Riskler ve fırsatlar

AKP, icraatı kadar seçim propagandasını da ciddiye aldı ve haklı bir galibiyet kazandı. Sayın Erdoğan’ın ilk açıklamaları da umut verici oldu. Kendilerini candan kutluyorum.

Ancak, ’zafer sarhoşluğu’na kapılmadan dikkate alınması gereken bazı risklere ve fırsatlara dikkat çekmek istiyorum.

1- Rekor oy için, tehlikeli bir 2. Menderes dönemi benzetmesi yapılıyor. Aynı dönemde, Türk siyasi tarihine büyük yara açan gelişmeler de yaşandı. Aynı halk, seçtiklerinin iktidardan uzaklaştırılmasını ve liderlerinin ’idam’ını ya tasvip etti ya da ’seyirci’ kaldı! Aman dikkat!

2- Oy oranındaki yükseklik, AKP’nin iktidarının icraatının olduğu gibi tasvip edildiği anlamına gelmez. Hatta, dış ilişkiler (özellikle Kıbrıs ve K. Irak) ve bütçe açıkları başta olmak üzere, yaşanan kimi olumsuzlukların aynı iktidar tarafından düzeltilmesini istemiş ve ona bir imkan vermiş; bu bağlamda, muhalefeti de, bu ’ateşten gömlek’i giymekten korumuş da olabilir.

3- AK Parti, sağduyulu davranırsa, yıllardır Türk toplumunda ’laiklik’ ve ’demokrasi’ kavramları etrafında şekillenen ’mazi ile ati çatışması’ sonlandırılabilir; uygun bir uzlaşma sağlanabilir. Bu temelde, Cumhuriyet’in temel kurumları arasında yürütülen ya da yürütüldüğü düşünülen mücadeleden vazgeçilip, vazgeçilmezlerin güçlü birlikteliği öne çıkartılabilir.

ORTAK AKIL

4- Toplumsal barış için hayati önemdeki ’etnik ve inanç sorunları’na uzlaşmaya dayalı çözümler bulunabilir. Her iki çözüm için de, AKP iktidarı, belki en uygun pozisyonda görünüyor.

Doğu ve Güneydoğu’da aldığı yüksek oylar; aynı bölgeden gelen DTP’li bağımsızların oluşturacağı grup ile bu konuya duyarlı diğer iki muhalefet partisi, yaşanan ’Kürt’ ya da ’Kürt bağlantılı terör’ sorununun TBMM çatısı altında çözümü için uygun bir platform oluşturmuşa benziyor. Herkes, önyargıları bir yana bırakıp, gerçekçi bir çözüm için zihinlerini zorlamalıdır. Ortak akıl mutlaka galip gelecektir.

Aynı şekilde, yıllardır yaşanan ’Alevi-Sünni’ gerilimi de, dinin ve bilimin bilinen kuralları içinde çözülebilir. Yeter ki, kimse kendini, haşa, Allah yerine koymasın. Zira, İslami algılamada, dini algı ve uygulamalarını yargılama yetkisi, bireyin kendisi dışında, yalnızca Allah’a aittir. Bırakılsın, herkes istediği gibi inansın. Bu konuda oluşturulacak bir platform, konuya içtenlikli bir çözüm getirebilir. Bunun da altyapısı var gibi.

Bütün bunlar için, başta iktidar olmak üzere, ’farklılıklarda mantık arama’ niyeti, becerisi ve davranışı lütfen.

Yeni dönemin herkese hayırlı olmasını dilerim.

Prof. Dr. Niyazi KARASAR

Baykal ve Çiller

DEMİREL, Baykal’a "Sakın istifa etme" demiş.Cumhurbaşkanı iken Başbakan Tansu Çiller ile bir görüşme sonrası "Kadın olmasa camdan aşağı atardım" demişti.

Ne yazık ki Baykal, Çiller kadar olamadı.

