Prof. Aşkın’ın tutuklanmasının ardındaki gerçekler

VAN’dan ismi bizde saklı bir okurumuzun gönderdiği yazıyı aynen veriyoruz:

‘Size ulusumuzu ilgilendiren bir konu hakkında bilgi sunmak istiyorum. 2003 yılında ODTÜ’den gelen bir profesör, Van’da biz AKP’lilerin de gözünü açtı.

1976 Çaldıran depreminin sadece Van, Erçiş, Muradiye ovaları ve diğer ovaları vurduğunu, kaya zeminlerde yıkım yapmadığını anlattı. Biz ise ovalarda yapılaşmayı sürdürdük. Bu hoca, 1.5.2003 Bingöl depreminden bir gün önce TV’de, Bingöl’de 6 ay öncesi verdiği konferansı kaynak göstererek, bu yıl deprem olacağını anlatırken, ‘Olacak olan Bingöl depreminde, deprem sadece Çeltiksuyu ovası ve bitişiğindeki ovalarda yıkar. Yamaçlara dokunmaz’ dedi. Ertesi gün de deprem oldu. Dediği yerlerin dışında hiçbir yerde yıkım olmadığını Türkiye’ye duyurdu. Ancak depremden 8 gün sonra; 2’si Türk 9 Amerikalı deprem profesörü Bingöl’e geldi ve dediler ki; ‘Bingöl ovalarında zemin sorunu yok. Sorun binalardadır...’

Böylece ovalarımızı katletmenin yolunu açtılar. Hocanın kaya zemine yapılaşmayı kaydıralım ve ovalarımızı ekip biçelim çırpınışlarına biz AKP’li Vanlılar da tanığız. En sonunda, hemşerimiz Milli Eğitim Bakanı Hüseyin Çelik ve eski Bayındırlık Bakanı ve Bitlis Milletvekili Zeki Ergezen yapılaşmanın kaya zeminlere kaydırılması yönünde bilgilendirilmelerine ve uyarılmalarına karşın depremde yıkılan 146 okulu yine yıkıldığı ovalara yaptırdılar.

AKP’Lİ BAŞKANA KIYAK

Bütün bu olanlardan sonra esas bizi çıldırtan ise 2003’te parası ayrılan Van Toplu Konutları’nın, APK İl Başkanımızın da (Ebubekir Bey) sahipleri içerisinde olduğu ovaya yapılmasına karar vermeleriydi. Çelik dahil tüm Van milletvekilleri, toplu konutların ovaya yapılması kararını desteklediklerini defalarca açıkladılar. Ancak biz AKP’liler de, bu fikre karşı duran ve kaya zemin olup Hazine’ye ait olan yere toplu konutların yapılmasını öneren hocaya gizli olarak destek verdik ve ovaya yapılacak olan konutlara bir tek AKP’li bile üye olmadı. Sonuçta yetkililer, yarısını ovaya ve yarısını da kaya zemine yaptırmak üzere geri adım atarak ihaleye çıktılar. Hoca yine direndi. Ovaları imara açmanın Anayasa’nın 43-46 ve 168. maddelerine göre anayasal suç olduğunu kanıtlayarak ve bakan ve vekillerimizi anayasa ve ova katilliğiyle suçlayarak yerel basında uzun süre yer aldı. Hoca, Anayasamızın 56. maddesine göre yükümlülüğü olduğunu ileri sürerek ‘Kümese bile izin veremem’ diye haykırdı durdu.

KANDIRILMAK İSTENDİK

Biz de hocaya gizli desteğimizi sürdürdük. İhale gününe bir ay kala Bakan Hüseyin Çelik, yerel TV’ye çıkıp ‘Ben inşaat profesörlerine sordum. Ovaya inşaat yapmak daha ucuz dediler, tersi durumda da, para başka ile gidecek’ dedi ve bu şekilde bizleri kandırmayı sürdürdü. Ertesi akşam, aynı TV’de hoca ‘Bu adamlar sizin canınıza göz koymuşlar. Çünkü ovaya en az 1 trilyon TL daha fazla para gerekir’ diye haykırdı. Doğrusu biz de o güne kadar, ovaya inşaatın daha ucuza yapılabileceğini biliyorduk. Ancak bir ay doldu ve 30.12.2003 tarihinde ihale yapıldı. 593’ü ovaya ve 593’ü de kaya zemine yapılacak şekilde konut yapımı ihale edildi. Ovaya inşaat ihalesi 1 trilyon 403 milyar TL daha fazlaya sonuçlandı. Devam eden günlerde hoca, ‘Ovaya yapılması ihale edilen 593 konutun da, önerilen kayalık Hazine arazisine yapılmasına karar verilinceye kadar milletvekillerinizi Van’a sokmayın’ dedi. Hocaya desteğimizi sürdürdük. Sonunda, aynı ihale parasına Toplu Konut sayısı da ikiye katlanarak önerilen kayalık alanda inşaat tamamlandı. Bu durum, Bakan ve çevresinin hesaplarını bozduğu için Van Yüzüncü Yıl Üniversitesi ve onun Rektörü Prof. Yücel Aşkın hedef seçildi.’

