Paylaş
Türkkan’ın soruları açık:
“Ne oldu bu vatandaşlarımıza? Başlarına neler geldi? Her konuda açıklamalarda bulunan, Ortadoğu’nun liderliğine soyunan hükümetiniz bu görevlilerimizin akıbeti hakkında neden açıklamalarda bulunmamaktadır?
- PKK terör örgütü, bu insanlarımızı kaçırdıktan sonra öldürdü mü?
Bu görevlilerimizi elinde pazarlık kozu olarak mı tutuyor?
Hükümetiniz, terör örgütü ile ‘kaçırılan görevlilerimiz hakkında’ görüşmeler yapıyor mu? Bu konularda, kaçırılan görevlilerimizin aileleri ve kamuoyunu bilgilendirmeyi düşünüyor musunuz?
- Yazılı basınımızın, ‘Kaçırılan görevlilerimizin aileleri tehdit yoluyla susturulmuştur’ iddiaları doğru mudur? Bu görevlilerimizin ailelerinin geçimleri konusunda hükümetinizin maddi yardımları olmakta mıdır?”
Bakan’ın yanıtı
Bakan Şahin’den gelen ve somut hiçbir bilgi verilmeyen cevap şöyle: “Vatandaşlarımızın sorunlarını istismar eden bölücü örgüte yönelik etkili operasyonel faaliyetlerde bulunulmakta, diğer yandan da alınan güvenlik tedbirleri ile demokratikleşme adımları atılmaktadır. (...) Kaçırılan kamu görevlisi personelin mali, özlük ve sosyal hakları ile ilgili MSB tarafından ‘Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Tasarısı Taslağı’ hazırlanmıştır. Personelimizin hayatını kaybetmesi, şehit olması veya kaçırılması gibi olaylarda uzman psikologlarımız tarafından aileler yerinde ziyaret edilerek psikolojik destek sağlanmaktadır. (...) terörle yapılan mücadeleye kararlılıkla devam edilmektedir.”
Bu cevaba Türkkan ne desin?
“Bakanın yanıtının takdirini kamuoyuna sunuyorum. Sorularımı okuyunuz ve verilen yanıtlara bakınız. Hayretler içinde kalmamak elde değil!..”
Hoca efendiye sormak isterdim ama soramadım
?17 AĞUSTOS Cuma günü Marmaris Hisarönü Köyü, Değirmenyanı Camisi’nde hoca efendinin “Marmaris’e İmam Hatip ortaokulu ve lisesinin açıldığını, köylerden gelecek olan çocuklar için servis ücreti alınmayacağını, eğer çocuklar her gün gidip gelmek istemezlerse kız ve erkek öğrenci yurdu bulunduğunu, talebelerin ailelerinden bu yurtlar için yemek içmek dahil hiçbir ücret alınmayacağını, bütün masrafların hayırsever işadamları tarafından karşılanacağını” cami cemaatine adeta müjdelediğini size yazmaktan kendimi alamadım. Hoca efendiye şunu sormak isterdim ama tatsızlık çıkmasın diye sormadım.
‘Marmaris’te fen lisesi açılsaydı aynı duyuruyu yapar mıydın? Aynı hayırsever işadamları aynı katkıda bulunur muydu?’
Neyin mücadelesini veriyoruz biz!
Yavuz BALBAŞOĞLU-İZMİR
Olof Palme ismine ayıp!
CHP Konya Milletvekili Atilla Kart, “Kulu Olof Palme parkının rant ve günlük çıkarlar uğruna yok olmasına izin vermeyeceğiz” diyor ve Başbakan’a şu soruları yöneltiyor:
“Kulu Belediye Meclisi’nin yeni devlet hastanesi inşaatı için, ilçe meclisinde bulunan Olof Palme Parkı’nın tahsis edilmesine karar verildi. Hastane yapımı için hazine ve belediyeye ait uygun alanlar bulunduğu halde, neden 50 yıllık bir yeşil alanın yok edilmesine yol açacak şekilde işlem tesis edilmiştir? Dinek Mahallesi ve Katırtepesi güzergâhında bulunan hazine ve belediyeye ait yerler neden göz önüne alınmamıştır? Yeşil alan ve ağaç katliamı yapılması, Kulu ile İsveç Halkı arasında doğmuş olan 50 yıllık dostluk, kültür ve ekonomi köprüsünün yıkılmasına yol açacak bu işlemin geri alınması yönünde üstünüze düşen görevi ivedi olarak yapacak mısınız?”
CIA’nın taşeronları PKK ve El Kaide’dir
CIA bir taş ile üç kuş birden vurmuştur.
1) Türk-Kürt çatışmasını bir üst düzeye taşımış olmaktadırlar.
2) ”Suriye yaptı” yalanının arkasına, hükümetin sığınmasını sağlamıştır. Hem Türkiye’nin Suriye’ye saldırma gerekçesini hazırlamak, hem de hükümetini Türk halkına şirin göstermek.
3) Amerika’daki karar alıcılara, gereken zamanı kazandırmaktır. (Rusya ve Çin’in Suriye için kararlılık açıklamaları ABD için sorundur.)
Unutmayalım ve unutturmayalım ki, ABD’nin bölgede amacı, kukla devletler kurarak bölgeyi kontrol etmektir.Amerikancı iktidarlardan kurtulmadan PKK’dan kurtuluş yoktur.CIA nerede, terör oradadır. Amerika’nın, Türkiye’yi Suriye’nin üzerine sürme politikası, Amerika için Türkiye’yi en hızlı bölme politikasıdır.
B.E.
Tövbe tövbe...
‘UYANIN, ulusumuz ümmet yapılıyor” başlıklı yazınızı kınıyorum. Koskoca yeni CHP Genel Başkanı, Atatürk koltuğunun son varisi Kemal Kılıçdaroğlu “Türkiye’de laikliğin tehlike altında olduğunu düşünmüyorum. Emniyet’te Fethullahçı örgütlenme olduğunu sanmıyorum” diyor ve ülkemizin en laik cemaat ve tarikat mensuplarına iftar veriyor, siz ümmetçiliğe gidiyoruz diyorsunuz..
Tövbe tövbe...
Adnan ATEŞOĞLU
Şoför arkadaş doğru söylemiş
RAMAZAN’dan önce taksi durağında sahur yapan Avrupa Birliği Bakanı ve Başmüzakereci Egemen Bağış’a bir taksi şoförü “Hatalı sollamanın sonu ölüm, hatalı oylamanın sonu da zulümdür” demiş. Bakanın çok beğendiği bu sloganı ben de çok beğendim. Eminim ki ülkemizdeki milyonlarca yurttaşımız da çok beğenecektir!
Şerefli TSK mensupları bu kadar itibarsızlaştırılmamıştı. Genelkurmay başkanları, değerli kuvvet komutanları ordumuzun değerli komutanları hiç bu kadar zulüm görmemişlerdi. Gazeteciler hücrelerde zulüm görmemişlerdi.
Çok doğru söylemiş değerli taksici arkadaşım “Hatalı sollamanın sonu ölüm, hatalı oylamanın sonu ise zulümdür.” Tabii anlayana...
Muhlis SAĞIR
Paylaş