Paylaş
Sempozyum; Yeniköy Kemerköy İşletmesi ve IC/Limak’ın ana sponsorluğunda, Milas Ticaret ve Sanayi Odası, Mimarlar Odası Milas Temsilciliği, İMİ Koleji, Muğla Ticaret Borsası ve İzmir Milaslılar ve Milas’ı Sevenler Derneği ile bazı kişilerin katkılarıyla gazeteci Olcay Akdeniz tarafından düzenlendi.
‘13. Karia, Karialılar ve Mylasa Sempozyumu’nun onuruna düzenlendiği, ABD’nin Texsas A&M Üniversitesi’nden Dr. Cemal Pulak yaptığı sunumda, merhum Prof. George Bass’ın arkeolojik sualtı kazısını yaptığı Uluburun batığında bulunan metal yükün gümüş karşılığının 5 bin 350 gümüş şekel bakır ve 500 gümüş şekel kalay olmak üzere toplam 5 bin 850 gümüş şekel olduğunu bildirdi. Dr. Pulak o çağda 1 şekelin 9.4 gram ağırlığında olduğunu anlatarak 5 bin 850 gümüş şekelin alım gücünün ise 5 bin 250 koyun veya 390 öküz alımına eşdeğer olduğunu bildirdi.
LEYLAK DAMARI MERMERİ
Sempozyumun en ilginç sunumlarından birisini ise İtalyan Prof. Mathias Bruno ile Türk Jeoloji Mühendisi Prof. Ali Bahadır Yavuz yaptılar. Antik Çağ’da Karia bölgesindeki mermer ocaklarını ve mermer özelliklerini anlatan Prof. Yavuz, Milas’ın leylak damarlı mermerleri ile bordo renkli mermerlerinin İtalya’da pek çok saray ve kilisenin yapımında kullanıldığını, ayrıca Karia bölgesinden çıkarılan mermerlerin İtalya’da heykel yapımında kullanıldığını ifade etti.
İsviçreli Dr. Eberhard Zangger ise konuşmasında M.Ö. 1700 ile 1200 yılları arasındaki Geç Tunç Çağı’nda Batı Anadolu’nun ekonomisini ve ekonomik ilişkilerini anlattı. Luvilerin Batı Anadolu’da çok büyük bir uygarlık yarattıklarını ifade eden Dr. Zangger, Luvilerin Hititlerle ve Mısırlılarla ilişkilerini anlattı. Hititlerin mal akışını kayıt altına aldıklarını ve bu kayıtlar üzerinden ithal edilen tüm mallara vergi koyduklarını belirten Dr. Zangger, Doğu Akdeniz ve Mısır kaynaklarında geçen “deniz kavimleri”nin de Batı Anadolu’dan geldiğini ve bunların Luviler olduğunu ifade etti.
İki gün devam eden sempozyumda daha önce hiçbir yerde yayınlanmamış bilgilerin sunulması dikkat çekti. Türkiye içinden ve yurtdışından gelen katılımcılar, sempozyumdaki samimi ve içten ortamdan çok etkilendiklerini ve sunulan bildirilerin bilimsel düzeyinin çok üst düzey olduğunu belirterek gelecek yılki sempozyuma da katılacaklarını şimdiden ifade ettiler.
GÜNÜN AYÇİÇEĞİ SOHBETİ
“Ayçiçek üreticisi taban fiyatın hâlâ açıklanmamasından dolayı tepkili. Taban fiyatı beklemeden ürününü satmak zorunda kalan çiftçi büyük zararda. Taban fiyatını 16 istedik, vermediler. Hadi Yunanistan’daki gibi ayaklanma yapalım, bir sopa yiyip geri mi gelelim?”
