PİLİÇ piyasasında bugünlerde yeni oyunlar dikkat çekiyor. Üreticilerin büyükleri, AB’ye ihracata hazırlanmak için üretimlerini % 38 dolayında artırdılar. Yani haftalık üretimlerini 14 bin tondan 19.5 bin tona çıkardılar. Ancak beklentiler umulduğu gibi çıkmadı.
AB’nin, ihracat kapısını geçen mayısta açması bekleniyordu, fakat bu süre ‘ürün kalıntı’ ve ‘kesimhane’ analizlerinin henüz sonuçlanmaması nedeniyle uzadı. İki komisyonun sürdürdüğü çalışmalardan sonra kararın AB Resmi Gazetesi’nde yayınlanması için sıraya gireceği, iznin ancak yılbaşına doğru çıkabileceği belirtiliyor. Bu nedenle üretim artışı sonucu ortaya çıkan stok nedeniyle üreticiler arasında kıyasıya bir rekabet sürüyor.
Geçen mart ayında kilosu toptan 1.7 milyondan itibaren başlayarak mayıs ayında 3.1 milyona (perakende de 5.5 milyon) liraya kadar çıkan piliç fiyatları, AB’nin ihracatı askıya alması nedeniyle toptan 1.7 milyona kadar düştü.
FİYATLARDA OYUNLAR
Tüketici düşüşten yararlanamıyor. Çünkü market ve kasaplarda 2.7-4.5 milyon arasında değişen yüksek sayılabilecek fiyattan pazarlanıyor.
Piliç eti piyasasında gerçek bir rekabetin olmadığı anlaşılıyor; geride piyasayı elde tutan ‘büyükler’in, ‘küçüklerin’ üzerine çeşitli oyunlar oynadıkları belirtiliyor.
Bolu yöresinden arayan ve kendisini ‘küçük’ olarak tanıtan bir üretici bakın ne diyor:
KARTELLEŞME Mİ
‘Kartelleşmeye doğru gittikleri gözlenen bazı firmaların amaçları, bizleri ortadan kaldırmak. Fiyat düşüşü bir yerde onlara yarıyor; çünkü rekabete dayanamayacağımız için yaşayamayacağız. Bu durumda fiyatların daha da yükseleceğini ve kırmızı et fiyatlarıyla dengeleneceğini duyurmak isterim.’
Özellikle Uzakdoğu ve Amerikan sermayeli bazı firmaların günde yaklaşık 300 ton pilici dökme olarak plastik kasalarda ambalajsız piyasaya sürmesi, bunu alan market ve kasapların kendi tezgáhlarında parçalayarak satması, sağlıklı ürün sorununu da gündeme getiriyor.
Böyle firmaların Tarım Bakanlığı’nca yeterince denetlenmediğine dikkat çeken okurumuz, ‘Yıllık 900 bin tonu bulan piliç pazarının 700 bin tonu açıkta satılıyor. Piyasaya hálá vur-kaççılar mı egemen olacak? Bakanlık bunların poşetli ve ambalajlı satılmasını, hijyenik olma koşulunu neden uygulatmıyor?’ diyor.
Bu başıboşluk yarın çeşitli hastalıklara yol açarsa, ihracata başlandığında AB’ye karşı mahcup olmaz mıyız?
Nihat Erim-Kemal Derviş
BİR dostumuz ilginç bir benzetme yapıyor: Prof. Nihat Erim, 1950’lerde Halkçı’da Yeni Sabah Gazetesi sahibi Sefa Kılıçlıoğlu’na yazdığı bir yazıdan ötürü para cezasına mahkûm olmuştu. Cezasını ödeyemeyince Başbakan Adnan Menderes’in himayesine sığınmış ve Kıbrıs danışmanlığına getirilmiş, Londra ve Zürih anlaşmalarında Menderes adına görüşmelerde bulunmuştu.
Bugünkü Kemal Derviş’in AB müzakereciliğine soyundurulacağı yolundaki haberleri gibi...
Derviş’in ‘Türbanı başörtüsüne tercih ederim’ biçimindeki sözleri ve ardından tevil yoluna sapması; olayı gündeme taşıyan Milliyet yazarı Serpil Yılmaz’ın ise gerçeği gözler önüne sermesi, kendisinin anti-laik söylemi ile Türkiye’yi kimlerle nerelere taşımak istediği hakkındaki kuşkuları daha da artırdı.
İkinci bir Nihat Erim vakası ile karşı karşıya değil miyiz?
(Not: Prof. Erim, hürriyetlerin üzerine şal örteriz demiş; başbakan olduğu 12 Mart döneminde de solculara yönelik ünlü ‘Balyoz Harekátı’nı başlatmıştı.)
Başoğlu tartışması
CHP Adana Milletvekili Kemal Sağ, AKP’ye geçen Atilla Başoğlu’nun şirketinin denetimiyle bir ilgisi olamayacağını belirterek, ‘Böyle bir olay eski defterdar (Adana) olan bana kesinlikle yakışmaz ve uymaz. Maliye müfettişi değil, hesap uzmanı incelemektedir. Kaldı ki bunlar milletvekili olsam da böyle bir istekle inceleme yapamazlar. Başoğlu ile kişisel hiçbir sorunum yoktur, sadece CHP’de Atatürkçülüğün yeterli olmadığını öne sürerek AKP’ye geçmesini içime sindiremiyorum’ dedi.
Biliyor musunuz?
DSP başkan adaylarından Şükrü Sina Gürel’in, Rahşan Ecevit’i PM listesine almayacağını açıklamasından sonra Orhan Birgit’in Cumhuriyet’de dün yazdığına göre, DSP örgüt ve sayman sorumlusu Mecit Şekercioğlu’nun Rahşan Ecevit’in 25 temmuzdaki Kurultay’da genel başkan yardımcılığından ayrılacağını açıkladığını... Hükümetin, ‘AB korkusu’ ile komisyonlardan geri çektiği doğalgaz ve elektrik piyasalarının düzenlenmesine ilişkin yasa tasarıları arasında Yenilenebilir Enerji Yasa Tasarısı’nın da bulunduğunu, buna rüzgar enerjisi için yatırım yapmayı bekleyenlera tarafından tepki ile karşılandığını...
Biliyormusunuz?
Mesaj panosu
MALTEPE, Aydınlıkevler Dervişbey Sitesi, bölgenin en gözde yerleşim birimi idi.Büyükşehir’in bir müteahhidi, kanalizasyon ve Büyükyalı deresinin islah çalışmalarına bir başladı, sitemizi rezil etti. Sayın Kadir Topbaş, bu müteahhidin özensiz işlerine lütfen müdahale edin.
Site sakinleri
İDO’da ayakta yolcu taşınır mı? Taşınıyor, oturacak yer bittiği zaman ayakta bilet satılıyor. Ayakta binenler için can yeleği doğal olarak yok; havalandırma yetersiz, çalışanlar sivil kıyafetle dolaşıyorlar; TV’nin kumandaları elden ele dolaşıyor. İDO’yu eritmeyin.
Cihan GÖZÜKIZIL
DİGİTÜRK abonesi M.M.’den fatura şikayeti: Her gelen faturada verilmeyen 15 günlük hizmetin bedeli neden peşin alınıyor?
GÜNÜN SÖZÜ
‘Derviş ne yaptığını bilmiyor.Türbana destek laiklik karşıtlığını destektir.İktidarın değirmenine su taşımak CHP çatısı altındaki hiç kimseye yakışmaz. İçerden hançerlenmemize izin vermeyeceğiz.’
(CHP Kadın Kolları Genel Başkanı, İstanbul Milletvekili Güldal Okuducu)