Rötarın perde arkası

İSTANBUL’da gelir vergisi rekortmeninin kim olduğunu öğrenmek kolay olmadı. Çünkü Gelir İdaresi Başkanlığı ve bu kuruma bağlı olan İstanbul Vergi Dairesi, teamüllerin aksine, ’İstanbul rekortmeni’ne ilişkin açıklamayı Nisan ayının ortasına bıraktı.

Haberin Devamı

Maliye'de neler oluyor?

Gecikmenin; rekortmenin Aydın Doğan olmasından mı, listenin başına başka bir isim getirilmeye çalışılmasından mı kaynaklandığı Hürriyet ve Referans gazeteleri ile Gazeteport internet sitesinde sorgulanınca haber cumartesi günü aa’dan geldi. Rekortmen, Gelir İdaresi’nin tartışmalı bir vergi cezası uygulamaya çalıştığı Aydın Doğan’dı.

Peki bu noktaya nasıl gelindi?

GÜNÜN SÖZÜ
"Bir millet uyuyorsa uyandırmak kolaydır. Ama uyumuyor da uyuyor gibi yapıyorsa ne yapsanız nafile, uyandıramazsınız."
(Gandhi)


AKP Hükümeti, Gelir İdaresi’nin başına getirdiği ’hesap uzmanı’ kökenli Osman Arıoğlu ile Mehmet Akif Ulusoy’u kısa aralıklarla görevden alıp, mart ayı başında idarenin başına ilk Maliye müfettişini, Mehmet Kilci’yi atadı. Başkanlığa ’dürüst bir bürokrat’ olarak bilinen Kilci’nin atanmasında, eski bir Maliye Müfettişi olan ve vergi tartışmasında Doğan Yayın Holding’e karşı çıkışıyla dikkat çeken AKP Grup Başkanvekili Nurettin Canikli’nin etkili olduğu belirtiliyor.

Hükümetin kendi atadığı bürokratları peş peşe görevden alması, iktidarın, Gelir İdaresi’nin vergi mükellefleriyle ilişkilerine nüfuz etme kararlılığının göstergesi sayılıyor. Uluslararası kurumların ’hükümetin basın özgürlüğüne müdahale ettiği’ tepkisine neden olan bir vergi cezası karşısında bırakılan Aydın Doğan’ın ’rekortmen’ olarak açıklanmasındaki isteksizlik de iktidarın tutumuna bağlanıyor. İstanbul rekortmeni ilanının geciktiğinden haberi olmadığını açıklayan ’hesap uzmanı’ kökenli Kemal Unakıtan’ın yerine Maliye Bakanlığı koltuğuna Canikli’nin oturabileceği konuşuluyor.

İstanbul’da vergi rekortmeni ilanının gecikmesinin perde arkasını merak edenler, Doğan Akın’ın www.tempo24.com.tr adresinde "Aydın Doğan rötarının temeli ne zaman atıldı?" başlığıyla yayımlanan ve son derece ilginç bilgiler içeren yazısını okuyabilirler.

'Korku imparatorluğu

(AKP milletvekillerine...)

AKP’li olarak sivil darbe teşebbüsünde bulunuyorsunuz.

İktidar terörü estiriyorsunuz.

Cumhuriyet değerlerine sahip çıkan insanları gözaltına aldırıyorsunuz.

İzlediğimiz dört televizyon vardı:

1- Ulusal TV... Doğu Perinçek’i içeri aldınız.

2- Biz TV... Tuncay Özkan’ı içeri aldınız.

3- Avrasya (ART)... Mustafa Özbek’i içeri aldınız.

4- Başkent (Kanal B)... Prof. Mehmet Haberal’ı gözaltına aldınız.

Türkiye Cumhuriyeti bir polis devleti olma yolunda...

’Korku İmparatorluğunu’ kurdunuz. Nefes alamıyoruz.

Tolstoy’un bir sözü vardır:

"Kötüler kendilerine tahammül edildikçe daha çok azarlar."

