‘BİZ onları Züğürt Ağa, Kibar Feyzo, Ayna, Avcı gibi Türk sinemasının unutulmaz filmlerinin öykücüsü; Maral, Susuzluk, Sarı Traktör, Kırmızı Yel, Dönemeç, Gece Vardiyası gibi Türk edebiyatının önemli eserlerinin yazarı olarak tanıdık.
Oysa onlar, Türkiye’nin unutulan en önemli aydınlanma projelerinden biri olan Köy Enstitüleri’nin 10 yıl kadar kısa bir sürede yetiştirdiği isimlerdi.’
Bunları, Köy Enstitüleri’nin 64. kuruluş yıldönümünün kutlandığı New York’ta faaliyet gösteren Öykülü Geceler ekibinden Elif Özmenek söylüyor. The Moon and Stars Project tarafından ortaklaşa organize edilen ‘Mayfest 2004’ kapsamında yapılan festivalin bu yılki teması ‘Türkiye’nin Unutulan Tarihi: Köy Enstitüleri ve Enstitülü Öykücüler’ idi.
İki gün süren festivalin konukları yazarlar Talip Apaydın, Osman Şahin, eğitimci Pakize Türkoğlu ve gazeteci Varlık Özmenek’ti. Can Dündar’ın ‘Köy Enstitüleri’ belgeseli ve ‘Yarım Kalmış Mucize’ adlı Köy Enstitüleri’nin tarihsel sürecini anlatan fotograf sergisi de programın bir parçası oldu.
Köy Enstitüleri’ni biz unuttuk, New York’taki Türkler unutmadı.
Antalya’da bir cami öyküsü
BURDUR’da bir kamu kurumundan emekli olarak Antalya’ya yerleştim. Benim artık ibadetimi yapıp, güzellikleri yaşamam gerektiğine inandım. Bir arkadaşımla birlikte Antalya’da Göçmen Evleri Camii’ne gidip gelmeye başladım. Ancak caminin yapısında bir ilginç durum vardı. 1400-1500’lü yıllarda yapılan camilere bakın, bir bakışta cami olduğunu anlarsınız çünkü hiçbir eklenti yoktur. Fakat bu cami, sanki bir gecekondu; minaresi olmasa uzaktan bakıldığında gecekondu dersiniz. Burada insanın aklına makbuzsuz para toplayarak inşaat yapılmış olabileceği geliyor. Çünkü o kadar ilave yapılmış ki kuzeyindeki apartmanın duvarına 1 metre kalmış.
Şimdi de batısına 6 metrelik bir saçak ilave ettiler; burada namaz kılınmıyor gece tinerciler, sarhoş ve evsizler dadanıyor. Manisa’da yıkılan ruhsatsız camiden sonra bu camiyi de araştırdım; maalesef bu camimiz de projesiz, ruhsatsız. Müftülüğe şikayet etmemize rağmen hiçbir gelişme olmuyor.
Diyanet İşleri bu durumdan haberdar mı acaba?
Hasan YILMAZ
Azınlık oyuyla yapılan Anayasa değişikliği gayrimeşrudur
BANA göre yasal gibi görünse dahi, CHP katılmadan yapılacak bütün Anayasa değişiklikleri gayrimeşrudur. Çünkü askeri yönetimlerden sonra dahi yapılan Anayasa değişiklikleri halkın oyuna sunularak kabul edilmiştir. Bugün AKP’nin Meclis’te Anayasa’yı değiştirecek çoğunluğu var. Ama bu %34 oyla sağlanmış bir değişikliktir. Yalnız AKP oylarıyla yapılan değişiklik, halkın çoğunluğunun oyuyla kabul edilmiş Anayasa değişikliği olmadığı için, yasal olarak meşru kabul edilse dahi ahlaki ve siyasi bakımdan gayrimeşrudur. Dünyanın hiçbir yerinde böyle bir Anayasa değişikliği sadece azınlık oylarına dayanarak halkoyuna sunulmadan yapılmamıştır. Çok tehlikeli bir gidişat var. Bunun gerçekleşmemesini diliyorum.
