AİLESİ, Rizeli Manizadeler’dendir. Babası nakliyecilik yaparken işleri bozulunca daha küçük yaştan itibaren çalışarak ailesine yardımcı olmaya çalışır.
Ticaret lisesini böyle bir zorlukta bitirir; fark derslerini vererek İTÜ’de Uçak Mühendisliği okur. Bu arada CHPBeşiktaş Gençlik Kolları’na üye olur.
Uçak mühendisi olduktan sonra Ankara’ya gider. 1974’lerdeki CHP hükümeti döneminde Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı’na girer. Daha sonra Cahit Kayra onu Enerji Bakanlığı’na, yanına alır.
İlk sıfatını orada kazanır: ‘Hamal’
Çünkü günde en az 14 veya 18 saat çalışmazsa rahatsız olan bir yapıdadır.
Bu arada siyasetini sürdürür; o sırada daha radikal isimlere karşı Ali Topuz’un yürüttüğü mücadele içinde yer alır. Ali Dinçer’in İl Başkanı olmasından sonra Çankaya İlçe Sekreteri olur; 1977’de de İlçe Başkanlığı’na seçilir.
Ali Dinçer, 1977’de Ankara Belediye Başkanı olduğunda kendisini Genel Sekreter Yardımcısı yapar. Verilen bir işi alıp sonuna kadar götürmesi, hiyerarşiye önem vermesi, planlı programlı çalışmasıyla iyice temayüz eder. Çalıştığı kurumda mutlaka bir sistem oluşturur.
12 EYLÜL’ÜN İŞSİZLİĞİ
12 Eylül’den sonra uzun süre işsiz kalır.
Ta ki Prof. Nurettin Sözen 1989’da İstanbul Belediye Başkanı seçilinceye kadar... Teknik Genel Sekreter Yardımcılığı’na getirildiğinde, nitelikli birçok teknik elemanı belediyeye kazandırır. Beyoğlu’ndaki tramvay projesi, balıkçı lokantalarının bulunduğu Kumkapı’nın yeniden tanzimi, yaya geçit projelerini ekibiyle İstanbul’a kazandırır.
Sözen’in projelerinin birçoğunun altında imzası vardır.
GAZİANTEP VE İSKİ
1994 seçimlerini kazanan Celal Doğan, kendisini Prof. Sözen’den istedi. Gaziantep Belediyesi Genel Sekreteri olunca, ‘büyükşehir’ statüsünün altyapısını oluşturdu.
Bu arada 1993’lerde ‘İSKİ skandalı’ patladı; Sözen kendisini yeniden İstanbul’a çağırdı, İSKİ’nin derlenip toparlanması gerekiyordu. Ergun Göknel’in yerine Genel Müdür oldu. ‘İSKİ’yi toparlayan adam’ olarak anılmaya başlandı.
O artık tam bir belediyeciydi.
1994’te Tayyip Erdoğan, İstanbul Belediye Başkanı olunca, Beşiktaş Belediye Başkanlığı’nı kazanan Ayfer Atay kendisini hemen göreve çağırdı. Beşiktaş’ın BELTAŞ şirketinin başına geçti; projeleri arasında en bilineni Levent ve Akatlar’daki kültür merkezleri.
Ahmet Piriştina, 1999’da İzmir Belediye Başkanı olunca bazı dostları kendisine ‘Başarılı olmak istiyorsan aman bu ismi mutlaka kadrona al’ dediler. O da bu öneri doğrultusunda kendisini Genel Sekreter Vekili ve İZSU Genel Müdürü yaptı. (Rahmetli Piriştina’nın, Mani ile birlikte göreve getirdiği bir başka isim de mimar Murat Katoğlu’dur. İzmir’deki bazı kültür ve sanat projelerini İzmir’e kazandıran sanat tarihçisi...)
İZMİR TAMİRCİSİ
İzmir Büyükşehir Belediyesi’nde asıl Genel Sekreterlik görevini yürüttü; ciddi altyapı projeleri hazırladı. Bunlar ‘reklamı’ olmayan işlerdi. Bu nedenle yakın çevresinin dediği gibi ‘İzmir’in onarımcısı, tamircisi ve bakımcısı’ oldu.
‘Fikri takipçiliği mühendis kafasına bağlanır; zeki ve kapasitelidir, üretken ve yatırımcıdır. Ekip çalışmasını sever. Aşırı titiz ve pimpirikli olması, her şeyin altında bir iş arama huyu, eleştirilen en önemli tarafıdır. Sosyal yanı hiç yoktur, gece hayatında görülmez. Tek zevki Pasaport İskelesi’nde tanınmamak için başına geçirdiği kapüşonla balık tutması. Belediye müteahhitlerine ve politikacılara kolay kolay randevu vermez. Alt birimlerde çalışanların da ‘korkulu rüyası’dır.
Çalıştığı belediye başkanlarının ortak kanaati: ’Bir iş verdin mi, gözün arkada kalmaz.’
