Edirne yılda üç kez sular altında kalıyor, biz ise bir çözüm üretemiyoruz.
İşte ayakları yere basan projeler:
MERİÇ Nehri’nin son günlerdeki taşkınları, Edirne’yeafet yaşatıyor.
Tarım alanları, özellikle çeltik tarlaları sular altında kalıyor; büyük hasarla karşılaşılıyor.
Bulgaristan’da yağış rejimi mi değişti? Nereden geliyor bu feyezan (taşkın)?
Yoksa buna Meriç’in yatağının ’çamur’la dolması neden olmasın.
Aslında çamur değil ’Hazine’ demek gerekiyor.
Aşağıda bu konuyu açacağız.
Ama önce dün bizi telefonla arayan inşaat mühendisi ve eski siyasetçi Yalçın Koçak, Edirne’deki su baskınlarını TV’lerde görünce, ayrıca İstanbul’daki olası depremin tahribatını göz önüne alınca isyan ettiğini söylüyor.
"Bakınız ben 1967 ve 1999 Adapazarı depremlerini yaşamış biri olarak, sorunların çözümü için ülkemin fotoğrafını niye bir bütün olarak göremeyiz diye düşünürüm. Şu Meriç, son 30-40 yıldır taşar; binlerce dönüm arazi sular altında kalır. Tarihi eserlerimiz perişan olur; milyonlarca dolar zarar meydana gelir. Yazları ise sığlaşan yatakta su kalmaz; bu kez çeltik alanlarını sulamak için Bulgaristan’dan para ile su alırız."
Peki çözüm!
MERİÇ’İN KUM-ÇAKILI
Koçak ilginç bir öneride bulunuyor:
"Dere yataklarını ıslah etmek, tarım alanlarını sulamak devletin başlıca görevlerinden biri değil midir? Meriç’in yatağı yıllardır temizlenmiyor. Bu, fotoğrafın bütününü gören bir beynin işidir. 150 kilometreyi bulan Meriç’in yatağında ’granülometri’ malzeme diye bilinen harika sayılabilecek kum ve çakıl bulunmaktadır. Suyu görenler, suyun altını görmezlerse sel de olur, taşkın da...
İstanbul’da depreme dayanıklı konut üretebilmek için bu malzemeye şiddetle ihtiyaç vardır. Bu malzeme ’dere kumu’ olduğundan kaliteli beton dökümünde en gerekli malzemedir. Deprem yönetmeliğine de uygundur. Devletin bir görevi de, sağlam inşaat yaptırmaktır.
İSTANBUL-EDİRNE SU YOLU NEDEN OLMASIN
Bilir misiniz, Meriç Nehri’nin Edirne Köprübaşı kesiminde kurulu eski bir iskele vardır. Geçmişte yandan çarklı teknelerin, İstanbul’dan Çanakkale Boğazı’nı geçip Saroz’dan Meriç’e girip Edirne’ye gidip geldikleri bilinir.
Vurgulamak istediğim; Meriç’in yatağı temizlenip bu malzemenin İstanbul’a taşınmasıdır. Dağdan, ormandan, tarladan kum-çakıl çıkarılarak İstanbul’un ekolojisi perişan ediliyor, biz ise seyrediyoruz. Bunu değerlendirmek zor bir iş değildir; yeter ki bir proje geliştirilsin."
Peki bu projenin kaynağı nereden sağlanabilir?
TRAKYA’YA BORU HATTI
Yalçın Koçak’ın, bu bağlamda geliştirdiği daha birçok proje var; finans kaynakları da içerisinde...
Bunlardan biri boru hattı inşası... Koçak bakın neler söylüyor:
"Rusya, Boğazlara bağımlılığını azaltmak için çeşitli yollar deniyor. Eski Varşova Paktı ülkelerini de bir boru hattı marifetiyle kendisine yakın tutmaya çalışıyor. Akıllı Putin, Rus Çarı Deli Petro’nun Panslavizm’ini, yani ’sıcak denizlere inme’ niyetlerini yeraltından, bu güzergáhta bir petrol boru hattıyla Balkanlar’da gerçekleştirmek istiyor.
