Orhan Pamuk davası Yanlış kavramlar tartışılıyor

ORHAN Pamuk’un İsviçre’de bir dergiye söyleşide ‘Türkiye’de 30 bin Kürt öldürülmüştür. Bir milyon da Ermeni’ biçimindeki cümlesi, maksadı ne olursa olsun, tartışmalı konularda ‘kesin suçlama’ yaptığı için düşünce beyanı sayılamaz ve dolayısıyla düşünceyi ifade özgürlüğü kapsamı içinde mütalaa edilemez.

Haberin Devamı

Öldürme, öldürülme eylemleri bir zümre tarafından bir başka zümre aleyhine kesin hüküm cümleleriyle suçlamalara yol açacak biçimde gerçekmiş gibi kullanıldığı zaman, bu ifadeler isnat edilen bu eylemlerin taraflarını şiddete çağırma potansiyeli taşırlar ve bu husus Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’nin ifade özgürlüğüne koyduğu en önemli ölçünün ihlal edilmesi demektir.

Bu beyan, pozitif hukukumuzda karşılığı olan, ‘yayın yoluyla suç isnadı’ eylemlerindendir. Düşünce beyanı ile isnat edilen suçlama iftira arasındaki fark çok önemlidir ve bunlar hukuken farklı kavramlardır. Yargılama faaliyeti çok zor bir faaliyettir ve yargılama usulü adaletli bir yargıya varabilmek için çok titiz bir çalışmayı gerektirir.

Bütün mahkemelerin yazışmalarında gecikmeler olabilir.

Eski başbakanlardan Mesut Yılmaz ve Turgut Yılmaz hakkındaki kimliği belirsiz bir itham nedeniyle yapılan yazışmaların sonucu dava aylardır görülemiyor.

Burada esas önemli nokta, Türk yargısı üzerinde AB müzakere süreci nedeniyle kurulmak istenen baskının mahiyetidir.

Bütün modern hukuk sistemlerinde yargı bağımsızdır ve bağımsızlık adaletin, dolayısıyla mülkün temelidir. AB müzakereleri bahane edilerek Türk yargısı baskı altına alınmaya çalışılmaktadır. Alelusul, ceza muhakemesi usulleri tavsiye edilmekte ve yargıdan pozitif hukuk dışı kararlar beklenmektedir. Yargıya bu tarz müdahaleler Anayasa ihlali suçunu oluşturur. Bu toplumun aydınlarının bu kadar ağır bir suçun en azından potansiyel faili olmaları kaygı verici bir gelişmedir.

Avrupa Parlamentosu üyeleri, Türk yargısını denetleme yetkisine sahip değildir. Uygulama ile ilgili tespitlerini ilerleme raporlarında değerlendirebilirler. Bu husus müzakere sürecini etkiler veya etkilemez. Şimdi yapmaya çalıştıkları şey, bağımsız Türk yargıçlarını yargılama sürecinde istiskal etmektir ve fevkalade tehlikelidir.

Herkes sakin bir şekilde yargılama sürecini beklemelidir.

Sühan ÖZKAN- Avukat-İSTANBUL

KİTAPLAR

MAHİR
Gürbüz ‘Türkiye İçin Tarım’ (TEMA), Oğuzhan Cengiz ‘Bir Yıldız Kaydı’ (Bilgeoğuz), Hakan Sürsal ‘İstasyon’ (Tümzamanlar), Mahmut Baycan ‘Anka Kuşu Öldü mü?’ (Kora), Alev Ünal ‘Aşağı Yukarı’ (İlkbiz), Mesut Gülmez ‘Sendikal Haklarda Uluslararası Hukuka ve Avrupa Birliği’ne Uyum Sorunu’ (Belediye-İş), Voltarie ‘Türkler, Müslümanlar ve Ötekiler’ (İlkbiz), Ovanes Kaçaznuni ‘Taşnak Partisi’nin Yapacağı Bir Şey Yok’ (Kaynak), Serkan Oral ‘Ojeli Aşk’ (Arkadaş), Hasan Tevfik ‘Pamuk Prenses ve Katrilyonlarca Cüce’ (Hayykitap), Selim Şen ‘Kardeşimin Biri Asker Biri Asi’ (Günizi), Esra Yüksel Acı ‘Kalkınma Sürecinin Yeni Aktörleri: Sivil Toplum Kuruluşları (Günizi), Yılmaz Ulusoy ‘Yılmayan Bir Adamın Öyküsü’ (Medya+İk), Türkiye’nin Mali Görünümü (İSMMMO Yayınları), Ülkemizde Laik Eğitim Sisteminde Sosyal Bilim Olarak Din Öğretimi Kurultayı Sonuç Raporu (İnönü Üniversitesi Yayınları), AB Hazırlık ve Müzakere Dönemleri ile Üyelik Koşullarında Türkiye Tarım Sempozyumu (TEMA)

