Ne duble yolmuş

ANKARA’dan bir Karayolları çalışanı, devletin nasıl kazıklandığını bir örnek vererek anlatıyor:

‘17.5 kilometrelik Hopa-Sarp duble yolu, 1990 yılında ANAP döneminde, ‘özel davet’ ile Rizeli Cengiz İnşaat’a verildi. Belki o günkü ihale bedeli birkaç milyardı. Yol üç yıl önce bitti, kesin kabulü yapılarak Karayolları’na teslim edildi. Ancak iki yıl kadar önce yolun dağ tarafındaki yarma kısımlarında göçük oldu ve tünelleri kapattı. Yol bugün tek şeritten veriliyor. Tünellere açılabilmesi için yeniden ihale yapılması gerekiyor.

Yol maça mal olmuştu?

- Bugünkü değerlerle 120 milyon dolar, yani yaklaşık 180 trilyon harcandı sanıyorum. Üç parti halinde yüzde 594 keşif artışı verildi müteahhide... Yol eskiden tek şeritti, yine tek şerit. O zaman niye yapıldı bu yol diye sormak lazım. Yazık değil mi devletin parasına...

Peki hata kimde?

- Tabii ki müteahhitte ve kesin kabulü imzalayanlarda... Burası heyelan bölgesi. Yamaçta hafriyat yapılırken, toprağın dozerle pasta gibi geometrik olarak kesilip indirilmesi gerekir; zaten projeye göre tekniği böyledir. Yol inşaatı sırasında iş makineleri ile dağın eğimine göre kesilmesine ‘şev’ denir... Ancak burada böyle bir işlem yapılmamış, dinamit patlatılmıştır ve beklenen sonuç kaçınılmaz olarak ortaya çıkmış ve göçük, tünelleri kapatmıştır. İş makineleri çalıştırmak maliyetlidir, dinamit patlatmak ise ucuzdur. Toprağı kaldırsan, yeniden kayma olur. Bu nedenle yeniden tekniğine uygun olarak dağın kesilmesi gerekir ve bu da yeni bir ihale ile olur.

KARADENİZ’E DOLAR

Neye mal olur böyle bir ihale?..

- Yaklaşık olarak söylemek gerekirse 15-20 trilyondan aşağıya mal olmaz. Bugün o yol tek şeritten veriliyor. Ama kimsenin hesap sorduğu yok? Hem geçici hem de kesin kabulünü yapan heyetler bunu görmedi mi? Böyle bir yol nasıl teslim alınır? Bu yolun maliyeti 180 trilyon olduğuna göre, kilometre maliyeti 10 trilyonu aşıyor. Yani duble olan bu yol, otoyol maliyetlerinin çok üzerinde mal olmuştur.

Karadeniz’e dolarları böyle gömdük. Peki bunun hesabı sorulmayacak mı?

‘Kart Finans’ gizli reklam mı?

BİR okurumuzun şöyle bir şüphesi var: ‘Hülya Avşar ile M. Ali Erbil arasında bir ‘kart finans’ polemiği sürüp gidiyor. Hülya Avşar’ın, genç kızların paralı-yaşlı erkeklerle ilişkisini anlatmak istediği ‘kart finans’ deyimi üzerine bir kayıkçı kavgası sürüyor. Üzerine alınıp, Avşar’ı mahkemeye vereceğim, diyen Erbil illa da özür dilenmesini istiyor. Avşar ise ‘Mehmet Ali’yi çok seviyorum ama bana ruhsal bir rahatsızlığı var gibi geliyor’ diyor. Bunları söylerken kendi adını taşıyan vücut bakım ürünleri ve tişörtlerini de pazarlıyor. Erbil’in bir TV’de programı başlıyor... İkisi zaten dost, yakında bir film çekeceklerini de Erbil açık açık söylüyor. Bu gelişmelerin arkasında bir şeylerin döndüğünü sezer gibiyim. Şimdi dikkat edelim, yoksa Hülya Avşar ve M.Ali Erbil, Finansbank’la anlaşıp, planlı bir şekilde ‘Kart Finans’ın gizli reklamını mı yapıyorlar? Bildiğim kadarıyla gizli reklam hem etik değildir hem de yasadışıdır. Eğer öyleyse bu tüketiciyi aldatmak değil midir?’

Telekom’dan oyun

BEN bir polisim, diğer arkadaşlarım adına da yazıyorum: Bizlere Aycell telefonu hattı dağıtılmıştı. Ancak şimdi telefonumuzda ‘Tr Aria’ yazıyor. Aycell’den Aycell’e konuşurken hiç para ödemiyorduk. Ancak bu ay 53 milyon fatura gelince şoke olduk. Türk Telekom ara bağlantı sözleşmesiyle Turkcell, Telsim ve Aycell’i korurken, Aria’ya pahalı hizmet verdiğini öğrendik. Sözleşmemiz Aria ile değil ki, bizi Aria frekansı üzerinden konuşturup kazık atıyorlar. Yoksa, Aria’nın zararını devlet tüketiciden mi çıkarmak istiyor? Cep telefonlarında rekabet bu mu?