Yargıya inanıyoruz gibi avutmalara itibar etmiyoruz.
S. Zeki BAŞARAN

PKK’dan da tehlikeliyse çabuk olun!

İSTANBUL Milletvekili Ahmet Tan’ın ’Ergenekon’la ilgili olarak şöyle diyor:

"Öcalan hakkındaki PKK soruşturma ve iddianamesi 105 günde tamamlandı.

31 Mayıs 1999’da başlayan yargılama ise 25 Kasım 1999’de Yargıtay’ın nihai kararıyla 239 günde sonuçlandı.

Ergenekon acaba PKK’dan daha kanlı, daha yaygın, daha tehlikeli bir ’örgüt’ mü ki, Ümraniye’deki ele geçen el bombaları ile 12 Haziran 2007’de başlayan süreç 684 gündür hálá sürüyor? Eğer PKK’dan daha tehlikeli ve kanlı ise yargı ve emniyet elini neden daha çabuk tutmuyor? Mesela hedefteki ama göz önündeki Prof. Türkan Saylan’ın evini basmak için neden bu kadar bekledi?"

Ergenekon=Siyasi öç alma

ARTIK, Ergenekon, dava değil, siyasi öç alma aracı, yargısız infaz kamuflajıdır.

Tanımı mı?

Ergenekon nedir?

"Siyaset maraton, bizde Ergenekon’dur."

Suçlamaların temeli, TCK’nın 312. maddesidir.

"Cebir, şiddet kullanarak, Türkiye Cumhuriyeti hükümetini ortadan kaldırmaya, veya görevlerini yapmasını kısmen veya tamamen engellemeye teşebbüs eden kimseye ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası verilir."

Ceza Muhakemesi Yasası’nın, 12. maddesine göre "Davaya, bakmak yetkisi, suçun işlendiği yer mahkemesine aittir". İstisnaları, istisnaidir.

Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti, Ezelden ebede Atatürk Türkiyesi’nin Atatürk Başkenti Ankara’dadır.

Neden, dava İstanbul’da görülmektedir?

Öç korkusunun buradan başladığını neden hiç kimse algılayamamaktadır?

Neden gereken itirazlar yapılmamaktadır?
Nurettin KAPTAN-Hukukçu

Haberin Devamı

Mesaj Panosu

HÜKÜMETİN bugüne kadar açıkladığı 5 paketin yoksulların derdine derman olmadığını savunan bir grup, "Altıncısı da yoldadır, yedincisini de biz açıklayacağız" sloganıyla www.yedincipaket.com internet sitesi kurdu. 7. paket inisiyatifi, ilk eylemini bugün yapıyor. Saat 19.00’da Taksim Meydanı tramvay durağında 7 kişi toplanıp bir dakikalık sessiz bir eylem yapacak olan inisiyatif; iki gün sonra, perşembe günü sayılarını 77’ye artırmayı planlıyor.

KUM Kotlama İşçileri Dayanışma Komitesi’nden: Sağlık Bakanlığı’nın kot kumlamayı yasakladığı. Ancak silikozis hastalığının pençesinde yaşam mücadelesi veren işçilerin sağlığını da Çalışma Bakanlığı düşünmeli. Bugün 10.00’de Bakırköy Adliyesi önünde destek toplantısı yapıyoruz.

SİYASİLER, parlamenterler; milletvekili dokunulmazlıklarının kaldırılması; emperyal talanın, yargısız infazların, sebepsiz zenginleşmenin, at izi ile it izinin ayrılmasının, kirli siyasal erkle uygulanan zulmün durdurulmasının kilometre taşıdır. Konya Milletvekili Atilla Kart tarafından başlatılan ’bana dokun’ eylemi tarihsel bir fırsattır, desteklenmeli, dosyası bekleyen vekillere de diğer yurttaşlar gibi Erkenekon’dan suçlanabilme ve adil yargılanma hakkı verilmelidir.

Yazarın Tüm Yazıları