VERGİSİNİ veren, eğitimli ve ülkesinin başarılarına katkıda bulunmuş bir vatandaş olarak Sayın Tayyip Erdoğan'ın konuşmaları ve düşüncelerine yönelik bazı soruları iletmek isterim:
Kıbrıs'ta olanlarla ilgili tarihi gerçekleri anlatan kaç kitap ve makale okumuştur?
Kıbrıs adasının %5'inin İngilizlerin üslerine tahsis olduğunu bilmekte midir? Ayrıca Britanya'nın Kıbrıs'a olan mesafesi hakkında bir tahmini var mıdır? Falkland Savaşı ile ilgili ne bilmektedir. Ortadoğu ve Yakındoğu'da hiçbir toprağı bulunmayan İngiltere çok pahalı işletme maliyeti olan iki üssünü Kıbrıs'ta elde bulundurmaya devam etmektedir. Ege deniz haritaları ile ilgili bir merak içinde bulunup bu konuda bir bilgilenme gereği hissetmiş midir? Karasuları kavramından ne anlamaktadır?
Kabotaj hakkı nedir, bilmekte midir? Dünya ticaretinin ne kadarının denizlerden yapıldığı hakkında bir kanaati var mıdır? Denizlerde yer alan yeraltı zenginlikleri hakkında bilgi sahibi midir?
AB'ye girmek için Ege'deki haklarımızdan vazgeçmemiz gerektiğine mi inanmaktadır?
Yunanlıların iki küçük kayalık olan Kardak Kayalıkları için neleri göze aldığını düşünmüş müdür? Yoksa Yunanlıların ufuksuz korsanlar olduğunu mu zannetmektedir?
AB'ye girmek için Ege'de statükonun Yunanistan lehine değişmesini (hep söyleye geldiği statüko ihtilalciliği edası ile) kabul edecek midir? Yunan Savunma Bakanı'nın AB ve Ege konusunda söylediklerini okumuş mudur?
Ve son soru:
Günde kaç gazete okumuştur/okumaktadır. Okuduğu kitaplar hangi konulardadır veya kitap okuma alışkanlığı var mıdır?
Ben Ergun Poyraz'ın 'Patlak Ampul' (ISBN 975-92628-0-0) isimli kitapta yer alan iddiaların gerçek olmadığını düşünüyorum.
Ya Tayyip Bey!
Şükrü EKEN-ANKARA
Devletin altı oyulmuyor mu?
İÇİŞLERİ Bakanlığı, bundan sonra yapılacak ihbarlarda isim ve adresi şart koşuyor. Yoksa, bu ihbarlar dikkate alınmayacakmış...
Neden! İstanbul'dan arayan emekli bir emniyet müdürü, ‘‘Bu bir ihanettir’’ diyerek endişelerini şöyle aktarıyor:
‘‘Polisin görevi her türlü ihbarı dikkate alıp değerlendirmek değil midir? Polis bir olayı ihbarsız da olsa araştıracaktır. Yeni durumda bir vatandaş haklı olarak gördüğü yanlış bilgiyi, soygunu, yolsuzluğu, ihaneti ya da irticai bir durumu resmi makamlara bildirmekten korkar hale gelecektir. Vatandaş niye daha sonra cezalandırılsın, canından olsun.’’ Acaba AKP iktidarı vatansever, doğru, dürüst insanlara gözdağı mı veriyor?
Atalet!
KADIKÖY yakasından karşıya geçmek için her sabah trafiği rahatlatmak adına dördüncü şerit kullanıma açılıyor. Fakat trafik rahatladığı halde sonraki saatlerde külahları kaldırmayı unutuyorlar.
Dün 11.30'da yol boştu. 90 km süratle geçtim köprüyü, polisi uyardım, ‘‘Haklısınız’’ diyerek anons ettiler.
Külahları kaldırdılar.
Vatandaş söylemese dikkat etmeyecekler mi?
Metin KAŞO-İSTANBUL
Panikten niye korkuluyor
İRAN'da halk kendini adrenalin iğneleriyle donatıp kendince savaşa hazırlanırken, hükümetin duyarsızlığı dikkat çekiyor. Irak savaşının sadece ekonomik boyutu mu var? Diyarbakır, Adana ve sınırda yaşayan insanlar hiçbir risk altında değil mi? İncirlik'le burun buruna yaşayan koskoca bir şehir var, kimseye en ufak bir bilgi verilmediğinin farkında değil misiniz? Her şeyi gören, duyan, fark eden medya mensuplarımız bu konuda neden duyarsız?
Nasıl bir rahatlıktır bu? Kimyasal bir saldırıda bu bölgelerden 5.000 kişi ölebilir biliyor musunuz?
S.H.
'Protokol valisi' demek yanlıştır
İÇİŞLERİ Bakanlığı'ndan bir bürokrat aradı; Cumhurbaşkanı'nın görevde bıraktığı Ankara Valisi'ne 'protokol valisi' denmesini kınadı. Ve şöyle dedi:
‘‘Devletin bir görevlisine 'Yalova Kaymakamı' gibi 'protokol valisi' yakıştırması yapılması doğru değildir. Yahya Gür'ü 20 yıldır tanırım, başarılı; aynı zamanda dürüst, kibar, Atatürkçü, vatanını seven, fakir-fukarının hakkını gözeten bir validir. Gür, bürokrasinin trafik ışıklarında durma uygulamasını uygulayan ilk validir. Devlet büyüklerinin getirdiği hiçbir hediyeyi evine götürmez; hepsini vilayetteki vitrine koyar. 'Ben dışarıya gittiğim zaman devlet parasıyla bir şey götürüyorsam bize gelen bir şey de devlete aittir' dediğini çok kişi bilir.’’
Kendisine sordum, ‘‘Vali Gür Ankara'nın Atakuleli gerici amblemini neden değiştirtmiyor’’ diye. Yanıtı şöyle oldu:
‘‘İçişleri Bakanlığı'nın takdirinde bir olay; ne yazık ki Tantan da çok uğraşmasına rağmen çözemedi. Gelen diğer bakanlar konunun üzerine düşmediler. Ancak Sayın Gür'ün 'Ben bu amblemi kabul etmiyorum' diyerek, Melih Gökçek'in Büyükşehir'inden gelen tüm yazılarını geri çevirdiğini biliyoruz. Onun amblemi Hitit Güneşi'dir.’’
Öğrenmek isteriz
TUZLA Tersanesi'nden denizci bir okurumuz, ‘‘TBMM Savunma Komisyonu Başkanlığı'na seçilen Cengiz Kaptanoğlu'nu tanır mısınız?’’ diye soruyor: ‘‘Tayyip Erdoğan'ın hemşerisi ve 3 Kasım öncesinin Deniz Ticaret Odası Başkanı'dır. Kaptanoğlu'nun adını duyunca Emlakbank'tan denizcilik sektörüne aktarılan ve ödenmeyen yüzlerce milyon dolarlık kredinin akıbetini hatırlamamak elde değil. Dileriz, komisyon başkanlığı sırasında, batan denizcilik sektörü kazançlı çıkar, Deniz Kuvvetlerimiz daha güçlü ve modern hale gelir. Bu arada Kaptanoğlu'ndan 'Amerikan vatandaşı' olup olmadığını öğrenebilir miyiz?’’
MESAJ PANOSU
ADANA'da TCDD'de 300 milyon maaşla çalışan bir grup memur soruyor: TCDD 6. Bölge İşletme Müdürlüğü'nde çalışan örneğin bir mühendis 100 bin dolara ev alabilir mi? Alırsa nasıl alır?