Aydın YILDIZ

Tablonun sorumlusu Anavatan ve DP’dir

SEÇİMİN kaybedeni değildir CHP... Aydınların sayısı bu kadar. Zaten CHP’nin %47 oy aldığı gün CHP’ye ihtiyaç yok demektir. Tablonun asıl sorumlusu Anavatan ve DP’dir. AKP’den farkları kalmayınca, seçmen güçlü olana oy vermiştir. Tamamen dini eksene oturmuş ülkede, hem laikliği savunup hem de oy almanız mümkün mü? İşte biz tam tersi, mahallemizin dışındaki tehlikeyi gördüğümüz için Cumhuriyet mitinglerini yaptık. Azınlıklar miting yapar. Hani hiç türban mitingi yapan var mı? CHP kadar, aydın geçinen yazarları da düşünmelidir şimdi, sesi zaten çok çıkanların sesini yükselttim acaba hiç yanlış yapmadım mı diye...Serap AKYÜREK

İşte yeni Meclisimiz

CUMHURİYET tarihinin en Amerikancı ve en bölücü parlamentosu oluştu. Atatürk, Cumhuriyet, bağımsızlık ve Misak-ı Milli parlamentodan yıkılıyor. 40 Barzanici, 24 PKK’lı, ’BOP’un Eşbaşkanıyım’ diyen Başbakan, "Çuval geçirildiğinde bile Amerikan aleyhtarı olmadık" diyen anamuhalefet ve "ABD ile en iyi stratejik ittifakı biz kurarız" diyen bir diğer parti... Halkımızın %92’si Amerika’nın, %70’i AB’nin ülkemiz için tehlike olduğunu anlamıştı. Tandoğan, Çağlayan, Gündoğdu, Çanakkale, Manisa, Samsun, Marmaris ve Diyarbakır’da milyonlar ’Ne ABD Ne AB Tam Bağımsız Türkiye’ dedi. Halkın vatansever bilincinin aksine, tarihimizin en ABD’ci ve AB’ci, üstelik PKK ve Barzani’ye açılan, Atatürk, Cumhuriyet, bağımsızlık ve Misak-ı Milli’yi yıkan bu Meclis tablosu nasıl oluştu sizce?Mehmet AKKAYA

’Saymeyoz’ ve ’sayceniz’

BİR
okurumuzdan:BURDUR-Isparta maçında, Burdur maçın başında ilk golü atınca Ispartalılar başlamışlar bağırmaya:

"Biz bu golü saymeyoz!"

Burdurlular da karşılık vermiş:

"Sayceniz, sayceniz, sayceniz!"

Biz %50’yi sayacağız, onlar da küsuratı...

HALKIN ’balık zekalı’ olduğunu düşünen kişiler artık halkın akıllı olduğunu ve kendisine yapılanları unutmadığını bilmelidir. Murat ÇALIŞIR

TANDOĞAN’daki çoğunluğun ’azınlık’ olduğunu iddia eden yabancı basın+mütareke basını ikilisine karşı yüzümüzün kara çıktığına mı yanalım? Bu kadar şehit cenazesine katılıp da hükümeti protesto edenlerin ülkedeki azınlığına mı? Neresinden baksak tutulacak bir yeri yok. Tevfik UYAR

BİR okurunuzui ’anamızı alıp gitmeyeceğiz’. Bu vatan için, bayrağımız için, şehitlerimiz için, çocuklarımız için mücadele edeceğiz. Onlar gidecekler.

Ayşe ACUN

BİZ bu ülkeyi yıkmayız, yıktırmayız, istediğimiz sadece demokrasi ve özgürlük.

Vahap KALYONCU

DYP’li muhalif bir grubun bugün 16.00’da Tansu Çiller’in Yeniköy’deki yalısının önünde, kendisini siyasete davet etmek üzere bir çağrı metni açıklayacağını... Sosyal demokrasi ve demokratik sol açıdan seçim sonuçlarının değerlendirileceği panel yarın 18.30’da Taksim The Green Park’ta; Konuşmacılar Orhan Birgit, Erol Tuncer, Burhan Şenatalar, Uluç Gürkan, Süheyl Batum ve Taşkın Eslek.
Yazarın Tüm Yazıları