TURGUT Özal'ın ilk hükümetinin, petrol işlerine bakan Devlet Bakanı
İsmail Özdağlar'ı hatırlar mısınız?
1985'lerde yaşanan
Özdağlar'ın,
UM Denizcilik'in sahibi
Uğur Mengenecioğlu'ndan petrol taşımacılığı konusunda 25 milyon lira rüşvet isteme skandalı...
Başbakan
Özal durumu öğrendiğinde danışmanı
Adnan Kahveci'yi bu olayı ortaya çıkartmakla görevlendirdi.
Kahveci,
Mengenecioğlu'na konuşmaları kaydetmesi için bir teyp verdi.
Rüşvetle ilgili kanıtlar elde edilince
Özal, parti kurucusu yaptığı
Manisa Milletvekili
İsmail Özdağlar'ı hemen bakanlıktan el çektirdi.
Olay
Meclis'e geldi,
Özdağlar; ‘‘Bakanlık görevini kötüye kullanmak,
UM Denizcilik sahibi
Mengenecioğlu'nun gemilerine fazla fiyatla akaryakıt nakli sağlamak suretiyle devleti zarara uğratmak...’’tan
Yüce Divan'a sevki kararlaştırıldı. Ayrıca
Özdağlar'ın bu işlere engel olacağını düşündüğü bazı bürokratları görevden aldığı belirlenmişti.
Mengenecioğlu'dan haksız menfaat sağladığı ve 25 milyon lira rüşvet aldığı belirlendi.
Sonuçta iki yıl hapis cezası alan
Özdağlar bu cezasını çekti.
ANAP yolsuzluklarla ilgili ilk darbeyi bu olayla aldı.
Özal'ın gösterdiği bu hassasiyeti bugün kim gösteriyor?
Ulaştırma Bakanı
Binali Yıldırım'la ilgili olarak ortaya o kadar belge ve bilgi döküldü ki... Başbakan
Erdoğan hiç konuşmuyor. Genel Başkan Yardımcısı
Fırat, ‘‘Yolsuzluk varsa gözümüz olsa çıkarır atarız’’ diyor da bir soruşturma ve inceleme yok.
YILDIRIM, A TAKIMI'NDAN
Binali Yıldırım,
Erdoğan'ın Büyükşehir Belediyesi'ndeki
‘A Takımı’ndandı;
İDO Genel Müdürlüğü'nde bulundu.
Erdoğan, belediyeden ayrılınca
Ali Müfit Gürtuna tarafından yakınlarına ve tanıdıklarına çıkar (büfe) sağladığı iddialarıyla görevden alındı.
Yıldırım daha sonra, basında gündeme gelen denizcilik taşımacılığıyla ilgili görevlerde şirket yöneticiliğinde bulundu; 24 yaşındaki oğluna şirketler kurdu.
Tayyip Erdoğan'ın milletvekili listesiyle parlamentoya taşındı. Yolsuzluk iddialarıyla yargılanan arkadaşlarını gazeteciler konu edince
‘‘Her yönüyle güvenirim, istedikleri kadar yargılansın’’ dedi.
Ancak, skandal
Ankara feribotu kiralama işlemine bulaştı.
Bu arada okurumuz
Ahmet Erdem'in aşağıdaki notu belirli çevrelere dikkat çekici gelebilir:
‘‘59. hükümetin uluslararası deniz taşımacılığında yürürlüğe koyduğu veya koyacağı yeni teşviklerin dikkatle izlenmesi uygun olacaktır.
Özellikle vergi nedeniyle yurtdışında kurulmuş şirketlerin ortakları çok iyi araştırılmalıdır.’’
Kavga bitmiştir
CHP Genel Sekreteri
Mehmet Sevigen ve
İstanbul İl Başkanı
Şinasi Öktem, kongrelerde aralarında çekişme olduğu iddialarına karşılık ortak şu açıklamayı yaptılar:
‘‘
İstanbul'da, yazınızda belirttiğiniz gibi bir ayrışım, bir çekişme yoktur.
Biz, örgütten sorumlu Genel Sekreter Yardımcısı ve
İstanbul İl başkanı olarak,
İstanbul'da politika yapan diğer arkadaşlarımız dahi tek, yürek tek yumruk olarak hareket ediyoruz.
