SAĞLIK Bakanlığı, hem siyasi hem de mali imkánlara rağmen şu anda en kötü yönetilen bakanlıklardan biri...
Bunu gelen tepkilerden anlıyoruz. O kadar çok şikáyetçi var ki, halinden memnun olanı bulmak mümkün değil. Hastalar da, sağlık çalışanları da, eczaneler de, medikalciler de şikáyetçi...
Büyük bir karmaşa hákim sağlık sektöründe... Hiç kimse önünü göremiyor. Sağlık Bakanlığı’nın kaos yaratan politikaları yüzünden, 30 yılını okumakla geçiren uzman hekimler bile yarınını programlamak konusunda aciz kalıyor.
Mecburi hizmet var mı, yok mu? Hálá yasal bir zemine oturmuş değil.
Bakanlıktaki memurlar gidecek mi; hastaneler özelleştirilecek mi? Döner sermaye sistemi devam edecek mi? Sürecekse neden ödeme yapılmıyor?
Bunların her birisi başlı başına ciddi bir sorun.
Biz de işi bilen sağlık yönetici-leriyle görüşüyoruz. Diyorlar ki:
"Ne hükümetteki, ne de Sağlık Bakanlığı’ndaki kadrolar sorunları çözmekte yeterli... Düşünün ki, 3.5 katrilyonu ’yanlışlıkla’ çizip sonra da ’pardon’ diyen bir Maliye Bakanı ve evrakta sahtekárlıktan sabıkalı bir İstanbul Sağlık Müdür Vekili ile bu işlerin çözülemeyeceğini bilmek için káhin olmaya gerek yok."
Şunu da vurguluyorlar:
"Makro politikalar iyi olmasına rağmen (ki bunlar IMF ve Dünya Bankası tarafından dayatılan politikalardır. SSK-Sağlık Bakanlığı hastanelerinin birleşmesi; SSK-Bağ-Kur-Emekli Sandığı’nın aynı çatıda toplanması gibi...) liyakatsiz üst yöneticiler sayesinde bu politikaların olumlu sonuçları asla alınamıyor. Yani un, şeker, yağ var; ama helva yapılamıyor."
3.5 KATRİLYONUN ÖYKÜSÜ
26.1.2006’da, hastanelerin SSK, Bağ-Kur,Emekli Sandığı ve ’Yeşil Kart’tan alacakları olan 3.5 katrilyonun Bütçe Kanunu’nun çıkarılması sırasında, Maliye Bakanı Unakıtan tarafından ’pardon’ denilerek silinmesinin yanlış olduğunu ve bunun sonucunda da hastanelerin zor durumda kalacağını gündeme getirmiştik. Hatta, partisinin grup toplantısında Başbakan bile sorunun çözümlenmesi için ’Kemal Abi’sine talimat vermişti.
Sağlık Bakanlığı gönderdiği açıklamada ise durumun yazdığımız kadar vahim olmadığını, SSK birleşmesinden doğan açığın sadece 0.660 milyar YTL olduğunu, SSK’nın toplam harcamasının 6405 milyar YTL olarak planlanmasına rağmen 7065 milyar YTL olarak gerçekleştiğini savunuyor.
Açıklamada ayrıca SSK’lı vatandaşların daha önce 150 civarındaki hastaneden hizmet alırken, bu sayısının bugün 800’e çıktığı, SSK’lıların ilaçlarını serbest eczanelerden alabildikleri de ifade ediliyor.
YANITA YANIT
Ama gerçeklerin bu açıklamada belirtildiği gibi olmadığı biliniyor.
Madem açığın bu kadar az olduğu iddia ediliyor; o zaman 3.5 katrilyonluk hastane alacakları neden ’yanlışlıkla’ silindi? Eczanelerin ilaç bedelleri ve özel hastanelerin sözleşme gereği 45 günde ödenmesi gereken alacakları neden 4 aydır bir türlü ödenemiyor?
Sakın bunun nedeni, bu açığı 2005 bütçesinde daha az gösterme çabalarından kaynaklanmış olmasın?
