur’an dağıtıldı. Rastlantı mıdır bilinmez? Ziyaret için gelenler yolun iki yakındaki makiliğe kurdele bağlarlar. Yeni yılın ilk gününde Aya Yorgi’ye çıktım, yolun iki yanındaki tüm makilik ve ağaçlar kesilmişti. Belediyenin araçları da kesilen ağaçları taşıyordu.

Bu işte bir şey var; adak işinden kimler rahatsız olmaya başladı. ANAP’tan AKP’ye geçen Başkan Coşkun Özden’e sormak gerekiyor. Büyükada’nın Sedef’e bakan yönündeki tür yolunda faytoncuların orman arazisine kaçak kurduğu gecekonduları, Orman Bakanlığı’ndan iki yıl önce düzmece bir ihale ile bir işadamına kiralanan tesislerde hummalı bir inşaat faaliyetini görmüyor mu?

Ataköy’ün kortları

30 yıl Kanada ve Hollanda’a yaşadım; en üst düzeyde tenis oynadım; oğlumu gençlerde Kanada Milli Takımı’na kadar çıkarttım. Ataköy’de eski Belediye Başkanı 10’den fazla tenis kortu yapmış, Halk Eğitim tarafından çalıştırılan bu sahalarda binlerce kişi tenis oynuyordu. 9. Kısım’daki kort şimdi birilerine peşkeş çekildi. Bir hanım, hoca ve idareci olarak el koydu? Beni ’hocalık’ yapmakla suçladı; halbuki acemilere birkaç güzel hareket göstermekten başka amacım yoktu. Bu da tenisi güzelleştirir, her yerde bu olur.

Ben zengin değilim, niyetim sadece bu kortlarda tenis oynayabilmek; Başkan Ateş Bey bana bir adres gösterebilir mi? Bilgin ŞİMŞEK

Biliyor musunuz

BJK Spor Kulübü A.Ş. Genel Müdürlüğü'nden Beşiktaş Belediyesi'ne bağlı BELTAŞ A.Ş. Genel Müdürlüğüne 'transfer' edilen Gökhan Sarı'nın, personeline dağıttığı bir genelge ile "basına sözlü ve yazılı bilgi verilemeyeceği gibi kendileriyle görüşülemeyeceğini, kendisi de dahil Yönetim Kurulu üyelerinin cep ve masa telefonlarının gazetecilere verilemeyeceğini, ilgili evrakların iyice yırtıldıktan sonra çöpe atılacağını, masa üzerinde hiçbir evrakın bırakılmaması gerektiğini" duyurduğunu...
BÜYÜKŞEHİR'e bağlı Ulaşım A.Ş.'nin, tramvaylarda yaptırdığı anketlerde soruları yanıtlayanlara birer şemsiye nediye ettiğini...
DYP Erzurum İl Başkanı Hulusi Sırmacı'nın, altı ay önce açılışı yapılan Çat Barajı'nın ikinci açılışının 15 gün kadar önce başbakan tarafından İzmir'den yapıldığını belirterek, "Çat barajı sözde açıldı ama Erzurum'da musluklardan Palandöken'in suyu hâlâ akmıyor" dediğini...
CHP Yalova Milletvekili Muharrem İnce'nin, MEB'de il, ilçe ve merkez teşkilatına vekaleten vaya görevlendirme yoluyla atanan şube müdürlerinin adını Bakan Çelik'e sorduğunu...
CHP Hatay Milletvekili Fuat Çay'ın, Hatay'ın merkez Kisecik köyü ile Arsuz ekseninde bulunan Amanos Dağı'nda kimi kaynaklara göre Büyük Ortadoğu Projesi kapsamında ABD üssü, kimi kaynaklara göre ise NATO radar üssü kurulması için birtakım çalışmaların olduğu haberlerinin doğru olup olmadığını, eğer kuruluyorsa böyle bir tesisin hangi karara dayanarak yapıldığını sorduğunu...

Servis ücreti

İSTANBUL ve Ankara’daki bazı velilerin ortak sorusu özetle şöyle:

Ocak ayında kurban bayramı ve sömestr tatili ile birlikte öğrenciler üç hafta okula gitmeyecekler. Ocak ayı servis ücreti tam olarak istenmiştir. Geçtiğimiz yıllarda sömestr tatilinde yarım ücret ödüyorduk. Servis araçlarının sahipleri ise resmi tatillerde servis ücretinin tam olarak alınmasının yasal olduğunu söylüyorlar. Ocak ayında 7 gün okula gidileceğine göre (kar tatili olmazsa) tam ücret istenmesi yasal mıdır?

Ya donsalardı

ULUDAĞ’da Beden Terbiyesi’nin çok güzel bir tesisi vardır. Uludağ bu günlerde çok güzel, yerli ve yabancı turist kaynıyor. Yazın Antalya varsa kışın da Uludağ... Ne yazık bu tesisle ilgilenen yok. Önceki gün milyon dolarlık tesisin telesiyeji birden durdu. Birçok kişi en az yarım saat havada asılı kaldı, yakınlarımız neredeyse donacaktı. Elektrik kesildiyse böyle bir tesiste jenaratör de mi yoktu? Ama bunun bunların nedeni, ilgililerin buraya gösterdiği özensizlik. Hiçbir şeyin standardı yok, böyle bir şey olamaz.

Çiçek yanlış yaptı

ADALET Bakanı Çiçek, ATV’de savcıları uyararak "Türkiye’yi (AİHM’de olsa gerek) mahkum ettiren, tazminatı öder" dedi.

Adalet Bakanları, savcıların amiri ancak ’dava açın’ diyebilir, kesinlikle ’açmayın ya da açtığınız davayı geri alın’ diyemez. Uyarı, dava açmayın anlamındadır. Savcılar, genel kamu görevlileriyle nasıl karıştırılır?

N.KAPTAN
Yazarın Tüm Yazıları