Yalçın Bayer: Polisler, ‘Sağol müdürüm’ dediler

Yalçın BAYER
Haberin Devamı

Memur ağlıyor

YURDUMUZUN dört bir yanında görev yapan polislerden, ‘‘Dürüst Polis Olmak Zor’’ (23.3.2000) başlıklı yazımızdan sonra çok sayıda telefon, faks ve e-mail aldık. ‘‘Yaramıza parmak bastınız, sizi ve bu yazıyı yazan polis müdürümüzü kutluyoruz’’ diyorlar.

Sadece polisler değil, diğer memurlar da duygularını iletiyorlar:

‘‘Perişanız. Milletvekilleri utanmadan maaşlarını 4 milyara çıkarmaya kalkışıyorlar. Bizi düşünmüyorlar.’’

Bir dokunduk, bin ah işittik...

Görüşlere devam ediyoruz:

POLİS C.C., ‘‘Doğru söylüyorsunuz Emniyet Müdürüm. Sizin gibi düşünen ve memura değer veren polis olmasa çalışma şevkimiz hiç kalmayacak. Keşke başkaları da bilse...’’ diyerek şunları söylüyor:

‘‘Genel Müdürlükten amirlere talimat gelir; 'Görevli personel 12-12 çalıştırılmayacak, 12-24 çalıştırılacak'. Altına da not düşerler 'Zorunlu haller hariç' diye... Amirlere memurunu fazla çalıştırabilmesi için açık kapı bırakırlar ya. Ben buna deli oluyorum. Hem yapma, hem yap der gibi. Yok efendim Çevik Kuvvet personeli görevi dışında her ne suretle olursa olsun çalıştırılamazmış... Yok belli bir dalda kurs veya eğitim görmüş personel, branşları dışında çalıştırılamazmış vs. Siz de benim gibi bunların boş, uygulanmayan maddeler olduğunu biliyorsunuz... Bir memurun çalışması vali ve müdürlerin iki dudağının ve kaleminin ucunda... Bir telefonla 3-5 memurun görev yaptığı birim veya il ve ilçesi değiştiriliyor... Bir trafik görevlisi ceza kestiği, görevini yaptığı ve sadece yanlış adama (!) rasgeldiği için 'bu ne cüret' der gibi sürgün ediliyor... Eğer bir suçu varsa idari yönden işlem yapılsın, çoluk çocuğunun suçu ne?

İNTERNET ALDIM ŞAŞIRDILAR Milletvekilleri sokaklarda polisleri dövüyor, kimse kılını kıpırdatmıyor.

Ben bunlara deli oluyorum; polisim demeye çekiniyorum, utanıyorum.

İnternette karşılaştığım insanlara polis olduğumu söylediğimde inanmıyorlar. 'Bir polis nasıl olur da bilgisayar alabilir' sorularına muhatap oluyorum. Belki yan gelirim (!) olduğunu düşünüyorlar, belki de maaşlarımızın az olduklarını bildikleri için öyle diyorlar... Aslında haklılar, bu sayfayı hazırlarken telefonumun yazdığı para bile ağır geliyor... Oysa bilmiyorlar, yemedim içmedim bilgisayar aldım; 50 milyon peşin, 18 ay taksitle...

Daha ne diyeyim müdürüm, ağlamamak için kendimi zor tutuyorum ve kendimi sokaklarda başıboş gezen belediyelerin arada bir itlaf ettiği sokak köpeği gibi hissediyorum. Duygularımızı dile getirdiğinizin için sağolun müdürüm.’’

Polistim, ama şu anda 'köle'yim

GEÇİM sıkıntısı nedeniyle polislikten istifa ederek Almanya'ya yerleşen bir okurumuzun mektubu da şöyle:

‘‘Yazınızı okudum, gerçekten çok etkilendim. Yazıyı yazan emniyet müdürümün ellerinden öpüyorum. Çünkü yaşadığımız zamanda alt kademeleri pek düşünen yok. Ben de aynı adaletsizliğin kurbanıyım. Severek büyük bir istekle girdiğim polislik mesleğinden geçim sıkıntısı nedeniyle istifa ederek, hiç benimsemediğim, hiç istemediğim yabancının kölesi oldum. O şerefli meslekten ayrılmayı hiç düşünmezdim, ama başka bir şansım yoktu. Ama ben yabancının kölesi olmaktan utanmıyorum. Bizi bu hallere koyanlar utansın.’’

