Keşan Müftüsü Süleyman Yeniçeri’nin, Noel Baba hakkındaki açıklamalarına tepkiler, mezarı Demre’de (Kale) bulunan Aziz Nikolaus ile hayali bir figür olan Noel Baba’nın birbirine karıştırıldığını gösteriyor. Özellikle Demre Belediye Başkanı’nın “Noel Baba olarak tanınan Aziz Nikolaus” diye bahsetmesi şaşırtıcı. Aziz Nikolaus, Patara’da (Demre’de) yaşamış bir din adamıdır. Doğum ve ölüm yılları hakkında değişik bilgiler vardır. 270 ile 286 yılları arasında doğduğu belirtilir. 326, 345, 351 veya 365 yılında öldüğü söylenir. Ancak ölüm günü kesindir: 6 Aralık.
Zengin bir ailenin çocuğudur ve ihtiyacı olanlara, kendini hiç göstermeden yardım eder. Ölüm günü 6 Aralık kutsal sayılır ve o gün çocuklara hediyeler getirir. Hediyeleri ya kapının önüne bırakır ya da çocukların pencere veya kapı eşiğine bıraktığı çizmelerin içine koyar. İtalyanlar, 1087 yılında Demre’deki mezarı soyar ve Nikolaus’un kemiklerini Bari’ye götürür.
Noel Baba 1800’lü yılların başlarında, Amerika’ya göç etmiş Avrupalıların yarattığı hayali bir figürdür. Hediyelerini Noel günü, 24’ü 25 Aralık’a bağlayan gece dağıtır. Önceleri sadece Amerika’da benimsenen Noel Baba, 1931 yılında Coca-Cola’nın Noel kampanyasında kullanılınca bütün dünyada tanınır. 1846 yılında Amerika’ya göç eden Alman karikatürist Thomas Nast, Amerika’da iç savaş sürerken 1863 yılında ‘Harper’s Weekly’ adlı dergi için çizdiği resimde, askerlere kızakla hediye götüren sakallı bir dedeyi canlandırır. İlk Noel Baba böyle resmedilir. Bir süre sonra resmi renklendirmesi istenince kırmızı-beyaz renkleri seçer.
Bugünkü Noel Baba’nın yüzü, Amerikalı karikatürist Haddon Sundblom’un eseridir. 1931 yılında Coca-Cola’nın reklamı için çizdiği figürde, arkadaşı ve Coca-Cola dağıtıcısı Lou Prentiss’in yüzünü resmeder. Arkadaşının ölümünden sonra da, bir ayna karşısına geçerek kendi yüzünü çizer. 1964 yılına kadar da her Noel’de ufak tefek değişiklikler yapar.
Her ülkeye göre Noel Baba değişik bir yerde yaşamaktadır. Amerikalılara göre Kuzey Kutbu’nda, Finlere göre Korvantunturi veya Rovaiemi, İsveçlilere göre Dalarna, Danimarkalılara göre Grönland, İsviçrelilere göre Kara Ormanlar’da yaşar. Hollandalılara göre ise hediyelerini dağıtmak için İspanya’dan gemi ile gelir. Bunlara göre 19. yüzyılda Amerika’da yaratılmış bir hayali figürün, üçüncü ve dördüncü yüzyılda yaşamış, yeri yurdu belli Nikolaus olması mümkün mü? Hediye dağıtım günlerinin bile değişik olması her şeyi anlatmıyor mu?
Ölüm bu neylersin...
BİZİM Hasan Kılıç haber verdi. “Nafiz Kurt abiyi kaybettik” dedi ve ekledi “Sana iki yıl önce söylediklerini hatırladın mı?” Bizden sonra hiçbir gazeteciyle konuşmamış...
Sporcu, tütüncü ve siyasetçiydi. Kaleciliğini yaptığı Bafraspor’un da uzun yıllar başkanlığını yürütmüştü. Kökleri Trabzonluydu. Yaptığı hizmetlerden ötürü Bafralılar ona ‘Kral’ adını takmışlardı. Bakanlığını yaptığı Tekel’e büyük hizmetleri olmuştu. Birçok spor tesisi, hastane ve yollara onun adı verilmişti.
