Mersin’de şiir lezzeti

Türkiye’de benzer başka bir ‘edebiyat’ ödülü veren oda yok. Mersin’de devlet opera ve balesi de var. Uluslararası Müzik Festivali’ni 15 bin kişi izliyor.

18 Aralık 1886’da kurulan Ticaret Odası’nın, 130’uncu yılı etkinlikleri için oda yönetimi çeşitli etkinlikler düzenlemiş. ‘Nelson Mandela; Irk Ayrımcılığından Demokrasi’ye isimli fotoğraf sergisi İstanbul ve Ankara’nın ardından Mersinli sanatseverlerle buluştu, 10 Aralık Dünya İnsan Hakları Günü’nde açılışı gerçekleştirilen sergide ülkesindeki ayrımcılığa son vererek efsaneleşen lider Nelson Mandela’yı konu alan 41 eser sergilendi. Açılışa Güney Afrika Büyükelçiliği Müsteşarı Puleng Chaba ile MTSO Başkan Vekili Kasım Tanrıöver’in yanı sıra çok sayıda davetli katıldı. Mersinliler etkinliği bir yemekle kutladılar. ‘130 Yıllık Mirasa Sahip Çıkmak ve Geleceğe Taşımak’ konferansının ilginç konukları vardı; (moderatör) Kaaan Yakuphan’ı ile Arkas Yönetim Kurulu Başkanı Lucien Arkas, Namnus Enerji ve Yatırım Yönetim Kurulu Başkanı Nusret Cömert, CarrefoursSA Genel Müdürü Mehmet T. Nane.

ÖDÜL VAR, YATIRIM YOK

MTSO’nun edebiyat ödülü vermesine karşın Akdeniz oyunları sonrasında planlanan projelerin aksamasıyla, beklenen ‘mucize’ler gerçekleştirilememiş. ‘Kriz’ nedeniyle nükleer santral yatırımın ne olacağı kestirilemiyor. Adana-Mersin arasındaki ‘Uluslararası Bölgesel Havalimanı’ ihaledeki yanlışlar yüzünden durmuş durumda... Aynı şekilde ‘bölgesel liman’da da bir ilerleme yok.
Turizm amaçlı Tarsus Kazanlı kıyı şeridi projesine ise hiç başlanamamış...
En ciddisi gene de edebiyat ödülü... Ödülün yayınlanan gerekçesi, törenin biçim ve içeriği, kent halkının yönetimlerinin valilik ve büyükşehir belediyesi yakın ilgi ve işbirliği, ödül sahibine sunulan maddi ödül ile ülkemizin en saygın ödülleri arasında yer alıyor.
Seçici kurul üyesi ve eleştirmen Celal Soycan, Mersin’in MTSO sayesinde son on yıldan beri “edebiyat kenti olarak anılmaya başlandığını” söyledi. Mersin’de ne kadar kitap çıktıysa köklü bir geçmişe sahip olan MTSO’nun katkısı sonucu olduğunu söyledi. Soycan “Öncü irade ve iştihayı yaratan MTSO’dur. Geçmişte belediye Haluk Levent’i yılda 5-6 kez getirirdi. Yahu bir kez getir de, bir konsere harcayacağınız bedeli de buradaki yazarların eserlerine harcayın, bir kent kitaplığı oluşumuna katkı sağlayın. Kent yazarlarına sahip çıkın” dedi.
Şu uyarısını herkes alkışladı:

“Okuduğunu anlayamayan, sorulan soruya cevap veremeyen bir nesille karşı karşıyayız. Anadilini kullanamayan kişi kendi hayatını kirletir.”
Soycan’ın ufuk açıcı bu konuşmasını her belediye başkanının okumasını öneririz.
Konuşmaların ardından Çapan, 10 bin TL’lik ödülü ve plaketini Vali Yardımcısı Göçer ve Büyükşehir Belediye Başkanı Kocamaz’ın elinden aldı. Kocamaz “Mersin gibi kadim bir geçmişe sahip, medeniyetleri buluşturmuş bir kente böyle sanat etkinlikleri yakışır” dedi. Türkgöçer “Cevat Çapan çok doğru bir seçim oldu” dedi.
Bu ödülün kurulmasında öncülük edenler arasında bulunan Mersinli yazar ve şair Özdemir İnce’yi gözler aradı. Ancak ‘kırgın’lığını Mersinlilerden öğrenemedik. İnce, Mersinlilerin akıllı ve vefalı olduğunu söylerdi.