Unutulan sözler

ADANA'dan yazan bir polis memuru, amirlerine şunu anımsatıyor: ‘‘Hizbullah hadisesi patlak verirken bazı gazeteler manşetten 'Polise 100'er milyon lira' diye yazdılar. Ama netice yok. Lise mezunu bir imam birinci dereceye gelebilirken, yüksekokulu bitiren polis aynı dereceyi alamıyor. Genel müdürlük lojman talep eder, kimse vermez.’’

Polis Marşı

ANKARA'dan bir başka polis okurumuz da 'Polis Marşı'nda şöyle denildiğini söylüyor:

‘‘Yurtta sulh, cihanda sulh amacımız her işte

Türk övün, çalış, güven bekleyenin var işte.’’

Sonra da soruyor:

Ah bir de polis övünebilse, güvenebilse...

Nerede bilimsellik nerede uzmanlaşma

BİR başka polis de, bu yazının en azından belli insanların dikkatini çekeceğini umduğunu söylüyor, devleti ve özellikle de polisi sürekli eleştirenlere şunları soruyor:

‘‘Terör örgütlerinin onlarca eğitim kampı varken Türkiye'de terörle mücadele eden birimlere ait kaç tane eğitim birimi var?

Atletik polisler görmek isteyen müdürlerimiz, maiyetindeki polislerin spor yapabilecekleri kaç tane sosyal tesis açmışlar ve bunların polisler dışında belli hatırlı kişilerin kullanımına geçmesine engelleyebilmişlerdir?

Emniyet teşkilatı bünyesinde bugüne kadar kaç tane kitap çıkmış, bilimsel yenilikleri takip etmek için ne imkánlar tanınmış?

AB'ye girme aşamasında iken kaç polisimiz -turistik beldeler ve havaalanlarında çalışanlar dahil- yeterli derecede dil bildiklerini iddia edebilir ya da bu seviyenin yükselmesi nasıl sağlanacaktır? Büyük bir fedakárlıkla dil öğrenen polisler Sıvas trafik biriminde ya da ne bileyim yurdun ücra bir köşesinde şark görevi adıyla bildiklerini unutmaya zorlanırken, emniyette uzmanlaşma ve istihdam politikası neden hiç gündeme getirilmiyor?

Pek çok kişinin cahil olarak değerlendirdiği emniyet teşkilatı tamamen kişisel çabalarla nasıl bir eğitim atağına kalkışmış ve özellikle amirlerden kaç kişi yüksek lisans yapmakta, kaç kişi ATAUM gibi kuruluşlara kedi imkánlarıyla gitmekte, Jeanne Monette gibi burslarla AB konusunda bilgilenen insanlar şu an nerelerde istihdam edilmektedir?

İnsan hakları sırf zorunluluk olarak değil, toplumun tüm kesimlerine bizler de dahil doğal birer hak olarak verilmelidir. Bizler de bu toplumun birer parçasıyız. Ve bu düzenlemelerin bir an önce hayata geçirilmesini istiyoruz. Ama lütfen, dünyada çok suç işlenen bazı ülkelerle ilgili yasalara, işlenen suç oranlarına ve şu an geldikleri duruma da dikkat çekin. Haklar dürüst vatandaşların korunmasına yönelik olarak güçlendirilmezse yıllar sonra bu asayiş ortamını pek çok kişi maalesef özlemle anacaktır.’’

Bu maaşa dürüstlük kerizlik değil mi?

BİR üst düzey yargı mensubu, ‘‘Yargı, cüzdanla vicdan arasında kaldı’’ derken, acaba bu maaşlarla dürüstlük kerizlik mi demek istemişti?

Ben Çatalzeytin Orman İşletme Müdürüyüm. Yüksek mühendisim. 1/1'den 302 milyon maaş alıyorum. Emrimde çalışan şoförüm, odacım ve çaycım ise 512 milyon...

Ben de o zaman şöyle mi demeliyim: ‘‘Ormanı mı satalım?’’

Şurası unutulmamalı; kimse maaşının azlığından rüşvet almaz, kanının bozukluğundan alır.

Tüm devlet memurlarının durumu iyi değil. Yargıyı, polisi düzeltelim tamam da... Diğer memurlar vatan haini mi?

A.Osman SERTBAŞ Çatalzeytin-KASTAMONU

Yazarın Tüm Yazıları