O görüşmemizde, tütün tekelinin kaldırılmasından sonra üreticinin nasıl mahvolduğunu anlattı bize:
“Bizim Bafra’mızın altın yumurtlayan tavuğu gitti, o güzelim işletmeler kapandı, mezbelelik oldu, 3 bin kişi işsiz kaldı. Bin bir emekle kurduğumuz Engiz’deki sigara fabrikamızın yok edilmesine ciğerlerim alev alev yanıyor.
Binlerce tütün üreticisinin boş ve hüzünlü gözlerini izlemek beni perişan ediyor. Hasta oldum Yalçın Bey” demişti.
Nafiz Kurt, Samsun’un çok önemli bir ismiydi. Demirel’in de yakın dostuydu.
Cenazesi bugün Ankara Kocatepe Camii’nden kaldırılarak Karşıyaka Mezarlığı’nda toprağa verilecek.
TRAKYA’NIN METİN OKTAY’I
ÇORLU’da da yakın bir dostumuzu kaybettik, Aydın Diktaş... Hoyratlığı yüzünden genç yaşta aramızdan ayrıldı. 1960’lı yıllarda Çorlu Doğanspor’un santrforuydu. Doğanspor (daha sonra Çorluspor oldu), daha 2’nci ve 3’üncü lig kurulmadan Tekirdağ Amatör Ligi’nde 17 yıl aralıksız şampiyon olmuştu. Her sezon 30-40 gol atıyordu Tekirdağ takımlarına. Boşuna ‘Trakya’nın Metin Oktay’ı’ denmemişti. Komşu kentlerin sporseverleri, onu izlemek için maçlarını kaçırmazlardı. Amcası Orhan Diktaş’ın Kabataş’tan sınıf arkadaşı Şükrü Gülesin, Aydın’ı, taraftarı olduğu Beşiktaş’a değil o yıllarda İtalya şampiyonu olan İnter’e götürmek istemiş; Gündüz Kılıç da GS’ye transferi için bir hafta Çorlu’da yatmıştı. Ne yazık kı Aydın Diktaş (67), hepsini reddetti ve Doğanspor’a bu başarıları yazdırdı, rahmetli Şarbo ile. Onu önceki gün Çorlu’da toprağa verdik, sporseverleri ağlattı arkasından.
TEMA Akkuyu’ya dava açtı
TEMA Vakfı, Mersin Akkuyu’da yapılması planlanan nükleer santralı engellemek ve yapımını durdurmak için dava açtı. Çevresel sorunların hiç yaşanmadan çözülmesi hedefiyle illere ait kesinleşmemiş Çevre Düzeni Planları’nı yakın takibe alan TEMA Vakfı, Mersin Akkuyu’ya nükleer santral yapılması amacıyla, 1/100.000 ölçekli Mersin-Karaman Çevre Düzeni Planı’nda yapılan tadilata itiraz etti. İtiraz kabul edilmeyince de santralın işlendiği Çevre Düzeni planlarının kısmi iptali ve yürütmenin durdurulması talepleriyle dava açıldı.
Sınırda kaçakçılık
BİR malın fiyatı sınırın öteki tarafında 1 TL, bu tarafında, dünyanın en yüksek vergilerinden dolayı, 5 TL ise o malın mutlaka kaçakçıları olacaktır. Ülkemizde sigara, içki ve mazot bunun örnekleridir.
PKK’nın finansmanından Avrupalılara şikâyette bulunurken, yüksek vergiler ile terör örgütünün de ekmeğine yağ sürüyoruz.
Sonra da halktan topladığımız vergileri PKK ile mücadeleye harcıyoruz.
Bu kadar fiyat farkı olmasa ne PKK ne de bölgedeki gariban bu yola başvuracaktır.
Saçma ötesi bu vergi oranlarını ve politikalarını gözden geçirmekte yarar vardır. Cem TOKER
Mesaj panosu
AFYON’un Sandıklı ilçesinde ısınmada kullanılan jeotermal enerji sistemi çökmüştür. Ve şu an ilçe buz kesmektedir. Haberiniz olsun! Gülay PERÇİN