Paylaş
Ekonomi basınının temsilcilerine, Ordu’nun kalkınmasına yönelik nitelikli tarım, turizm, enerji alanlarında gerçekleştirdikleri proje ve çalışmalar hakkında daha derinlemesine bilgiler verdi. Klasik bir belediye başkanlığı değil, üreten, enerjiye dönüştüren, yapılmayanı yapan, ilkleri hayata geçiren anlayışla gündemini ortaya koyan Güler “Üç ay değil, 12 ay düşünen, üreten ve yaşayan bir şehir inşa ediyoruz” diyor. Eski Enerji Bakanı’nın bu kadar faaliyetini görünce bir gazeteci bize “Sayın Bakan’a Ordu’daki işler hafif kalıyor artık” dedi. Anladığımız kadarıyla aksine Hilmi Bey belediyeciliği çok seviyor, tam 19 ‘evladı’ var, yani ilçe belediyeleri de onun elinde büyüyor, gelişiyor. Gelir getirici projelerine bakarken, yayladaki vatandaşlara 211 ‘halep keçisi’ dağıtmış, 82 de manda. Kazcılık ve yumurtacılığı da övünerek anlattı.
‘DÜŞLERİNİZ ORDU OLSUN’
Gazetecilere barkovizyon eşliğinde Ordu ve Karadeniz Bölgesi’nin ekonomik, sosyal, stratejik ve geleceğe yönelik ekonomik projelerini değerlendirirken, ‘Düşleriniz Ordu olsun’ dedi. Ve panonun altındaki fotoğrafta devrilen koca bir meşe ağacının 12 kök-filiz vermesi pek görülmüş şey değil. Nedeni yağışlar ve rutubet olsa gerek.
Başkan’a “Nasıl bir belediyecilik?” deyince, yanıtı her şeyi anlatıyordu: “Belediyeciliğin görevleri arasında ‘sosyal ve ekonomik kalkınma’ tanımı vardır. Biz üretim ağırlıklı bir kalkınma ve belediyecilik modeli kurmak istiyoruz. Burada yeni kaynaklarla yeni bir belediyecilik anlayışı hâkim olsun istiyoruz. Bu amaçla yola çıktık ve stratejimizi ‘Düşünen Ordu, Üreten Ordu, Yarışan Ordu’ düşüncesiyle oluşturduk. Önce zenginliklerimizi ortaya çıkarma, düşünme ve üretmeye yönelik bir görüş hakim olsun istedik. ‘Düşünen Ordu’ derken, hem üreten anlamda hem de sosyal projeler hem de kültürel projeler üretelim istiyoruz. Ordu kültürü ve sanatıyla yaşanabilir bir şehir olsun, nitelikli tarımıyla başta fındık olmak üzere ekonomik zenginliğini oluştursun ve bunları ülkenin ekonomisine katkıda bulunarak sürdürsün istiyoruz.”
GÜNÜN SÖZÜ
“AŞIYA değil, sömürüye karşıyım.” (Sultan Demircan)
‘BİR YILLIK BÜTÇE İLE İKİ YILLIK İŞ YAPTIK’
Dr.Hilmi Güler, çok şey anlattı, anlattıklarına zaman yetmedi. Zaten sözlerine bu cümle ile başladı. Özetle:
“Kendi fındığımızı kendimiz toplayacağız” demiştik. ‘Fındık dalda, aklın işçide kalmasın’ projesi ile üreticilere kolaylık sağlıyoruz. Bu kapsamda geçtiğimiz ay başlatılan ve fındığın yerli işçiler tarafından toplatılması projesine başvuru ve kayıtlar sürüyor. 60 milyon işçilik parasının ilimizde kalmasını söylersem şaşırmayın. Gürcistan’a 40 milyonumuz da gitmedi.
Eskiden Giresun’la fındık yüzünden kavga ediyorduk, şimdi işbirliği yapıyoruz.
Perşembe sınırındaki “Yason Burnu” doğal yapısı ve tarihi mekânları ile her gün yüzlerce yerli ve yabancı turisti ağırlıyor. Ordu Büyükşehir, alanın arkeolojik ve doğal yapısına uygun düzenleme yaparak bölgenin cazibesini arttırmış. Yason’un, Trabzon Sümela Manastırı’nı ziyaretçi sayısı bakımından geçmesi dikkat çekiyor.
Paraşüt tutkunları, 530 rakımlı Boztepe’ye çıkarak yamaç paraşütünün keyfini yaşıyor. Yoroz mesire alanı bisiklet tutkunlarının yeni adresi olmuş. ‘Durgun Su Sporları Merkezi’ ilginç bir proje olarak sahil kentleri için büyük bir ilgi alanı olacağını düşünebiliriz. İleriki yıllarda yelken ve kano sporu ekipleri ile Ordu’nun su sporları merkez konumuna geleceği anlaşılıyor. Ayrıca, merkez ilçe Altınordu ve Ünye’de paten pistleri kurulmuş.
