1 Haziran'da federasyonun mali kongresi yapılacak; akşam da
FİFA'nın düzenlediği Dünya Kupası için
Güney Kore'nin başkenti
Seul'e hareket edilecek.
Spor çevreleri, Futbol Federasyonu'nun
'ballı gezisi' için fısıltı gazetesinin manşetlerinde; ilgili çevreler birbirlerine 'davet var mı?' diye soruyor.
Yolcu listesi sır gibi saklanıyor.
Spor dünyasının içindeki bir okurumuz, ‘‘Bu gezinin hesabı gelindikten sonra değil gitmeden verilmelidir’’ diyor.
Futbol Federasyonu'nun özerk bir kurum olduğunu ancak yöneticilerin bunu 'babalarının çiftliği' gibi kullandıklarını söylüyor.
Federasyon bu gezi için şeffaf olmak zorunda değil mi?
Kimler davet edildi, kimler götürülüyor; ne kadar harcama yapılacak?
Milli takım ne zaman gidiyor?
- 16 Mayıs'ta...
Federasyon heyeti nasıl gidiyor?
- Sadece yönetim değil federasyonun 112 Genel Kurul üyesi de davetli... Nedense bu davet edilen isimler sır gibi saklanıyor. Ayrıca davet edilenler arasında bir parlamento heyeti dışında ilgili-ilgisiz spor medya mensupları olduğu da konuşuluyor. Ancak daveti reddedenler de var.
- Kimler... Davetli FB Kulübü Başkanı
Aziz Yıldırım, bazı gazetelerin spor servisi yöneticileri... Büyük bir olasılıkla
Özhan Canaydın ve
Serdar Bilgili de reddedebilir.
Özel uçak mı tutuluyor?
- THY'nin elinde uzak menzilli 280 kişilik Airbus'lar var... THY'den özel uçak tutulacağına göre, 280 yolcuya kadar yolu var... Olayın ilginç yanı federasyonun 1 Haziran'da mali kongresinin yapılması... Yani genel kurul delegeleri, federasyonun bir yıllık mali çalışması için oy kullandıktan sonra otobüslerle havaalanına götürülüp uzun yolculuğa çıkarılacaklar. Yani gel ibra et, sonra geziye çık demektir bu... Konukların transfer ve otel harcamaları da federasyon tarafından karşılanacak.
Güney Kore'de milli takımımız üç ayrı kentte oynayacak; konuklar da 3 Haziran'da Ulsan'daki Türkiye-Brezilya karşılaşmasını izleyecekler. 9 Haziran'a kadar tatil yapıp İncheon'da Türkiye-Kostarika maçından sonra ayın 13'üne kadar yine izin var... Seul'daki Türkiye-Çin maçından sonra 14 Haziran'da Türkiye'ye hareket edecekler.
Ya Türkiye tur atlarsa...
- Bir 15 gün daha kalabilirler...
-
Devlet Bakanı Fikret Ünlü ve ekibi...
- Ayrı olarak tarifeli uçakla gidebilirler.
Türkiye ağır bir ekonomik kriz yaşıyormuş; 20 milyon insan açmış kimsenin umurunda mı?
Herkese hayırlı yolculuklar!
PTT'yi yürekten kutluyorum
ALMANYA'da okuyan kızıma zaman zaman gönderdiğim dergi, mektup ve kolileri son derece nazik, güleryüzlü görevlilerce, özel şirketlerin yarı fiyatına üstelik çok kısa sürede bizzat kızımın kapısına kadar gönderen
Kadıköy Postanesi'ne teşekkür etmek istiyorum.
Belki buraya kadar normal gelebilir ama son yaşadığım olay beni bu yazıyı yazmaya mecbur etti.
Anneler Günü dolayısıyla kızımın yolladığı doğal káğıt hamurundan yapılmış
(Türkiye'de henüz yok) bir zarflı mektubu ıslanarak bozulmuş kabul edip özel bir ambalaja koyarak ve ‘‘Ekli gönderinizin ambalajı hasarlı olarak merkezimize intikal ettiğinden yeniden emniyete alınarak size gönderilmiştir. Bu aksaklıktan dolayı özür dileriz’’ yazısıyla posta kutuma değil, kapıma kadar getiren
Kadıköy posta idaresi son yıllarda ne yazık ki insan hayatının bile umursanmadığı ülkemizde
(yurtdışında bu tür olaylar normal karşılansa bile) takdirle karşılanacak bir çalışma örneği sergilemiştir. Bunu okuyucularınızla da paylaşmak istedim.
Kamerhan KIRLI ERENKÖY Çiftçiye destek Mardin'de unutuldu
DÜNYA Bankası'nın çiftçilere doğrudan destek programı çerçevesinde 2001 yılı için dağıtılmasına başlanan yardımı
Türkiye'nin birçok bölgesindeki çiftçiler 7-8 ay önce almasına rağmen ailemin oturduğu
Mardin ili ve civarındaki çiftçiler hálá alamadılar. Bu olayın bile tek başına, bölgelerarası ayrımcılığın ve ikinci sınıf vatandaşlığın bir örneği olmadığı, yaşanan bunca acı deneyimden sonra nasıl açıklanabilir?
Konya, Mersin, Adana, Kırşehir, Elazığ gibi iller nerdeyse ikinci yardımı alacakken ilimize karşı takınılan bu ve buna benzer onlarca uygulamadan sonra eşitlikten, kardeşlikten, birlik ve beraberlikten dem vurarak kimi inandırabilirler? Anarşinin, terörün ve bölücülüğün tırmanmasında bu ve benzeri uygulamaların rolü yok mudur?
Prof. Dr. Yusuf DURAK-Konya Selçuk Üniversitesi Fen-Edebiyat Fakültesi Biyoloji Bölümü. Kavaklar kesilsin
KAVAK ağaçları mayıs ve haziran aylarında polen üretiyor. Kent merkezinde, sokakta, parkta gökten pamuk yağdığını hep beraber görüyoruz.
Astımlıların, alerjik hastaların yaşamını tehlikeye atıyor. Yaşlılar, çocuklar ve tüm insanlar yuttukları kavak polenlerinden etkileniyorlar.
Kavak ağacı, kerestesi sanayide kullanılan kıymetli bir ağaç; kent merkezlerini yeşillendirmek için kullanılacak bir ağaç türü değildir.
İstanbul'un geçmişindeki yeşil doksuna baktığımızda
erguvan, at kestanesi, ıhlamur, akasya, çınar ve
çam ağaçlarını görürüz.
Belediyeler, halka alternatifini göstererek kavak ağaçlarını tasfiye etmek zorundadırlar.
Konunun gündeme taşınmasını diliyorum.
Yaşar HANGÜN
Güngören-İSTANBUL GÜNÜN SÖZÜ
‘‘Kazanacağına inanç duymadan savaşa girmek, yenilgiyi garantiler.’’
(General D. Mac Arthur)