ASKERİ Tıbbiye öğrencisi Orhan Boran’ın babası Hikmet Bey, "Paşam, lakin siz de mandayı kabul ediyorsanız veya mandadan yanaysanız, sizi de mensubu bulunduğum tıbbiye öğrencileri adına vatan kurtarıcı olarak değil, vatan batırıcı olarak ilan ediyorum" diyor.
Ve Mustafa Kemal Paşa’nın yanıtı şöyledir:
"Elbette manda (İngiltere veya ABD) kabul edilmeyecektir; gençliğimle iftihar ediyorum, ya istiklal ya ölüm!"
Bu tartışma Atatürk’ün daveti üzerine Sivas Kongresi’nde olmaktadır. 38 yaşındadır henüz.
İstanbul ve Anadolu işgal altındadır.
Samsun’a 19 Mayıs 1919 günü gelmiştir Atatürk. Oradan Amasya’ya geçmiş ve 22 Haziran’da ünlü ’Amasya Tamimi’ yayınlanmıştır.
27 Haziran’da da ilk kez Sivas’a geçmiştir. Burada bir gün kaldıktan sonra hemen Erzurum’a hareket etmiş; ertesi gün ’Erzurum Kongresi’ toplanmıştır.
Atatürk, 29 Ağustos’ta yeniden Sivas’a yola çıkar ve 2 Eylül 1919’da Sivas’a gelir.
4 Eylül’de Sivas Kongresi’ni toplar. Kongre 7 gün sürer. ’Milli Mücadele’nin başkenti’nde tam 108 gün kalır. Yabancı heyetler, Atatürk’le görüşmek için Sivas’a akın ederler.
Bir milletin kurtuluşunu Atatürk, Nutuk’ta ayrıntılı şekilde anlatıyor.
(Mazhar Müfit Kansu’nun anılarında bu konuda ayrıntılı bilgiler yer alıyor.)
Milli Mücadele’nin başladığı ulusal Sivas Kongresi’nde çok önemli kararlar alınır.
Erzurum Kongresi’nde alınan kararlar Sivas’ta aynen kabul edilmiştir.
Mustafa Kemal’in liderliği kesinleşiyor.
Bir anlamda Milli Misak sınırlarımız burada çizilmiştir.
Ve manda reddedilmiştir; bir daha gündeme gelmemek üzere...
Sivas Kongresi’nin toplandığı bina 1892 yılında Sivas Valisi Memduh Paşa’nın yaptırdığı Sivas Sultanisi’nde gerçekleşiyor.
Bugüne gelirsek...
Mandayı o zaman reddedenlerin bugün kemikleri sızlamakta mıdır acaba?
SİVASLILARIN HEYECANI
Bütün bunları Sivaspor’un bayrakları ile donatılmış, ’Selçuklu Kent Meydanı’nı gezerken düşündük.
Bir tarafta 1884 yılında "Gidemediğin yer senin değildir" diyen Sivas Valisi Halil Rıfat Paşa’nın yaptırdığı Hükümet Konağı... Onu takip eden 1900 yılında yapılmış Jandarma binası... Sağında 1892’de Memduh Paşa’nın inşa ettirdiği Sivas Sultanisi... Kongre binasının karşısında ise 1580’de yapılan Kale camisi var... Önünde cami hamamının kalıntısı ve 1271 tarihli Selçuklu dönemine ait Buruciye Medresesi...
Ve bu alandaki iki önemli eser; 1217 tarihli Selçuklu Sultanı İzzetten Keykavus’un yapılmasını emrettiği Anadolu’nun en büyük Darüş’şifahanesi, onun da karşısında 1271’de Mehmet Şemsettin Cüveyni’nin yaptırdığı Çifte Minareli Medrese (Darül’hadis) ve en ünlüsü de bir başka mekanda Gök Medrese...
EŞİ OLMAYAN BİR MEYDAN
Bu yerleri Sivas’ın kültür adamı, Dr. Burhan Bilget’le geziyoruz. Sivas Koruma Kurulu üyesi, ÇEKÜL’ün Sivas temsilcisi olan Bilget "İşte hocam da burada" diyor. Hocası dediği ÇEKÜL Vakfı Yönetim Kurulu Başkanı Prof. Dr. Metin Sözen’lekarşılaşıyoruz. Tarihi bilimle buluşturan ’Tarihi Kentler Birliği’nin önderi Sözen’e, ÇEKÜL’ün bu restorasyon ve ortaya yeni çıkarılan projeleri için
Sivas’a kaç kez geldiğini artık kendisi de unutmuş... Selçuklu Meydanı’nı göstererek "İşte şu gördüğünüz tarih ve kültür içeren veAnadolu’da ikinci bir eşi olmayan tek bir meydandır.ÇEKÜL olarak Ortaçağ’dan (13 ile 16. yüzyıl, yani Selçuklu, Osmanlı ve geç Osmanlı eserlerinin yoğunluklu olarak) bugüne taşınmıştır."