(Ayçiçek üreticileri ile görüşen CHP Tekirdağ milletvekilleri Faik Öztrak ve Dr. İlhami Özcan Aygun)
HİLMİ GÜLER’İN ‘KARTEL’ DEDİĞİ FİRMA AÇIKLANDI
GEÇEN hafta Ordu Büyükşehir Belediye Başkanı Hilmi Güler, fındıkta fiyatın 54 TL olarak belirlenmesine rağmen bazı şirketlerin kartel oluşturmaya çalışarak üreticinin elinden daha düşük fiyatla fındık almaya çalıştıklarını belirtti. Ordu’nun fındığı için savaşacağını belirten Güler, “Fındığı birkaç spekülatörün insafına bırakamayız. Buna yeni bir boyut kazandıracak çalışmalar içindeyiz” dedi.
Bunu Abdulkadir Selvi köşesinde açık şekilde yazdı. Spekülatörler kimdi? Bu firmanın, İtalyan “Ferrero” firması olduğu anlaşılıyordu. Bu markayı, dünkü açıklamasıyla bildiren TZOB Başkanı Şemsi Bayraktar oldu.
TZOB Başkanı Bayraktar, galiba üreticilerin baskısı ile en büyük tekel alım firması Ferrero’nun hiç beklenmedik şekilde piyasaya nasıl müdahale ettiğini açıkladı. Ve şöyle dedi:
“Yıllardır söylediğimiz ancak bir türlü engellenemeyen piyasa oluşumu tekelleşme, bu yıl da kendini piyasa fiyatları üzerinde gösterdi. Ferrero fındık alım fiyatını TMO’nun açıklamış olduğu fiyatın gerisinde, kilogramı 48 ve 49 lira olarak açıkladı. Bu firma görevi olmaksızın piyasaya müdahale etme gereği de duyuyor. Kendisine kartel yapı oluşturuyor, kendisi ile işbirliği yapan tüccardan fındık alıyor, işbirliği yapmayanı kendince cezalandırarak piyasadan çekilmesini sağlıyor.”
Bayraktar, devlet ve millet ele verip fındığa sahip çıkılmasını istiyor.
AYI DEYİP GEÇMEYELİM
UZMANLAR ve ayılara yakın yerlerde yaşayanlar; ayıların insanlarla olan pek çok benzerliklerini belirlemişlerdir. Ayılar insanlar gibi ayağa kalkabilirler. İnsanlar gibi tabanlarına basarak yürüyebilirler. Ayılar yavrularını insanlar gibi oturarak, kucaklayarak emzirirler. Bazı insanlar gibi haklarında kanıtlanmış hiçbir suçları olmadan demir parmaklıklar arkasına koyulurlar. Yemek konusunda insanlardan ayrıldıkları özellikleri de vardır. Onlar da şöyledir; insanlar gibi ayılar da et yerler, meyve yerler, bal yerler.
Prof. Dr. M. Doğa KANTARCI
BU ELEKTRİK FATURASI OLMADI
CK (Boğaziçi) Elektrik ne yapıyor böyle? İktidar 1 Eylül’den itibaren ticarethanelere yüzde 30, konutlara yüzde 20 ve sanayi tesislerine de yüzde 50 zam yapılacağını bildirmişti.
Oysaki dün elimize geçen faturalar 31.08.2022’de okunmuş gözüküyor. Bu zam, nasıl olur da ağustos ayı faturalarına yansıtılır?
Bu para kimin cebine giriyor? İktidarın bu işe hemen müdahale etmesi gerekmiyor mu?
BİLİYOR MUSUNUZ?
Zamlar vergiye gitti
CHP Trabzon Milletvekili Ahmet Kaya’nın, çalışanların üst vergi dilimine daha erken girmesi nedeniyle yapılan zamların vatandaşın cebine girmeden vergiye gittiğine dikkat çekerek gelir vergisi dilimlerinin artırılması için kanun teklifi verdiğini...
PTT yönetiminin, Haber-Sen üyelerine yönelik haksız hukuksuz uygulamalara, liyakatsiz işleyişlere karşı durmak ve kamuoyu oluşturmak amacıyla Batman’dan ve İstanbul’dan Ankara’ya yürüdüklerini...
Paylaş