Dr. Hilmi Güler’in Ordu’yu denizle bütünleştirmek ile kente kazandırdığı Şehit Temel Şimşir gemisinin 10-15 liraya yaptığı turlar, Karadenizlilere ‘boğaz’ keyfini yaşatıyor. Biz de İstanbul’un şehir hattı gemilerini ne kadar özlediğimizi anladık bu gezide.
AYBASTI HOLLANDA’DA OLSA!
Ordu, acayip bir yer; Başkan arada felsefe de yapıyor: “Erdemli davranışları geliştirme bölümümüz de var” diyor. Geçmişte tiyatroculuğu ile önem kazanan Ordu “Kendi tarzını oluşturur mu?” diye sormamız gerekiyor sanırız.
Çambaşı Yaylası’nda yapılmakta olan 5 yıldızlı otel yıl sonuna kadar açılacakmış; 50 milyon TL harcanıyormuş.
Ordu gezisinde iş dünyasından Ali Fatinoğlu (Sanica), Adil Üstündağ (Green Park), (E) Kenan Yavuz (Petkim), Hüsamettin Kavi (İSO), Necmi Erol (Muratbey Peynir), Senur Akın Biçer (Arnica), Banu Dedeman (Otel), Nuri Kalyoncu (Point Otel), Günseli Özen (Marketing Türkiye) ve Celal Toprak (Ekonomi Gazetecileri Derneği Başkanı) bulundu, bazı isimler otel yatırımları ile ilgilendiler.
Başkan, yeni 3. lige çıkan Orduspor’u, geçmişte 1. ligden diplere düşüp batan takımlarının adını ‘Orduspor-1967’ diye düzeltti ve “İlk maçımızda Büyükçekmece Tepecik’i 4-0 yendik” diye sevincini ortaya koydu. Terfi öncesi ve sonrası 62 maçtır hiç yenilmemiş!
Bize ilginç gelen sözleri ise “Aybastı’da roket yapan 6 kişilik lise öğrencilerimiz var”, “Ah Aybastı bir Hollandalı’nın elinde olsa...”, “Fındık niye ekmeğe karıştırılmaz?” sorusu ile “Hiçbir yakınımı işe almadım” demesi.
FINDIKTAN 2,5 MİLYAR, ÇİKOLATALI OLURSA 8 MİLYAR DOLAR GELİR OLACAK
BAŞKAN Güler, fındık-çikolata üzerinde sorulan bir soruya cevaben şunları anlattı: “Fındıktan katma ürünler üreteceğiz dedik, ‘Kybele Ordu-Çikolata’ markasını oluşturduk, bu yıl 1 bir ton çikolata üreterek yeni açtığımız kafede satışa başladık. İsviçre ve Belçika’ya rakip olursak şaşırmayın ha!.. Türkiye’nin en ‘tatlı’ projesi diyebilirim. Ordu-Giresun Havalimanı’nın bağlı olduğu CHP’li Gülyalı Belediyesi sınırları içindeki ‘Çikolata Park’ta üretim ve satışı yapılıyor, hayli de ilgi görüyor. Büyükşehir’e ait dört şirketten biri olan Ortar A.Ş. tarafından işletilen tesisin çikolata projesinin başında Sevim Yavuz bulunuyor. Kafede Ordu’ya özgü fındık, bal, kokulu üzüm, mavi yemiş, ısırgan gibi kentte bulunan sebze ve meyveler kullanılıyor. ‘Şeker’ hassasiyetine de önem veriliyor.”
Güler, fındıktan bölgeye 2,5 milyar dolar girdiğini, ancak fındık çikolataya çevrildiğinde bunun 8 milyar kazanç sağladığını anlatırken, “Bu pastadan payımızı almak istiyoruz” diye ekledi.
‘YETİM ÇOCUKLARI ‘GÜLDÜR GÜLDÜR’E GÖTÜRDÜK’
BİRECİK, Of, Seydişehir, Bandırma ve Kadıköy kaymakamlıklarından sonra Tunceli’ye vali olarak atanan Tuncay Sonel, 14 ay önce Ordu’ya tayin edilmişti. Sonel, Ordu’daki okul hizmetlerini anlatırken “2.112 yetim ve öksüz çocuğa ulaştık. ‘Anne ve babanız hayatta olsaydı, ne isterdiniz?’ diye sorduk. ‘Genç odası, bilgisayar, televizyon, ‘Güldür Güldür’ isimli şovu izlemek, Kapadokya’yı gezmek’ yanıtlarını aldık. Ne istedilerse hepsini yaptık” dedi.
Paylaş