Van’daki olayların ardındaki gerçekler yavaş yavaş ortaya çıkmaya başlıyor.

Gazeteci Atamer ölümden döndü

BAKIRKÖY’ün köklü yerel gazetesi ‘Ataköy’ün sahibi Özcan Atamer önceki akşam, bürosundan otomobiliyle ayrıldıktan sonra Zuhuratbaba, Yücetarla Caddesi’nde silahlı saldırıya uğradı. Saldırganın sıktığı beş kurşundan üçü arabanın sol iki kapısına isabet etti. Bunlardan birinin araç kapısının kapandığı dikmeye isabet etmesi Atamer’in yara almadan kurtulmasını sağladı.

Görgü tanıkları, ateş edenin bıyıklı ve uzun boylu birisi olduğunu, olaydan sonra hemen kaçtığını söylediler. Kartaltepe Karakolu’na ifade veren Atamer bir süreden beri tehditler aldığını belirterek, ‘Yolsuzluk ve usulsüzlükleri gündeme getiren her gazetecinin başına gelebilecek olaylardan biri... Korkmuyor, gülüyorum. Olayı azmettirenler ne yazık ki bizi yönetenler. Bizim sadece kalemimiz var. Olayı azmettirenleri ve tetikçiyi organize suçlar şubesi polislerinin bulacağına inanıyorum’ diye konuştu.

‘Ataköy’ gazetesi bir süreden beri, Bakırköy bölgesindeki ‘imar rantı’yla ilgili haberler yazıyordu.

Kazakistan’da istikrar

KAZAKİSTAN,
hafta sonu yapılan parlamento seçimlerinde önemli bir sınavdan geçti.

Her ne kadar mevcut yönetim biçiminde devlet başkanının geniş yetkileri bulunsa da bu seçim demokrasiye geçiş sürecinde önemli bir aşama sayılmalıdır.

İlk kez büyük şehirlerde elektronik oylamanın uygulandığı bu seçim sorunsuz tamamlandı ve Otan Partisi (Vatan) birinci oldu.

Türkiye’
den gözlemci sıfatı ile katıldığım seçimlerde 5 aday yarıştı. Eski Meclis Başkanı Jarmahan Tuyakbay güçlü bir muhalefet adayı olarak kampanyasında Nazarbayev’in ‘Ekonomide başarısız olunduğunu ve demokrasinin engellendiğini’ söyledi.

Küçük çaptaki tartışmalara karşın 1600 gözlemcinin ortak görüşü bu seçimlerin hukuka uygun olduğu idi. Öyle ki pek çok AGİT gözlemcisi şaşırdıklarını dile getirdi.

%76 katılımın olduğu seçimin galibi %91 ile Nursultan Nazarbayev oldu. Bu durum büyük bir başarı olarak değerlendiriliyor. Üstelik ülkede bulunan Rus nüfusun %40 olduğu düşünülürse Nazarbayev’in aldığı oy tarihe geçecek nitelikte. Nazarbeyev’in ardından %7.9 ile Jarmahan Tuyakbay geliyor.

Kazakistan 15 yıl boyunca sürekli gelişerek siyasi, ekonomik ve sosyal anlamda örnek gösterilir bir ülke haline geldi. Nazarbayev, bir an önce Orta Asya Devletler Birliği projesinin hayata geçirilmesini istiyor. Ancak Avrupa ile de iyi ilişkiler kuruyor. 7 yıllık dönemde Türkiye-Kazakistan ilişkilerinin seyri ise bölge stratejilerini belirleyecek en önemli husus.

Kürşad ZORLU-Araştırmacı Yazar-ALMATİ

Mührü kırdı

ÜMRANİYE, Alemdar Belde Belediye Başkanı Mehmet Yaşa, yargının borcu ödeninceye kadar tedbir koyduğu binaya, 17 ay önce mührü kırarak törenle taşındı. Halen yasaları hiçe sayarak işgali sürdürmekte olan Yaşa göreve geldiği günden bugüne kadar tedbire neden olan borçlarıyla ilgili hiçbir ödemede bulunmadı, borcu faizleriyle 1,5 trilyon TL’ye çıktı. Buna karşın Ümraniye Kaymakamlığı, Yaşa ile ilgili nedense soruşturma izni vermiyor.

Defalarca İçişleri Bakanlığı’na şikayet edilen bir belediye başkanı hakkında işlem yapmayanlar hukuktan nasıl bahsedebilirler.

Ekrem EKŞİ

Misbah Bey!

BEYOĞLU, Serdar Ekrem Sokağı’ndaki (Tünel) tarihi iki bina satıldı. Biri restore edildikten sonra üstüne iki kaçak kat çıkıldı. Belediye Başkanı Misbah Demircan’a haber verdik gelip bakılmadı bile. AKP’li kadınları il il gezdirip cami ziyaretlerinde bulundurmaktan daha önemli bulmadılar herhalde. Hani buralar SİT alanıydı? Garip vatandaş yapsa başına üşüşürler, zengin yapınca ses çıkmıyor.

Ö.G-İSTANBUL

GÜNÜN SÖZÜ

‘Beynimiz yeni tecrübeler keşfettiği sürece insan genç sayılır.’

(William Gladstone)
Yazarın Tüm Yazıları