EĞER 1 Kasım 1922 günü İzmir’i görme imkánımız olsaydı, bu güzel kentimizin yanıp yıkıldığına ve harabeye döndüğüne şahit olurduk...
İşgal altında geçen 3 yıldan sonra kurtulan İzmir, daha kurtuluş sevincini yaşayamadan yangın felaketinin ağır sonuçlarını yaşadı. Üstelik kentin uğradığı felaket, sadece yangının yarattığı kapkara boşluktan ibaret değildi. Şehirdeki levantenler, Rumlar ve yüzyıllardır Kordon’da ticaret yapan pek çok insan da harabeye dönmüş İzmir’i terk ediyordu.
Ama bu umutsuzluk ortamından yeni bir başlangıcın, Türkiye Cumhuriyeti’nin doğduğunu da hemen hatırlamak gerekiyor.
Herkes tarafından bilindiği üzere Cumhuriyetimizin kuruluş tarihinde İzmir’in ayrı bir yeri var.
Fakat bilinenlere eklenecek yeni bilgiler olduğunu, Cumhuriyetimizin kuruluşunu daha ayrıntılı olarak bilmemizi sağlayacak belgelerin olduğunu da bilmemiz gerekiyor.
CUMHURİYET HEYECANI
1922’deki büyük İzmir yangınında İzmir’in büyük çoğunluğu gibi İzmir Ticaret Odası da yanıp kül olmuş... Kayıtlar 1.11.1922’de başlamış. Her türlü olumsuzluğa rağmen kiralanan bir binada ilk toplantının, İzmir kentinin dirilişi kadar Cumhuriyet’in kuruluş sürecinin heyecanının izlerini fark ediyorsunuz belgelerde. Bir anlamda Osmanlı’nın, Türkiye Cumhuriyeti’ne devir-teslim tutanakları bunlar. 1930’a kadar Osmanlıca tutulan kayıtlar, 7 defter olarak İTO arşivinde günümüze kadar korunmuş.
Yıllardır sadece birkaç kişinin bildiği ve 1922-1930 yıllarına ait 7 defterden oluşan bu önemli kayıtlar İTO tarafından günümüz Türkçesine çevrilerek yayınlandı. Bu zahmetli işi yapan da Dr. Fikret Yılmaz... Sadece İzmir açısından değil ülke tarihimiz bakımından da son derece önemli olan bu belgeler, artık araştırmacıların kolayca ulaşabileceği bir nitelik kazanmış. Çarpıcı bir notu aktarırsak... İzmir limanından ihracat yapan yerli ve yabancı firmalar arasında ayrımcılık yapan gemi acentesine, "Artık sahipsiz değiliz.Devir Hükümet-i Cumhuriyet devridir" diye çıkışıyor İTO... Bazılarınca ’gávur’ diye adlandırılan İzmir bu işte.
İZMİR’İN YANSIMASI
Cumhuriyet ilan edildikten sonra ekonominin nasıl yapılandırıldığının ayrıntılarını yayınlanan bu defterlerden öğrenmek mümkün. Ankara’da tasarı olarak hazırlanan kanunlar İTO’ya gönderilmiş ve ticari deneyimi yüzyılları kapsayan İzmirli tüccarlar tarafından tartışılarak şekillenmiş.
Hayvancılığın ıslahını, tarımın nasıl geliştirilebileceğini, o günlerdeki ihraç ürünleri olan üzüm, incir, pamuk, halı ve afyon gibi malların fiyatlandırılmasının nasıl gerçekleştiğini belgelerden öğrenmek mümkün.
Bazı toplantılara Ticaret Bakanı, Ankara’dan İzmir’e gelerek bizzat katılmış.
İTO, Cumhuriyet kurulurken yeni başkentimize adeta danışmanlık yapmış yani... Cumhuriyet’in ilk Gümrük Kanunu bunun en iyi örneklerinden birisi... Tasarı halinde gönderilen Gümrük Kanunu, İTO’nun ilgili komisyonunda ve meclisinde tartışılmış... İthal edilecek ürünlerin hangisinde koruma yapılacağı, hangilerinin gümrük vergilerinden muaf tutulacağı gerekçeleriyle belirtilmiş ve Ankara’ya gönderilmiş.
