Yalçın Bayer: Neyin kurultayı?

Yalçın BAYER
Haberin Devamı

CHP Kurultayı'na katılan delege ve partililer bıkkındı, umutsuz ve mutsuzdu.Heyecandan yoksundu...

Delegenin özgür iradesi yansımıyordu.

Ancak bir şeyin özlemi dikkat çekiyordu:

Vitrini yenilenmiş, kavga etmeyen, güçlü bir yönetimle iktidara aday bir parti...

Hayal kırıklıkları yaratmayan, doğru strateji uygulayan, doğru çıkışlar yapan bir parti...

Kitle tabanıyla, toplumla barışık... Meydanlarda haykıran bir parti... Fakat kurultayda olan bitene bakıldığında sıkıntılardan kurtulmanın çok zor olduğu gözleniyordu. Bir delege, ‘‘Bu böyle sürer, biz de her kurultayda ağlaşıp dururuz’’ diyordu.

Bunu bize bir delege söylerken, ‘‘Artık üye bulmakta zorlanan bir parti konumundayız’’ deme gereğini vurguluyordu.

Salonda konuştuğumuz birkaç kişinin ortak görüşü şöyleydi:

‘‘Öymen kurultaya gitmekle hata yaptı... Baykal mayıstaki kurultayı beklememekte yanlış yaptı.’’

Ancak Baykal, Öymen'in kadrosunu tasfiye etmekten endişe duymuştu. Öymen ise altının Baykalcılar tarafından oyulmakta olduğunun farkındaydı.

İşte mücadelenin gerisinde bu olgu saklıydı.

Öymen listesinde

cesaretli olamadı

PARTİ Meclisi üzerindeki kulisler, önceki gece saat 2'de tıkandı.

Öymen'in listesi üzerindeki çalışmaları o saate kadar Tarhan Erdem, Erol Tuncer ve Ali Özcan yürütüyordu. Gece kızını İstanbul'da evlendirdikten sonra dün Ankara'ya dönen Mehmet Moğultay, Baykal'ın konuştuğu saatlerde İstanbul delegelerini Park Otel'e çağırıyordu.

İstanbul İl Başkanı Mehmet Bölük de ‘‘Pazarlıklar koptu’’ diyordu. Baykalcı bilinen Bölük, geçen kurultayda Öymen'in yanında yer almıştı. Geceki kulislerde Öymen'in 60 kişilik PM listesi 20'şer kontenjan olarak kendisi, Karayalçın ve 'sol kanat' önderi H. Fehmi Güneş tarafından belirlenmesi eğilimini belirmişti. Ancak 'Sol kanat'çılar, 20 kişilik listeye sığamadı. Sıkıntıya düşen Güneşçiler sonunda Öymen'in listesine aday vermekten vazgeçerek, ayrı bir liste çıkarma kararı aldılar.

Bir İstanbul delegesi, ‘‘Altan Öymen, sanki genel başkan olmak istemez gibi.. İradesini kullanarak özgür bir liste çıkarmaya cesaret edemedi. O zaman bu kurultayı neden istedi?’’

Üç ayrı yol

CHP'de Genel Merkez düzeyinde politika yapan lider adaylarının çıkardığı dergiler kurultay salonunda bol bol dağıtılıyordu.

Sosyal demokrat düşünceye katkı yapan bu dergiler; Murat Karayalçın'ın 'Sosyal Demokrat Hareket', Hasan Fehmi Güneş'in 'Düşün'den sonra Ertuğrul Günay'ın 'Sosyal Demokrat-Yeni Ufuk' adlarını taşıyor.

Günay'ın dergisini Sami Doğan, Altan Tuna, Haluk Özdalga, Hızır Ekşi, ve Erdal Kalkan gibi eski CHP'liler yazıyor.