Selçuklulardan beri yoğun dinsel ve deneysel bilimlerin okutulduğu bir ortam olmuş Sivas... Osmanlı yapılarını getirmiş... Cumhuriyet’in ilk doğuşu da burada gerçekleşmiş.
Gece gündüz algılanacak bir düzenleme yapılıyor bu meydana.
Sivas ’müzeler kenti’ olarak yeni bir işleve sahip oluyor: Cumhuriyet’in simge müzesi Kongre binası, Arkeoloji Müzesi, Etnografya Müzesi, Halı Müzesi, Bilim Müzesi, Sanat Merkezi ve İnönü Müzesi...
Başbakan Erdoğan’ın talimatıyla restorasyon ve yenileme çalışmaları için trilyonlar harcanıyor.
Ama bazı sıkıntılar da var; vakıflarla olan kaynak sorununu Sivas Valisi Veysel Dalmaz çözeceklerini söylüyor.
’Kültür elçileri’ uzun ince bir yolda
’KÜLTÜR elçileri’ başlıklı bir proje yürütüyor ETİ ile ÇEKÜL... Beş yıl sürecek projenin ikinci yılında 22. durakta gelinen nokta ve hedefler tanıtılıyor Sivas’ta... Örneği görülmemiş bir sosyal sorumluluk projesi bünyesinde kültürel değerleri bilen, bu varlıkları koruma sorumluluğuna sahip, bilinçli kuşakların yetiştirilmesi amaçlanıyor. ETİ Şirketler Grubu Yönetim Kurulu Başkanı Firuzhan Kanatlı "Bu ülkenin geçmişinde 50 yıldanberi imzamız olduğu gibi geleceğinde de sorumluluğumuz olduğuna inanıyoruz. Bu topraklarda yeşeren tüm uygarlıklara sahip çıkmak ve Türkiye’nin değerlerini yarınlara taşımak için bu projeye gönül verdik" diyor. ÇEKÜL Başkanı Prof. Metin Sözen de şöyle konuşuyor:
"Proje ile Türkiye’nin kültürel zenginliği, yeni kuşaklara aktarılmakta ve bu değerlerin korunması konusunda yeni kuşaklar da bilinçlendirilmektedir."
Bugüne kadar kendi illerindeki kültürel ve çevresel değerler üzerinde eğitimden geçen ilköğretim seviyesindeki ’elçi’ öğrenciler, konuklara, Atatürk’ü ve Sivas Kongresi sürecini anlatırken, Sivas’ı adeta bir rehber gibi tanıtıyorlar bizlere. Hepsinin, düşünmeyi ve kim olduklarını, yörelerinin değerlerini daha iyi anladıkları dikkat çekiyor.
12.200 ÖĞRENCİ
Sivas Ticaret ve Sanayi Odası’nın toplantı salonunda kültür elçisi çocuklar, Aşık Veysel’in ’Uzun İnce Bir Yoldayım" türküsünü söylerken, Candan Erçetin sahneye çıkarak kendilerine eşlik ediyor. Erçetin, projenin gönüllü sözcüsü ve yüzü; Fatih Türkmenoğlu ile birlikte... 77 ilde bugüne kadar eğitimden geçen öğrenci sayısı 4 bini bulmuş; hedef 12.200 öğrenciye ulaşmak.
Bu projeyi gerçekleştiren ve Anadolu yollarında zahmetli bir emek ve çaba gösterenlere teşekkür edilmeli.
Vatandaşın mayınları
PKK’nın tabanı ile kendi tabanının aynı olduğunu söyleyen DTP’lileri muhatap al’mayın; İsrail’e ’one minute’ derken kazandığınız prestijin üstüne Suriye sınırında İsrail’e domates, biber ektirip tuz-biber ol’mayın; Ermenistan ile yakınlaşırken Azerbaycan’la olan ilişkilerimizi boz’mayın; İşsizliği hafife al’mayın; Ergenekon’un üstüne giderken Deniz Feneri’ni ıskala’mayın; türban meselesine takılıp kal’mayın; dokunulmaz insanlardan ol’mayın; milleti aptal say’mayın.