Bulgaristan ve Yunanistan’dan geçecek petrol ve gaz boru hatlarıyla Boğazları by-pass ederek Avrupa’nın enerji piyasasına hákim olmayı, siyasette ve diplomaside bu gücü kullanmayı amaçlıyor.
Biz daha ucuz ve daha rasyonel olabilecek Trakya topraklarında Karadeniz’den Ege’ye inen bir petrol boru hattını neden yapmayalım?
Ülkemizden Rus petrolünün geçişini kontrol ettiğimiz müddetçe de ’Mavi Akım’dan doğal gaz akıtılacağından daha emin oluruz o zaman.
Kemerburgaz’a giderseniz; Cemil Ökten’in (Milten) deniz sahasında içerisinde kömür çıkartmak için "-22" kotuna kadar inilmiş, adeta ’iç limana’ dönüşmüş bir hafriyat alanı görürsünüz. Bu bir anlamda, Hazine mülkiyetli sıfır maliyetli bir dolum limanının hazır olması demektir.
Öneri projem şudur:
Meriç’in Enez deltasında Yunanlılarla ortak bir petrol boşaltma limanı yapılır.
Meriç, Edirne’den Enez’deki denize kadar ıslah edilir. Kum-çakılı deniz yoluyla İstanbul’a getirilip pazarlanır. İnşaatçılar bu kuma göbek atarlar.
Sağlanan bu kaynakla Kemerburgaz-Enez arasına bir petrol boru hattı inşa edilir.
Evet... Edirne’yi selden, Boğazları ve Marmara’yı petrol gemilerinden ve kirlilikten, üreticiyi susuzluktan, doğal gazı kesilmekten kurtarırız; kanal taşımacılığı ile Bulgaristan’ı ve Edirne’yi Akdeniz’e bağlarız ve İstanbul’da olası depreme karşı sağlam malzemeyle inşaat yaparız."
Alın size Trakya’nın ’beşibirlik’ projesi. Çözüm arayanlara akıl bedava; kaynağı da içinde.
UYARI
"Edirne afet bölgesi ilan edilmeli."
(Edirne Belediye Başkanı Hamdi Sedefçi)
İnternette kumar oynayan yandı
TÜRK insanının umudunun ’şans oyunları’nda olduğunu belirterek "İnternet üzerinden yasadışı futbol bahsine yılda 500-500 milyon dolar aktarıyoruz" (7.3.2006) diye yazmıştık... Sorun, uzun süreden beri mercek altındaydı.
Nihayet Milli Piyango İdaresi dün internet ortamında talih oyunları oynatılması ile ilgili olarak hazırladığı ’Sanal Ortamda Oynanan Talih Oyunları Hakkında Yönetmelik’i yürürlüğe koydu. Böylece, yasadışı 25 bahis şirketine bağlı onlarca site darbe yemiş oldu.
İddaa’nın bahis sitesi Bilyoner ve TJK’nın 1 Nisan’da faaliyete geçecek sitesi Kimtutarseni ise bu yönetmelikten etkilenmiyecek. Yasadışı oyunların takibi (reklam verenler dahil) Milli Piyango Talih Oyunları Başkanlığı’nca yapılacak; 30 gün içinde hazırlanacak bir rapor hukuk müşavirliğince değerlendirilip yargı süreci başlatılacak.
Biliyor musunuz
CHP İstanbul Milletvekili M.Ali Özpolat’ın "İstanbul sevdalısıyım diyen Başbakan’a soruyorum; 7 tepeye 7 tünel projesi, geçmişte hazırladığınız Ulaşım Master Planı’na uyuyor mu? 3. köprü konusunda olduğu gibi bu konuda da fikriniz değişti mi?" dediğini...
AKP Sakarya Milletvekili Süleyman Gündüz’ün ’Ağıtlar ve Anıtlar’ adlı fotoğraf sergisinin 19.00’da Dolmabahçe Sarayı’ndaki sergi salonunda açılacağını...