Ne olacak bu Ankara’nın hali

DİYECEKSİNİZ ki ne olmuş Ankara’nın haline? Başkanını yeni seçtik, ne yapalım yani.

Ama kazın ayağı öyle değil işte. Asfalt yolların kenarlarına Avrupa’dan bilmem kaç milyon dolara ithal ağaç alıp dikiyorlar. Ağaçların yarısı kuruyor. Parklarda 50 yıllık ağaçların köklerinin etrafına 60-70 cm yükseklikte güya süs duvarı yapıyorlar, ağaçlar kuruyor. (Bak Kızılay Güven Park) Yollar taş döşeniyor, kalan çimento ve kum ağaçların dibine dolduruluyor, ağaçlar kuruyor. İthal ağaç senin neyine? Sen nerdesin? Orman Bakanlığı nerde?

Fidan yetiştirmek çok mu zor?

Düşünebiliyor musunuz? Elektrik, Otobüs ve Gazın (EGO) başına bir muhasebeci koyuyor, işin ehlini koymuyor. Ankara’da yeni yapılan evlere bile hermetik kombi taktırıyor. Hermetik kombiler Avrupa’da yasak. Bunlar binaları deldiriyor, kirletiyor, çirkinleştiriyor, üst katlarda oturanların zehirli gaz solumasına sebep oluyor. Bu çağda konutların baca sorununu 20 yıldır Ankara’da çözememiş bir başkan... Gün geliyor Ankara bir günde 7 genç yavrumuz baca gazı zehirlenmesinden dolayı ölüyor. Eski bir EGO Genel Müdür Yardımcısı, gün gelecek Ankara da günde 20 kişi ölecek diyor.

Evet bacalarımızın %80’i gaz kullanımına uygun değildir.

Bu insanın 20 yıllık yazılı ve görsel basın, güya spor, top dağıtım, gıda dağıtım, iftar çadırı, yanlış yatırım v.s. giderlerinin Ankaralılara maliyeti kapalı kutudur, bilinmez ama eski hesap 2-3 katrilyon dolaylarındadır.

Para para diye İMF, Dünya Bankası ve daha bilmem nerelerin kapısında dolaşacaksınız; bankaları, fabrikaları, madenleri ve toprakları yabancılara satacaksınız, sağa sola sıvazlayacaksınız; ondan sonra Müslümanız Kabe’ye gidip geliyoruz diyerek oy toplayacaksınız...

Bu asla kabul edilemez. Yapmayın etmeyin ne olur.

Ha Ankara’nın hali, ha Türkiye’nin hali.

Ahmet KAHVECİ-Makine Mühendisi

Hani Çin malı satmıyordunuz

TUNALI Hilmi Caddesi’ndeki Erol Kundura’dan parmak arası terlik aldım. 125 TL’den 95 TL’ye indiğini deri olup olmadığını sorunca kesinlikle deri ve kendi imalatları olduğunu söylediler.

Benim için deri olmasının çok önemli olduğunu ısrarla vurguladım. Deri olduğunu ısrarla teyit ettiler. Eve gelince terliği inceleyince deri olmadığını kendi imalatları olan terliğin Çin malı olduğunu gördüm. Tüm bunlar etiketle belirlenmişti. Emin olmak için ayakabıcıya gösterdi. Deri olmadığını suni deri olduğunu teyit etti. Bunun üzerine Erol Kundara’yı aradım. Mağazalarında Çin malı satmadıklarını incelemeleri gerektiğini belirttiler. Terliği götürünce hiç sesleri çıkmadan terliği geri aldılar ve paramı iade ettiler.

Erol Kundura, Ankara’nın prestijli bir mağazası olmasına rağmen onlar da piyasaya uyarak Çin malı sattıkları gibi insanları kandırıyorlar.

Fatma KARAKAŞ

Seğmenler, korku parkına dönüştü

BİZ
yıllardır Köşk’e yakın olan İran Caddesi’nde oturuyoruz; Seğmenler Parkı’nın karşısında... Hem konumu itibari ile hem de Köşk’ün önemi itibariyle hem sokağımızın hem de parkın önemini biliyoruz. Gelin görün ki hem parkımız hem de sokağımız zifiri karanlık içersinde bulunuyor. Yıllar öncesi yaz konserleri verilen, gençlerin akşam oturup mısır keyfi yaptığı, biraz olsun gündelik streslerinden kurtulup keyif yaptıkları park şu sıralar içinden geçilmeye korkulan, bir parka dönüştü. Şehrin göbeğinde bulunan bu park, herkesin gelip stres atabileceği bir yerken neden sadece Çankaya’da diye cezalandırılıyoruz? Aynı şekilde Çankaya’ya bağlı Kırkkonaklar, Birlik vs. zifiri karanlık. 20.00’dan eşinizli sokağa çıkıp bir tur bile atamıyorsunuz, yollar bozuk, ışık yok, Mamak’ın kokusundan geçilmiyor. Yani Büyükşehir Belediyesi ve Çankaya’nın arasında geçen gerginliği Çankaya’da yaşayanlar bu kadar ağır ödememeli. Bizde Ankaralı’yız, Çankaya olarak kim yönetirse yönetsin... Biz de akşamları ışıklı bir sokakta korkmadan yürümek, çocuklarımızla parka gidip oturabilmek istiyoruz. Şehirler gün geçtikçe gelişir, ama biz 10 sene önce aldığımız keyfi şu anda alamıyoruz. Hem de en güzel parklar Çankaya’dayken...

İnsanlar semtlerinde mutlu olabilmeli, sadece arabasına atlayıp bir yerlere gidenler değil, yürüyüş yaparken ışıklı, parklı ve çöp kokusuz gezebilmeli insanlar.

Dide ÖZÇELİK- İnşaat Y. Mühendisi

Uyarıyorum

BAŞKENT bulvarından Ali Dinçer Parkı’na geçişlerdeki kazaları yazmıştım; geçen akşam yine aynı yerde kaza oldu. Bu kazalar yaz aylarında daha da çoğalacağa benzer. Bu nedenle sizin aracılığınızla yetkililere sesleniyorum; daha fazla ölümlü ve maddi kazalalar olmadan önlem alınmasını rica ediyorum.

Ekrem GÜLPINAR
Yazarın Tüm Yazıları