Parkı sadece yapmak değil kaliteli işletmek önemli

Çevredeki kamu kurumlarının üst düzey yöneticilerinin, özel şirketlerin otoları Dikmen Vadisi Parkı’ndaki gezi yollarını ’kestirme’ için kullanmaktadır. Oto kullanımı nedeniyle parkın yolları çok fazla yıpranmış durumdadır. Otoların şoförleri, içindeki göbekli makam mevki sahibi "adamlar" bilinçsiz oldukları kadar, insanlara, çevreye saygısızdır.

Otolar, parkta gezinti, spor yapan, çocuklarını gezdiren kişilerin yanlarından 50-70 km. hızla sorumsuzca geçmektedir. Park yönetimi, içerdeki küçücük camiye cuma namazı için gelen küçüklü büyüklü tüm otolara, koca koca 2000-3000cc.’lik makam otolarına göz yummaktadır.

Oysa, bu otolarla camiye gelenler, namazdan on dakika önce gelip otolarını park dışında yakınca bir yere park edip yürüyebilirler... Namaz kılmaya geliyorlar diye kuralları ihlal etmek mi gerekir?

Londra’da kent içindeki tüm büyük parklara gidiniz, bir tek oto göremezsiniz. Park içindeki, bahçıvanlık, temizlik gibi işler de çok küçük motorsuz araçlarla ya da yaya yapılmaktadır. Park yapmakla övünmek değil, asıl yaptıktan sonra onu belirli bir kalite düzeyinde işletmek önemlidir.

Öte yandan, cuma günleri namaza gittikleri için namaz saatlerinde güvenlik görevlileri çekilmekte ve azalmaktadır. Parkın ücra köşelerinde diğer günlerde gördüğünüz yoğunlukta güvenlik görevlisi bulunmamaktadır. Park yönetimi namazın mı güvenliğin mi öncelikli olduğu sorununu bir biçimde çözümlemelidir.

Parka yıllardır spor yapanlar için bir toprak yol ya da 1-1.5 metre eninde parkın çevresini dolaşan tartan pist/yol yapılmamıştır. Sert zeminde hava tabanlı ayakkabı kullanılsa da spor yapmak güçlük arz etmektedir. Dikmen Vadisi Parkı biran önce otolardan, her gün kasvetli, iç parçalayıcı, moral bozan şarkı türküler çalan Yörük Evi’nden kurtarılmalı, tartan pist, doğru dürüst, zemini çamur olmayan bir spor alanı ve hatta bisiklet yoluna kavuşturulmalıdır.

Abdullah ŞEVKİ

GÜNÜN SÖZÜ

"Sorunlar, onları yaratanların mantığı ile çözümlenemez."

(Albert Einstein)