Paylaş
CHP'de moraller yükseliyor
Zeytinburnu’nda bugün de geniş bir katılım töreni yapılacak.
AKP karşıtı seçmenler, düzenden memnun olmayanlar, laik, hukuk devleti niteliğindeki Cumhuriyet’ten yana olanlar için oy verilecek parti olarak gösteriliyor CHP... Bunun göstergelerini gittiğimiz yerlerde görüyoruz. Siyasal gözlemciler kadar anketler de bunu gösteriyor.
CHP’den deneyimli bir siyasetçi dostumuz “İktidara en yakın parti oluyoruz” diyor. Yoksulluk, yolsuzluk, gelir dağılımdaki çarpıklık, işsizlik ve ekonomik kriz... Her şey, sosyal demokratların seçim başarısı için, iktidarı için uygun olduğu halde, 20 yıldır % 20’lerde gezinen bir CHP, demokrasimizin de ülkemizin de çelişkisi değil miydi? CHP’de yönetim değişince bu çelişkinin sona erdiği yorumları daha ağırlık taşıyor artık.
AKP’NİN ENDİŞESİ
AKP’nin merkez, liberal seçmenini bile endişeye sevk eden son uygulamaları, yargı ve Anayasa Mahkemesi’ni güdümüne almaya yönelik Anayasa değişiklikleri, dış politikada Hamas?İran eksenli girişimleri, ABD ve AB ile bozulan ilişkiler, merkez sağdaki seçmenin ve liberallerin bile (Cindoruk’un DP’si gelişemedi) yüzünü Kılıçdaroğlu’nun liderliğindeki CHP’ye çevirmesine neden oluyor.
CHP yeter ki CHP’nin yeni yönetimi sadece laiklik konusundaki duyarlılığını gösteren söylemi ile değil, son gezilerde doğru olarak yaptığı gibi; yoksulluk, işsizlik, eşitsizlik, adaletsizlik gibi konuları, halkın esas ilgi duyduğu konuları öne çıkaran söylemi ile halkın ayağına daha çok gitsin, örgütler daha programlı çalışsın... Zor mu o kadar? AKP bunu yaptı ve kazandı.
SARIGÜL VE YUVAYA DÖNÜŞ
Muhatabımız, Mustafa Sarıgül’ün TDH’sini kurmaktan vazgeçmesini önemli bir gelişme olarak sayarak şöyle diyor:
“Baykal’ın ayrılması ve Kılıçdaroğlu’nun lider olması ile CHP’nin halkta yarattığı olumlu havayı gören ve doğru değerlendiren Sarıgül’ün ‘koşulsuz ve beklentisiz’ şekilde CHP’yi destekleyeceğini açıklaması, sorumlu siyasetçi tutumuna örnek olarak gösterilmelidir. Kılıçdaroğlu ve Sav’ın kamuoyuna pek yansıtmadan birlikte yönettikleri bir sürecin sonunda gerçekleşen pek çok ‘yuvaya dönüş’ olayı gibi, M. Sarıgül’ün parti kurmaktan vazgeçerek CHP’yi destekleyeceklerini açıklamış olması da, CHP’yi de, Cumhuriyet’e sahip çıkan, birleşmemizi isteyen toplum kesimlerini de rahatlattı.
Bu arada il ve ilçelerde binlerce yeni üye CHP’ye kaydoldu. Oluyor da...
Geçmişte kendince haklı sayılacak gerekçelerle ‘partide görev yapma koşullarını bulamadıkları için’ kenara çekilmiş saygın, birikimli pek çok kişinin bu yeni dönemde Genel Merkez yönetiminde görev almaları, bu durumdaki diğer kişilerin de tekrar partide çalışmalarının, katkı koymalarının yolunu açtı.
BURNUNDAN KIL ALDIRMAMAK
K. Kılıçdaroğlu ve Önder Sav’ın her kesimden CHP’ye olan yönelmeyi, bu süreci hem yeni üye ve hem de yuvaya dönüş bazında iyi yönetmeleri, bu yeni dönemde bir büyük buluşmayı CHP’de gerçekleştirmeleri gerekiyor. Bu konuda kimse kimsenin burnundan kıl aldırmama anlayışından uzak durmalıdır.