Kararları birbirimizle danışarak, görüşerek alıyoruz.
İstanbul'da beraber olduğumuz on binlerden oluşan bir
CHP ordusu var. Genel Merkezi'ne Genel Başkanı'na bağlı bir grubuz.
CHP'de kavga bitmiştir. Bu kavgayı çıkarmak isteyen zihniyet artık yok olmuştur.’’
Fahri danışman belgelere resmi imza atmış
ULAŞTIRMA Bakanı
Binali Yıldırım'ın danışmanı
Celal Akbulut ile ilgili son günlerde gazetelerde çıkan yazıları ibretle takip ediyoruz.
Sayın Bakan'ın fahri danışmanım dediği
Celal Akbulut, aynı bakanlığa bağlı
Devlet Hava Meydanları İşletmesi (DHMİ) hesabından,
Bürüksel'de bulunan
Eurocontrol toplantılarına katılarak, devlet adına imzalar atmıştır.
Celal Akbulut'un hangi sıfatla ve hangi yetki ile bu toplantılara katılıp, hangi belgelere imza attığının Sayın Ulaştırma Bakanı'na sorulması konuya açıklık getirecektir.
Hayati ALP Yavuz Yılmaz, tekstilci oldu
RİZE kökenli iki siyasetçinin oğulları
Ahmet Burak Erdoğan ile
Yavuz Yılmaz,
kola pazarlaması nedeniyle gündeme geldiler.
Yılmaz bakımından durum biraz farklı. Geçmişte
Mesut Yılmaz'a yakın bir isim şunları anlatıyor:
‘‘
Yılmaz ailesindan
Turgut Yılmaz, eniştesi
Yiğit İkiz ve yeğeni
Yavuz Yılmaz'ı çok sever. Onlar için kurduğu dağıtım şirketinin %30'u
Yavuz'a, %70'i de
İkiz'e ait.
Kadıköy'deki 7 dağıtım firmasından biri onlarınki. Eskiden tekstil kimya maddeleri işi yapan
İkiz, artık dağıtım işini yürütüyor. Ancak
İkiz,
Korsika'da ağır bir motosiklet kazası geçirdi; karısı ve enişteleri tarafından
Türkiye'ye getirilerek
Amerikan Hastanesi'ne nakledildi. Durumu iyiye gidiyor.
Hasan Yılmaz da artık
Avusturya'da çalışıyor;
Türkiye ve
Kazakistan üzerinden tekstil ticareti yapıyor. Babası, bundan bir süre önce bir grup arkadaşı ile,
Kazakistan'a giderek oğlunun işlerini yerinde gördü.’’
GÜNÜN SÖZÜ
‘‘Kanunlar örümcek ağına benzer, küçük sinekler takılır, büyük sinekler deler geçer.’’
(Eflatun)
MESAJ
AKDENİZ'in en güzel yerlerinden olan
Kaş maalesef yoğun bir ses kirliliği yaşıyor. Bar ve kafelerden yüksek volüm ile yapılan müzik yayınları çevrede oturan yerli ya da yabancılar için neşe değil ıstırap kaynağı oluyor. Sabaha kadar devam eden bu gürültü için İlçe Emniyeti'ni aradığımızda aldığımız yanıt ‘‘Ne yapalım ruhsatları var’’ oluyor. Hangi uygar ülkede çevreyi rahatsız etmenin ruhsatı olur?
Hasan Yıldız-KAŞEMİNÖNÜ İlçe Emniyet Müdürlüğü'ne bir grup turist rehberi soruyor: ‘‘
Sultanahmet Camii'nin
At Meydanı girişinde tezgah kurup fotoğraf makinesi ve filmi satan kişiyi kim koruyor? Piyasa fiyatlarının 3-4 katına satış yaparak turistleri kazıklayan bu kişinin meydanında görevli polis ekibiyle sergilediği samimi görüntüler, kafamızda soru işaretleri oluşturuyor? İzinsiz faaliyet gösteren ve fahiş fiyatla satış yapan bu tezgaha neden göz yumuluyor? Turizm daha fazla baltalanmamalı; bu ahşap çavuş ilişkisinin bir an önce engellenmesi gerektiğine inanıyoruz.’’