DEMİRTAŞ’TAN ÇAĞRI
Uzun yıllar boyunca Türkiye’nin dışa dönük en büyük tanıtımı İzmir Enternasyonal Fuarı ile yapılmıştı. O fuarın temelleri de İTO tarafından atılmış. 17.2.1923’te İzmir’de toplanan 1.İktisat Kongresi’nde bizzat Atatürk tarafından İzmir’de bir fuar yaratılması istenmişti. 1927-1928 yıllarında o zamanki İzmir Valisi Kazım (Dirik) Paşa’nın önderliğinde İTO tarafından düzenlenen İzmir Dokuz Eylül Sergisi, bugünkü Uluslararası İzmir Fuarı’nın başlangıcını oluşturuyor. Serginin tüzüğü, finansmanı, kuruluş tartışmaları, katılımcılara dağıtılacak madalyaların boyutlarına varıncaya kadar İTO’nun yayınladığı belgelerde var. (Belki EXPO’nun neden ve nasıl kaybedildiği de yeni kayıtlara düşülmüştür.)
İTO Yönetim Kurulu Başkanı Ekrem Demirtaş, kitapları sadece Türkiye’deki tarihçilere ve kütüphanelere değil Washington Kongre Kütüphanesi, Harvard ve Princeton’dan Londra, Venedik ve Tokyo üniversitelerine kadar, Türkiye tarihi üzerine çalışan her kuruma göndermeye çalıştıklarını belirtiyor. "Tarihçilerin bu kitapları kullanmasını ve yeni araştırmalar yapmasını bekliyoruz" diyor.
İTO’da yapılan toplantıları ve konuşmaları bugünkü dille okumak, öğrenmek ve bilgilenmek açısından çok keyifli.
5.7 kilo ağırlığında
ORİJİNALLERİ Osmanlıca ve 7 defter olan İTO İdare Heyeti, Meclis Zabıt, Meclis Karar ve Komisyon Defterlerini 4 cilt halinde Dokuz Eylül Üniversitesi Tarih Bölümü Öğretim Üyesi Dr. Fikret Yılmaz hazırlamış. 4 cilt kitap tam 1844 sayfa ve 5 kilo 700 gram... Belgelerin hem Osmanlıca orijinalleri verilmiş hem de çevirileri... Fikret Yılmaz, rahmetli Ahmet Piriştina döneminde başladığı İzmir Büyükşehir Belediyesi Başkan Danışmanlığı’nı 6 yıl yürütmüş ve bu arada İzmir Kent Arşivi ve Müzesi’ni kurmuştu. Şimdi İzmir Ticaret Odası’nın danışmanlığını yapıyor.
Yeterince geç kalmadık mı?
DÜNYA çölleşiyor...Türkiye çölleşiyor...
Her geçen gün su kaynakları dünyada olduğu gibi Türkiye’de de kuruyor. Her geçen gün insanlığın yaşama sevinci olan yeşil dünya yitiriliyor. O halde bütün dünya ve bizler bu ölümcül felakete dur demeliyiz. Bu büyük sorunu bugün çözemezsek yarın, dünya kaynaklarını seferber etsek bile, bir çözüm getiremeyeceğimizin bilincinde olmalıyız. Bölgesel ve küresel çözümler için bütün disiplinleri bir araya getirelim. Hep beraber bütün insanlığı ve dünyayı harekete geçirelim, duyarlı kılalım. Bu büyük mücadeleyi başaralım ve dünyayı geleceğe taşıyalım.
Süleyman GÜNDÜZ
Biliyor musunuz
MALİYE Bakanı Kemal Unakıtın’ın oğlu Abdullah Unakıtın’ın, özel bir uçakla Şam’daki dostlarını ziyarete gittiğini ve dönüşte yakınlarına Suriye’nin ünlü tatlılarından ikram ettiğini...
MERKEZE alınan Muğla Valisi Lütfi Yiğenoğlu’nun daha önce görevden aldığı Muğla İl Özel İdaresi Genel Sekreteri Ali Topçuoğlu, Genel Sekreter Yardımcısı Sebahattin Avcı ve yedi bürokratın, yeni atanan Vali Ahmet Altıparmak tarafından görevlerine iade edildiğini; üç kez ihaleye fesat karıştırmak iddiasıyla haklarında iddianame hazırlanan bu kişilerin göreve iadesinin ’vali olmanın diyet borcu mu ve aklanmamış bu kişilere bütçe nasıl emanet edilebilir?’ sorularını gündeme getirdiğini...