Hastanelerin alacağı olan 3.5 katrilyonun Maliye Bakanı Unakıtan’ın deyimiyle ’yanlışlıkla’ silinmesinden sonra 800 hastanenin 250’sinin haciz kıskacında olması, sadece 0.660 milyar YTL’lik açık olduğu ifadelerinin doğruluğu konusunda kuşku uyandırmaz mı?
Sonuçta Sağlık’ta çalışan da, hizmet alan da, hatta AKP kadroları da mutsuz!
GÜNÜN SÖZÜ
"Niçin kredi kartlarında faiz aylık yüzde 8’dir de, konut kredilerinde yüzde 1’dir? Başbakan diyor ki, devleti sağlıktan, eğitimden çekeceğiz. İstanbul’da özel güvenlik de polisin rakibi oldu. Peki, topladığın vergiyi, eğitime, sağlığa, güvenliğe değil de nereye yatıracaksın? Faize vermek için mi vergi alacaksın?"
(CHP Genel Başkanı Deniz Baykal)
Polis psikiyatrdan korkmasın
PSİKİYATR M.U.’dan polisler için bir not:
Polislik ağır bir meslektir.Bu nedenle bir polisin intihar etmesi çok önemli bir olaydır. Ne yazık ki polisimizi psikiyatra gitmeye alıştıramadık. Çünkü gittiklerinde ’fişleniriz’ veya ’defolu’ oluruz diye düşünüyorlar.
Bu durumda silahımız alınır, geri hizmete veriliriz diye korkuyorlar. Yani böyle genel bir algılama var.
Aynı şekilde polisliğe alınan pırıl pırıl gençlere hangi desteği veriyoruz?
Yapılması gereken, polislerin psikiyatrik destek alması ve bu durumun abartılı bir konsept olmaktan çıkarılmasıdır. Bugün polisler kadar onların eşlerinin de psikiyatrik sorunları vardır. Görev önce amirlerine düşüyor; bu çocukları psikiyatrlarla görüştürünüz; bakınız o zaman nasıl rahatlayacaklar.
Biliyor musunuz
1983’te Halkçı Parti’den Tekirdağ milletvekili olarak Meclis’e giren, daha sonra DYP’ye geçen, Türkiye Denizcilik İşletmeleri’nin eski Yönetim Kurulu üyesi, eczacı Selçuk Akıncı’nın dün, İstanbul’da tedavi gördüğü hastanede vefat ettiğini, cenazesinin bugün öğle namazından sonra Çorlu’da kaldırılacağını...
Boğazlara dikkat
BOĞAZLARLA ilgili Montrö Anlaşması’nın revize edilmesinin zamanı gelmedi mi? Dünyanın en güzel boğazı, İstanbul Boğazımızı tehdit eden gemi geçişleri ne zaman bizim kontrolümüz altına girecek? Türkiye bunu bastıramayacak kadar güçsüz mü? İlla bir facianın oluşması mı bekleniyor?
Engin SALDAMLI
Mesaj Panosu
YOZGAT’ın Yenifakılı İlçesi hükümet konağı önünde bulunan Atatürk heykelindeki ’Ne Mutlu Türk’üm Diyene’ ibaresinin altında bulunması gereken K.Atatürk imzasının sadece K. harfi kalmış. Ne anlama geliyor bu şimdi? Bu hükümet konağında bir kaymakam yok mu? Kime yazalım bunları? Nijerya devletine mi e-posta çekelim.
İmza saklı
Manifaturacılar Çarşısı’na tehdit
UNKAPANI Manifaturacılar Çarşısı inşa edildiği yıl Balkanların ve Ortadoğu’nun en modern çarşısı olarak ödül aldı. Çarşı, İstanbul’un statik olarak en sağlam binasıdır. Mimarımız Doğan Tekeli, kontrol mühendisimiz merhum Prof. Mustafa İnan idi. Şu sıralar çarşının istimlak edileceği konuşuluyor. Sağlıklı bir bilgi alamıyoruz.
Şevket ADAYILMAZ
TOPLUMSAL dayanışma ve yardımlaşmaya yardımcı olan sosyal sorumluluk içerikli eğitim, sağlık vb. kampanya ve faaliyetlerin haber ve bilgilerini paylaşalım. Tevfik BİR http://groups.yahoo.com/group/toplumsalyardimlasma/