Şimdi partide güven duygusu yeniden öne çıktığına göre... Önümüzdeki haftalarda, CHP’ye yuvaya dönüşleri için tüzük gereğince MYK ve PM kararı gereken pek çok saygın ismin dönüşü için gerekli işlemlerin yapılmasının artık kamuoyunun da beklentisi olduğunu da vurgulamak gerekiyor.
Telaş ve endişeye kapılan AKP’nin karşısında CHP artık yükselen bir değerdir; yeni umuttur.
Büyük buluşma CHP’de gerçekleşmektedir; büyük yürüyüş başlamıştır...
1973 ve 1977 seçimleri öncesi yaşanan bir durum vardır. CHP’de moraller yüksektir, örgüt seçimlere şimdiden hazırlanmaktadır.”
Dileriz söylenenler gerçek olur!
Kırkpınar olimpiyat olur mu? (2)
KIRKPINAR güreşleri çok önemli. Böyle bir kültür Amerika’da olsa, yılda 5 milyon turist çekilir. Bu bakımdan, hem bilgilendirmek, hem de gördüklerimizi ilgililere aktarmak istiyoruz.
Yağlı güreşlerin, Güreş Federasyonu’ndan ayrılarak müstakil bir federasyon olması öneriliyor. Hatta, ‘olimpiyat’ statüsüne alınmasını, güreşlerin Orta Asya’daki Türk cumhuriyetleri sporcularına açılmasını önerenler de var. Kırkpınar’ın eski ağalarından Mehmet Diktaş “Kırkpınar’ı neden İspanya’daki sokak boğa ve domates festivalleri örneğinde olduğu gibi bir şenlik haline dönüştüremiyoruz? Nihayette bir ata kültürü” diye soruyoruz.
Kırkpınar’da sorun çok... Bir çöküş yaşıyor. Belediye Başkanı Hamdi Sedefçi dertli... Başbakanlık veya Kültür-Turizm Bakanlığı’ndan ‘tek kuruş’ katkı gelmemiş. “Hem siyaseten, hem yasadışı dinleyen makamların yarattığı oyunlarla yok edilmek isteniyorum. Ama hepsinin hesabını da soracağım” diye iddialı konuşuyor.
Altın kemer 1400 gram; 14 ayardan yapılıyor. Altının değeri kadar el işçiliği de önemli bir yer tutuyor. Koyun postu üzerinde oturan Kırkpınar ağası organizasyonun tek hâkimi sayılıyor.
Başpehlivanlığı Bandırmalı Acar ailesinin üç nesli de almış; dede Kara Ali Acar, oğlu Hasan Acar ve torunu Sabri Acar... Müstesna bir durum.
Kırkpınar’da son 50 yılda iz bırakan başpehlivanlar: İbrahim Karabacak, Ordulu Mustafa Bük, Hüseyin Çokal, Aydın Demir, Ahmet Taşçı...
Ve 1934-1942 yılları arasında 8 kez Kırkpınar Başpehlivanı olma rekorunun da sahibi olan Tekirdağlı Hüseyin pehlivan.
Türkiye Güreş Federasyonu bünyesinde; serbest, grekoromen, yağlı güreş ve karakucak dalları bulunuyor. Aslında bunun ayrışması gerekiyor; bu da güreşte büyümeyi getirir aslında. Türkiye’de bütün Uzakdoğu ülkelerinin milli sporlarını (örneğin Tai gibi...) federasyonlaştırılmasına rağmen kendi öz sporumuz ihmal edilmiş görüşü yaygın halde. Son yıllarda değişen kurallar sonucu, iki yıl rakibini yenemeyen pehlivanlar baş güreşlerine alınıyor. Hatta 10 yıl adam yenemeyen baş güreşleri dahi var. Yeni yapılanma için şimdiden bir program yapılmalı. Devlet Bakanı Faruk Özak, Edirne’de bunun işaretlerini verdi.
Paylaş