Vural SAVAŞ- Yargıtay eski Başsavcısı
İnternette ilk film festivali
ERZURUM Atatürk Üniversitesi İletişim Fakültesi’nce düzenlenen ‘1. Kar Film Festivali’ büyük bir katılımla gerçekleştirildi. Türkiye’de ilk kez internet ortamında yapılan film festivaline toplam 57 kısa ve orta metrajlı film katıldı. http://iletisim.atauni.edu.tr adresinde gösterime sunulan iletişim öğrencilerini çalışmaları için isteyen herkes oy kullandı. ‘Online jüri’ sisteminde toplam 4 bin 735 oy kullanılan festivalde oylamada mükerrer oy kullanımını önlemek ve objektif bir değerlendirme yapabilmek için İletişim Fakültesi tarafından geliştirilen özel bir bilgisayar programından yararlanıldı.
Belgesel, Reklam, Deneysel ve Kurgusal film kategorilerinde toplam 21 ödülün sahiplerini bulduğu festivale, İstanbul, Marmara, Gazi, Selçuk, Ege, Beykent, Fırat, Doğu Akdeniz, Başkent ve İstanbul Kültür üniversiteleri iletişim fakültelerinden öğretim üyesi ve öğrenciler katıldı.
İletişim Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Sevim Akten ve emeği geçen herkesi kutlamak gerekiyor.
Kara gözlü kız
NASIL oluyorsa, bütün namusluların gücü sadece küçük (Nuran), korumasız, kara gözlü kızlara yetiyor. Bunlar nasıl namuslu oluyorlarsa, çocuklarını iğrenç saldırılardan koruyamıyorlar. Sizler eğer namuslu insanlarsanız, ben namuslu değilim. Kara gözlü, küçük kız... Çığlığını duymadık, elinden tutamadık, biz de sana bu kötülükleri yapanlar kadar suçluyuz. Lütfen bağışlama bizi. Öte dünyada iki elin yakamızda olsun kuzucuğum.
Kenan IŞIK-ANKARA
Özür diliyoruz
FUAT VEZİROĞLU’nun mesajı beni ağlattı. Bu ikinci ağlayışım. Bir de büyük insan Denktaş’ın gözyaşları beni böylesine yaralamıştı. Asıl bizim Sayın Veziroğlu’ndan özür diliyoruz. Ne yazık ki T.C. yavrusunu fırlatıp atabildi, ‘töreci’ babadan daha vahşice kurtlar sofrasına bıraktı. T.C.’nin ‘babalarının’ özür borcu var.
Sevgi DEĞERLİ ANKARA
Biliyor musunuz?
TÜPRAŞ Genel Müdürü Hüsamettin Danış’ın, TÜPRAŞ’ın 1999-2003 yıllarında 2.3 milyar dolar kar ettiğini, 2003’te de 434.1 trilyon net kar ettiğini söylediğini... Elazığ Fırat Üniversitesi Rektörü Prof. Feyzi Bingöl ve 12 kişi hakkında, ‘ihaleye fesat karıştırdığı’ iddiasıyla kamu davası açıldığını, Rektörün ise bunu Haziran ayında yapılacak rektörlük seçimleri öncesinde yıpratma politikasına dönük bir dava olduğunu söylediğini... Tekirdağ Jandarması tarafından iki aydır sürdürülen takip sonunda, ‘Beyazköy Evleri’ yakınlarında deniz kıyısındaki ‘Vizara Kulüp’ün altına yaptıkları 50 tonluk tanka, bir tekneden kaçak mazot boşaltılmasıyla ilgili olarak geçen dönemin ANAP’lı Belediye Başkanı Kadir Çebi’nin amcaoğlu Mustafa Çebi ile 10 kişinin tutuklandıklarını...
Biliyor musunuz?
MESAJ PANOSU
BAŞBAKAN muhalefete karşı dava bombardımanına başladı. Ali Topuz’dan 15 milyar tazminat aldı; şimdi sıra Deniz Baykal ve Haluk Koç’ta... Kazandıklarını avukatlarına bırakacağını söyledi. Böyle vekalet ücreti ödememesi en azından etik değildir. Unutmamak gerekiyor; siyasi şahsiyetlerin özel kişilik alanları dardır; genişletilemez. Siyasetin bir tanımı da hoşgörüdür. Siyasetçi, hele Başbakan örnek olmalıdır. Menderes’in de 15 kişilik Tahkikat Komisyonu ile muhalefeti sindirmeyi denediği unutulmamalı.
N.K.-ANKARA
GÜNÜN SÖZÜ
‘IMF soğuk savaş döneminin bir kurumudur.Artık eskimiştir.Bu nedenle dünyaya yeni bir IMF gereklidir.’