Onu yakından tanıyan bir dostu, ‘Tam bir belediye bürokratıdır. Büyük bir kıymettir. Böyle bir adam az bulunur. Çalışma anlamında ‘zor bir adamdır; ekibini 24 saatte 48 saat çalıştırır’ der.
‘Reklamı’ sevmediğinden gazetecilere ‘sıcak’ bakmaz... Tanıdığı ve sevdiği tek gazeteci Hasan Pulur’dur.
KAZANLAR KAYNIYOR
Bu kişi kamuoyunca ismi pek bilinmeyen Hasan Mani’dir.
Ayağında doğuştan var olan bir rahatsızlığı nedeniyle ameliyat olduğu günlerde içten belediyeden, dıştan partililerce ve de özellikle işadamları ve müteahhitler tarafından kendisine ‘cephe’ açıldı.
Çünkü her ihaleyi titizlikle yaptırması, alımlarda kılı kırk yarması, bu çevreleri rahatsız ediyordu.
Kaynatılan ‘kazan’ karşısında istifa etti; artık ikinci dönem İzmir’de çalışmak istemiyordu.
Oturdu Piriştina’ya, bazı kişilere yönelik eleştirileri içeren bir mektup yazdı; tam göndereceği sırada Piriştina kalp krizinden öldü; kahroldu.
Bu mektupta neler diyordu, kimleri suçluyordu; bugün bunu kimse bilmiyor, kendisinden başka.
Ama işin içinde CHP’den bir kanadın kendisinin ‘aşırı titizliği’nden rahatsız olduğu biliniyordu. Bu kişilere boyun eğilmemesini, ‘sakat’ anlayışların terk edilmesini istiyordu.
Hasan Mani, siyasetçilere dönük olarak aşağıdaki sözleri söylediği için neden sevilmediği daha iyi anlaşılıyor:
‘Kamu yetkisinin kullanıldığı ve kamu parasının harcandığı bir yerde asla hiyerarşi dışında iş yapılamaz, programsız, denetimsiz harcama olamaz, heveskár ve keyfi iş yapılamaz. Plan bütçe ortadan kalkarsa bütçe dengesi bozulur.’
Piriştina’nın ölümünden sonra yerine başkan seçilen Aziz Kocaoğlu,CHP Genel Merkezi’nin de önerisiyle Mani’yi tekrar göreve başlattı. Ancak Mani hakkında bugünlerde kazanlar yine kaynatılıyor.
Estetik öneri
TÜRKİYE’de yapılaşmanın gerek estetik gerek teknik olarak hangi seviyelerde olduğunu hatırlatarak, topulumun kendi kendini kontrolü anlamında bir teklif sunuyorum:
Binalar yapılırken önüne ruhsat tarihi, mühendis-mimar isimlerinin yer aldığı tabelalar asılıyorsa; bitmiş inşaatlara da mimarın-mühendisin isminin yazılı olduğu bir plaket konulsun. Estetik ve sağlam binalar emek veren teknik insanları yüceltsin, hilkat garibi inşaat müsvettesi binalarda teknik sahiplerini deşifre etsin. A. TEKİR
Biliyor musunuz
VİZE (Kırklareli) AKP İlçe Başkanı Halil Raif Doğan’ın, Orman İşletme Müdürlüğü Yumurtatepe Orman İşletme Şefi Tarkan Varer’e görevi başında tehdit ve hakaret etmek suçundan Asliye Ceza Mahkemesi’nce 11 ay 20 gün hapis cezasına çarptırıldığını, ancak cezasının ertelendiğini... ÇORLU’da eğitim, kültür ve sosyal içerikli çalışmalarına ağırlık veren 5. Kolordu Komutanı Korgeneral Hasan Iğsız başta olmak üzere kolorduda görevli subay ve astsubayların önderliğinde bayram öncesinde öğrenci ve ailelerine 6000 parça giysi ve kırtasiye yardımı yapıldığını...
Mesaj panosu
TV ekranlarında günde 40 kere üzerine mavi sıvıların döküldüğü ped reklamlarını, üzerine çiş dökülen çocuk bezi reklamlarını seyretmek zorunda değilim! O kanalı değiştirsem, öbür kanalda karşıma çıkıyor. Aynı anda 5 kanalda birden arz-ı endam ediyorsunuz. İnsanı tiksindirmeye ne hakkınız var? Müjde DURAL-ANKARA
DEVLET motorlu taşıtlardan vergi alırken aracın lüksüne göre bir tarife uyguluyor. Oysa trafik suçlarına uygulanan para cezasını aracın cinsine bağlamadan belirliyor. 80 bin YTL’lik aracıyla kırmızı ışıkta geçen birisi, 5 bin YTL’lik aracıyla bu suçu işleyen kişiyle aynı parayı ödüyor. Şimdi bu cezanın iki kişi için de caydırıcı olduğunu söylemek mümkün müdür?
Cumhur USTAÖMER
ANTALYA
GÜNÜN SÖZÜ
‘En kötü devir, aptalların konuşup akıllıların sustuğu devirdir.’