Y.R.-ŞİŞLİ

ADD abonelik istemedi

‘AKP, ADD’nin önünü kesiyor’ (8.8.2004) yazısına Kültür Bakanlığı’ndan yapılan açıklama şöyle:

‘Bakanlığımıza bağlı olarak hizmet veren halk kütüphanelerinde okuyucu hizmetine sunulmak üzere, ‘Atatürkçü Düşünce Dergisi’ne önceki yıllarda olduğu gibi 2003 yılında da bütçe imkánları çerçevesinde 81 kütüphanemiz adına abone olunmuştur. Atatürkçü Düşünce Derneği tarafından aylık olarak yayınlanmış olan derginin, 2003 yılında kütüphanelerimize sadece ilk altı sayısı gönderilmiş ve bunun karşılığında 2 milyar 770 milyon 200 bin lira ödenmiştir. Aboneliği devam etmesine rağmen diğer sayıları yıl içerisinde kütüphanelerimize gönderilmediği için, son altı sayının ödemesi yapılmıştır. Söz konusu derginin 2004 yılı aboneliği için başvurusu bulunmadığından, abonelikle ilgili herhangi bir işlem yapılmamıştır.’

Mamak sahipsiz

MAMAK neden yıllardır böyle? Hep Mamak Köprü’den Kıbrıs köyü tarafına yatırım yapılıyor. Belediyeler beklentimizi hiçbir zaman karşılayamadı. Her defasında biraz yol yapıp, bir-iki ev yıkmaktan öteye geçilemedi. Şimdi de Avrupa’nın en büyük parklarından birini yapacaklarmış Mamak’a... Biz parkla gözümüzün boyanmasını istemiyoruz. Nezih ve tertemiz bir mahallede insanca yaşamak istiyoruz. Toz toprak içindeki yollardan, sokaklardaki ayyaş, serseri ve hırsızlardan bıktık artık. Ankara’nın merkezinde böyle bir mahallenin olmasından utanç duyuyoruz. Mamak’ın sahibi yok mu?

Ülkü ÖZTÜRK-ANKARA

Biliyor musunuz?

ULAŞTIRMA Bakanı Binali Yıldırım’ın oğlu Erkan Yıldırım’ın İtalya’dan geçen yıl 445 bin dolara aldığı, ancak pervanesinin kırılması nedeniyle bir yıldır çalıştıramadığı ve son olarak 1.5 milyon dolara satışa çıkardığını söylediği ‘Derin Deniz’ gemisinin, Çeşme Limanı’ndan, daha yakın olan Kuşadası, İzmir ve Aliağa yerine Dikili limanına çekildiğinin dikkat çektiğini...

Biliyor musunuz?

Mesaj panosu

SATRANÇ
Federasyonu tarafından düzenlenen ve Avrupa İzmir Açık Uluslararası Satranç Turnuvası, 31 Ağustos-8 Eylül tarihlerinde Makine Mühendisleri Odası Tepekule Kongre-Sergi ve İş Merkezi’nde yapılacak. Geçen yıl ‘Avrupa’nın En İyi Turnuvası’ unvanını alan organizasyona bu yıl Türkiye dışından 9 ülkeden usta oyuncular katılacak. Maçlar, federasyonun internet sitesinden canlı olarak izlenebilecek. Turnuvaya katılmak isteyenler 0232-445 42 15/0533-641 88 89’e başvurabilir.

İSTANBUL Büyükşehir Belediyesi, yeni tramvayları sefere koydu. Dalan döneminde alınanlar ise Bayrampaşa’daki hangara çekildi. Bunlara milyon dolarlar ödendiğini biliyoruz. Bu vagonların şimdi ne olacağı belli; çürüyecek, içleri soyulacak, paslı bir demir yığını haline gelecek? Biz alırız ama bakmasını bilmeyiz.

BEYOĞLU Nevizade sokakta kediler vardı; buraya gelenler tarafından beslenirdi. Ama geçenlerde yine İmroz lokantasına gittiğimde sokakta hiçbir kedi göremedim. Sorunca, belediyenin bunları ‘avlayıp’ götürdüğünü söylediler.

Beyoğlu Belediye Başkanı Misbah Demircan böyle bir emir verdiyse kendisini protesto ediyorum. Onların da bu dünyada yaşama hakkı var.

Güler KAZAKCI

İdris GENÇOĞLU
Yazarın Tüm Yazıları