Paylaş
Tan, İçişleri Bakan Beşir Atalay’a yönelttiği soru önergesinde, “Okul taşıt model yaşın 12’den 20 yıla çıkartan yönetmeliğin Danıştay tarafından 8 ay once iptal edildiği halde, trafikte çok sayıda çok sayıda çok eski model okul taşıt bulunduğuna dikkat çekerek, “Ayrıca okul taşıtlarının, çocuk koltuğu uygulamasından muaf tutulması özellikle yaşlar küçük olan öğrencileri tehlikelere daha açık hale getirmektedir” dedi.
Tan’ın önergesi özetle şöyle:
Karayolları Trafik Yönetmeliği’ndeki son değişiklikle minibüs, otobüs, kamyon ve kamyonet dahil çocukların ancak “çocuk koltuğu”nda seyahat edecekleri koşuluna bağlandığı halde, Okul taşıtları kapsam dışı bırakılmıştır. Boyu 150 cm.den kısa, kilosu 36 kg.dan az olan çocuklara “çocuk bağlama sistemleri” (çocuk koltuğu) / öngören bu yönetmelik özellikle 3-6 yaş arası ana okulu öğrencisi taşıyan okul taşıtlarını dikkate almamıştır.
(Md.150) Bu yaş arasındaki çocukların güvenliklerini sağlamak üzere okul taşıtları için de yeni bir düzenleme getirilecek midir?
Büyükşehir, bize sormadan asfaltı söktü, sonra da yarısını yamalayıp bıraktı
ÇİĞDEM Mahallesinde oturuyorum. Yaz başında Büyükşehir Belediyesi mahallemizdeki cadde ve sokaklarda pis su borusu döşemek için bütün sokakları kazdı ve tek kelime ile mahvetti. Bundan iki sene önce mahallemize asfalt attığı için bizlerden daire başına 250-300 TL (eski para ile 300 milyon) alan belediye kendi malımız olan asfaltı kimseye sormadan geldi parçaladı, darmadağın etti ve üzerinden aylar geçmiş olmasına rağmen yarısını yama ile kapatarak bıraktı gitti. Bilhassa mahallemizdeki Protestan Kilisesine ulaşan yollar inanınız kamyonla bile geçilemececek şekilde kötü, köy yolu bile ondan iyidir. Canı istediği yere bir günde asfalt atan belediyenin aylardır mahallemize asfalt atmamasının sebebinin Protestan Kilisesine bakış açısından kaynaklandıığını düşünmeye başladım; ayrıca yol kenarına yaptığı rögarların da hiç birine kapak takmayan belediye otomobillerin bu çukurlara düşmesine neden olmaktadır.
Attığı asfaltın parasını bizden alan belediye canı istediği zaman bunu parça parça edip bırakıp gitmekte ve bunun hesabını kimse sormamaktadır.
Böyle bir rezalet, dünyanın neresinde olur diyemeyeceğim artık Türkiye’de hırsızlık, usulsüzlük, denetimsizlik adet haline geldi, kimseye yaptığının hesabını soramıyorsunuz.
Aslında bindeğimiz dalı kesiyoruz, bu dal kopunca hep birlikte yere çarpacağız.
O zaman yaptıkları usulsüzlüklerle ceplerini dolduranların ceplerindekiler acaba kendileri ve yakınlarını kurtarabilecek mi?
? Ahmet KURU
GÜNÜN SÖZÜ
“(Referandum sonrası) Kendi özeleştirimi yapmaktayım. Kendimi bir (CHP) Parti Meclisi üyesi olarak konumlamak yerine, iletişim konularının içine doğrudan girebilirdim. Sokak sokak, köy köy gezmek yerine CHP mutfağında sözcükler pişirebilirdim. Parti’nin bana görev vermesini beklemek yerine, görevi yaratabilirdim.” ? Nuray YILDIZ
Paylaş