DERS (4)

BİZ Balkanlar’ı niçin kaybettik biliyor musunuz? Bunun tek bir sebebi vardır; bu da İslav araştırma cemiyetlerinin kurduğu dil kurumlarıdır. Bizim içimizdeki insanların milli bilinçlerini uyandırdığı zaman, biz Balkanlar’da Trakya hudutlarına çekildik.’

(Gazi Mustafa Kemal Atatürk)

Hukuk cinayeti

VAN
3. Ağır Ceza Mahkemesi’nde görülmekte olan Rektör Yücel Aşkın davasında üyelerden birinin daha önce ihsas-ı reyde bulunduğu gerekçesiyle heyetten çıkarıldığını okuyoruz.

İnsanın bir hukukçu olarak kanı donuyor, söyleyecek bir kelime bulamıyor. Hukuk fakültesi birinci sınıf öğrencisinin bile bildiği gibi tahliye yönünde bildirilen görüş ihsas-ı rey değil bizzat reydir. Yani üye muhalefet şerhi koyarak görevini yapmıştır, aynı mantıkla bakarsanız sayın rektör de diğer iki hakimin reddini istemeliydi. Çünkü onlar da tutukluluk yönünde görüş bildirmişlerdi. O dosya gözle görülen haksızlıklarla doludur; ama bence yapılan bu üye değişikliği kararı, telafisi imkánsız bir ‘hukuk cinayeti’dir.

Hákimler ve Savcılar Yüksek Kurulu mutlaka görevini yapmalıdır. ‘Yargı artık az da olsa bağımsız değildir’ diyenler, ‘sinsice yargı siyasallaştrılıyor’ diyenler maalesef haklı çıkıyor.

Hukuk devletinden hızla uzaklaşıyoruz.

Erol ARAS Avukat/ANKARA

Biliyor musunuz

BAŞBAKAN Tayyip Erdoğan’ın Yeni Zelanda-Avustralya gezisine katılan Kasımpaşa Kulübü Başkanı Hüseyin Yüzbaşıoğlu’nun, aynı zamanda Beyoğlu İstiklal Caddesi’ndeki yenileme çalışmalarını yapan müteahhit olduğunu...

İSTİKLAL Caddesi'ndeki, Kadir Topbaş ve artaklarına ait Saray Muhallebicisi’nin, Erdoğan Demirören’e ait işyerinden çıkarılıp, karşı kaldırımda satın alınan binaya taşınacağını ve restorasyon çalışmalarının başladığını...

Haberin Devamı

MERSİN’de, aralarında eski İçişleri Bakanlarından Rüştü Kazım Yücelen’in iki oğlunun da bulunduğu 11 kişi hakkında ‘nitelikli dolandırıcılık’ yaptıkları iddiasıyla dava açıldığını...

GAZETECİ, yazar ve ressam Fikret Otyam’ın, yarın Tepebaşı Büyük Londra Oteli’nde 80. yaş gününü bir dost grubuyla kutlayacağını...

Mesaj panosu

EMEKLİLERE
2006 yılı için yüzde 5.5 zam verilecekse ve hedef enflasyon bu ise, nasıl olur da taşıt vergilerine yüzde 9.6 gibi zam yapıyorsunuz. Aradaki yüzde 4.1 farkla bütçe açığını mı kapatmaya çalışacaksınız?

Nezih AYDOĞAN

600
mevcutlu okulumuzda okunacak bir kitap dahi yok. Sadece 1 kitap gönderin. Bir defa olsun ‘bana ne’ demeyin.

Azad ULUTAŞ

Vatan İlköğretim Okulu Dargeçit

MARDİN

Haberin Devamı

TBMM Anayasa Komisyonu Başkanı ve AKP Milletvekili Prof. Burhan Kuzu’nun katılacağı ‘AB’ye Uyum Sürecinde İfade Özgürlüğü’ başlıklı panel yarın 19.15’te Taxim Hill Otel’de.

GÜNÜN SÖZÜ

‘Bir zenciye ‘hayır sen beyazsın’

demekle zenci beyaz olmaz. ‘

(Cem Toker)

Yazarın Tüm Yazıları