‘Türkiye şiir dilini değiştirdi’

-TÖRENDE dostları Cevat Çapan için şu tanımlamaları yaptılar: “Göz yaşartıcı şair... Yabancı şiirleri asıllarından daha güzel yazıyor... Çapan aynı zamanda bir tiyatro uzmanıdır. Dünya şiir dilini onun sayesinde öğrendik. Türkiye’de şiir dilini değiştiren de odur. Yalın ve performatik dili öne çıkar. Çapan, şiirimizin hem tevazuu hem zarafeti hem de çelebisidir. Hoş gören, bağışlayan, gülümseyen yanıyla şiirini üretiyor.

‘Destek vermeye devam edeceğiz’

MTSO’ya dönük acımasız eleştiriler devam etse de edebiyata destek vermeyi sürdüreceklerini vurgulayan Oda Başkanı Şerafettin Aşut, “Çünkü, biz bu ödülleri birileri bizi eleştirmesin veya onaylasın diye değil, aksine bazı değerleri unuttuğumuzda, toplumumuza ve evrensel insanlık değerlerine yabancılaşmaya başladığımızda, bizleri tokat gibi uyararak, kendimize gelmememize yardımcı oldukları için veriyoruz. Edebiyatçılara düşünme gücünü ve Türkçeyi yücelttikleri için de teşekkür ediyorum” dedi.
Ödül Değerlendirme Kurulu üyeleri Ahmet Ada, Celal Soycan, Sina Akyol, Metin Cengiz ve Ogün Kaymak ödül gerekçesinde Çapan’ın “Modern Türk şiirine anlatı-şiir geleneğinin içinden katkıda bulunduğu; Çin’den Peru’ya, dünya şiirinin Türkçeye kazandırılması, dolayısıyla birçok dilden şiiri ve oyunu dilimize çevirmesi, büyük bir tutkuyla çevirdiği şiirlerin çağdaş Türk şiirinin ufkunu değiştirmesinde etkisinin görülmesi...” dediler.
Mersin Kenti Edebiyat Ödülü’nü şimdiye kadar alan sanatçılar şunlar: Nezihe Meriç (2007), Tahsin Yüce (2008), Osman Şahin (2009), Latife Tekin (2010), Leyla Erbil (2011), Ahmet Oktay (2012), Demir Özlü (2013), Metin Cengiz (2014) ve Cevat Çapan (2015)

Aday son güne kalmamalı

CHP İstanbul İl Kongresi’ne aday olan bazı aday adayları ile konuşurken ortak şikâyetin “Genel Başkan adayı belirleyeceğine göre, bu son güne kalmamalı. Genel Merkez adayları birbirine düşürüyor” dediler. İlçe başkanlarının ortak bir kararı da ortaya çıkmadı. Bu nedenle örgütlerde bir sessizlik hüküm sürüyor. İstanbul’a ilk kez bir kadın aday çıktı. Önceki son döneminde İstanbul İl Genel Meclisi üyesi olan Koza Yardımcı, “CHP’de yakışanı yaptım; kadınları temsil etmek için ortaya çıktım. Pazar günü adaylığımı açıklayacağım” dedi. Aday adaylarından sanayici Ali Fatinoğlu delegelere mektup göndererek kendisini tanıttı ve “AKP nasıl % 50 oy alıyor? Sandıkları koruyamıyoruz. Çünkü yeterli kalitede üyemiz yok, kâğıt üstünde var ama sahada yok. Ben bu gücü, yani örgütü sokağa çıkaracağım. AKP’nin gizli gücü olan STK’ları bunlardan İTO, İSO, TİM ve spor kulüpleri, federasyonlar ve hemşeri derneklerinde, emek örgütlerinde bundan sonra CHP yönetimlerinin ağırlığını göreceksiniz.” Bu arada Genel Başkan Yardımcısı Tekin Bingöl’e yakınlığı ile bilinen eski PM üyesi ve Bağcılar İlçe Başkanı Hikmet Çelik’in de aday olacağı belirtiliyor.
Antalya’da Op. Dr. Ali Kızılateş bugün il başkanlığı adaylık açıklamasını yapacak.

MESAJ PANOSU

-TÜRK-İŞ Başkanı Kongre’de Başbakan’a yalvarıyor. “Ne olur kıdem tazminatımıza dokunmayın.” Hani Ankara’da Türk-İş vardı.
Rıdvan BUDAK
-BİR kişinin yaşamı için binlerce cilt yazılan bu dünyada, insanlık tarihi yazmakla bitmez. Uygarlık konusu bu tarihin en gözde ve uzun bölümüdür. Ne var ki birbirini hayvanlardan daha kanlı ve sürekli geliştirilen tekniklerle öldüren insanlar daha uygar olmadılar.
Prof. Dr. Doğan KUBAN
-O KADAR çok yalan vardı ki, insanların arasında hakikate yer kalmadı bu dünyada.
Ahmet ÜMİT