Kurultay sürecinin ayrıntılarının dışında kalmayı yeğleyen Günay, Türkiye'nin siyasal yaşamının gün geçtikçe halktan koptuğunu, geniş kitlelerin istem ve özlemlerine yabancılaşan bir süreç görünümünde olduğunu söylüyor. CHP'nin, öteki partileri kuşatan güvensizlik çemberini yeterince kıramadığını söylüyor. Bunu, iç sorunlar böylesine öne çıkarken, dışa dönük mücadelenin yeterince ivme kazanmamamış olmasına bağlıyor. Günay'a yakın üç ismin Baykal'ın listesinde yer alması ilginç.

* * *

A. Taner Kışlalı Spor Salonu'na girildiğinde grupların bildirileri elden ele dolaşıyor. Ordu eski milletvekili Memduh Ekşi yanındakilere kendi imzasının da bulunduğu 'CHP'li Parlamenterler' bildirisi üzerine partililerle konuşuyor. Endişesini şu cümleyle aktarıyor: ‘‘Bu kurultay, ülke sorunlarının tartışıldığı ve çözüm yollarının saptandığı bir kurultay olmayacaktır.’’

Delegelerin sağduyusuna güvenmiyor mu Ekşi?

Belki de...

* * *

İSTANBULLU bir delege, Karadenizli olduğu anlaşılan bir delegeye ‘‘Altan Abi'ye niye kızıyorsun. Şu kitabı bir oku’’ diyor. ‘‘Bak neler yapmış göreceksin.’’

Öymen gazetecilik yaparken çok uzun yazardı. Ancak ‘‘Parti içi iktidar yarışından Türkiye'de iktidar yarışına’’ başlıklı kitapçıkta, 19 konu başlığı altında, siyasal gelişmelerden parti kütüğü oluşturulmasına, parti içi eğitimden CHP'ye katılmalara kadar yapılan çalışmalar anlatılıyor.

Bu arada genel başkan ve genel sekreterin katıldıkları örgüt gezileri, tüzük ve 'Halkla Birlikte Çözüm' toplantıları satır başlarıyla verilmiş...

Evet tam 208 etkinlik.

CHP nasıl bir parti?

Bunu bir belediye başkanı şöyle anlattı:

‘‘Sünniler, CHP'ye 'Alevi Partisi' der.

Alevi, 'Bana yeteri kadar yer verilmiyor, dışlanmak isteniyoruz', Kürtler, 'CHP bana sahip çıkmıyor' diye yakınır.

Türkler, partinin 'Kürt Partisi'ne dönüştüğünü ileri sürer.

Bu parti toplumun bütün katmanlarını kucaklamış değildir.

Sonuçta partinin kadrolarını ele geçiren gruplar, delegeye bakar, delege de kendisini seçenlere...

Bu iplikten bu kumaş çıkar.’’

Doğan: Vicdanının cezasını çekecek

CELAL Doğan, Sefa Sirmen'i aday olarak sahneye sürdüğü iddialarını kabul etmiyor. ‘‘

Aday olma dedim ama dinlemedi’’ diyor.

Açıkça ifade etmese de asıl adaylığı kendisinin düşündüğü anlaşılıyor.

Bize açıkça ifade etti; ‘‘Senin yüzünden aday olmadım.’’

- Neden?

- Paraşüt operasyonu ile ilgili yazılarında benim adımı yazdın. Ama vicdanında bunun cezasını çekeceksin.

Ama biz gazeteci değil miyiz? Neyse... Kurultay sonuçlarıyla ilgili değerlendirmeler yapıyor:

‘‘Baykal kazanırsa parti batar. Öymen’le parti kazanır.’’

Bu arada Murat Karayalçın ve Dr. Gürbüz Çapan'la sık sık telefonla görüşüyor.

Ağzından şu sözcükler dökülüyor zaman zaman:

‘‘Parti mi kalmış paylaşılıyor... Cenazeyi kaldırmak için mutlaka pazarlık yapılmalı... Bu iplikten bu kumaş çıkar...’’

Son telefonunda kiminle konuştuğunu söylemiyor ama şu sözcüklere ne demeli:

‘‘Allah rahmet eylesin...’’

Ve çekip uyumaya gidiyor.

Yazarın Tüm Yazıları