Meriç’in kumunu temizleyelim

Erdoğan’ın ‘İstanbul Kanalı’na rakip değil tabii! Böyle bir harcamanın Yunanistan için ne anlamı olabilir? Batı Trakyalı Türklere göre, “O kanal, kaçak göçmenler için yapılmıyor.” Peki böyle bir krizde ne için yapılıyor? Yunan tarafının iddiasına göre, Türk ordusu, bir durum halinde Meriç Nehri’ni aşmak için böyle bir proje geliştirdi. Ancak Yunanlılar da bundan rahatsız olmuşlar... Bu kanal inşaatı ihale edilmeden Yunan ordusu tarafından alelacele yapılmaya başlanmış. Bu tedirginliğin bir anlamı yok. Yunanistan’ın ‘panik’ durumu her zaman vardır. Türkiye aksine her zaman sorunlar karşısında serinkanlı davranmıştır. Alman Yeşiller Partisi Eşbaşkanı Roth bile tepki gösterdiğine göre, Türkiye’nin karşı bir atağa geçmesi gerekmez mi? Meriç’in taşkınları en çok Türkiye’ye zarar veriyor. (Yunanistan ve Bulgaristan’ın ihmalkârlığı kesin...) İşin bir başka tarafı da... İki ülke hiçbir zaman anlaşamadığı için Meriç’in zemininde yükselen kumun temizlenmesi hiç gündeme getirilemiyor. Her taşkında Türkiye seddeler yaparak milyon dolarlar harcıyor
Aslında çözüm basit... DSİ, İstanbul Büyükşehir Belediyesi’nin Haliç’teki deniz temizleme kepçesini Edirne’ye gönderip Meriç’in zeminini temizlese nasıl olur? Bu kum İstanbul’daki inşaatlar için kullanılamaz mı? Edirne Valisi, DSİ ve Çevre Müdürlükleri hiç kafa yoruyorlar mı bu konuda... Çevre ve Şehircilik’in yeni bakanı Erdoğan Bayraktar’a –geçmişte olduğu gibi- bir kez daha hatırlatmak isteriz. (Bu yararlı işin nasıl yapılacağı eski milletvekili Yalçın Koçak’a sorulabilir.)

O görüntü meşveret için

“YAŞ’ın gündemindeki konular, doğal olarak Başbakan’ın yabancı olduğu askeri konulardan oluşur. Şûra salonundaki eski oturma düzeni, askeri konulardaki brifinglerin verilmesi ve müzakeresinde Başbakan ile Genelkurmay Başkanı arasında ‘özel meşveret’ (fısıldaşarak danışma) olanağı verdiği için yerleşik bir gelenek haline gelmiştir. Diğer taraftan, bugüne kadarki uygulamalarda başbakanların ilk günkü oturumun ardından son güne kadar oturumlara katıldıkları da pek görülmemiştir.”
Çetin DOĞAN
(Aydınlık, 10.8.2011)

Askeri kışlalarımız imara mı açılıyor

ÜMRANİYE’den Haşim Karakaş yazıyor:
Özellikle İstanbul, Ankara gibi büyük illerde askeri kışlaların bulunduğu yerlerin müteahhitlerin iştahını kabarttığı belirtiliyor. İstanbul’da kurulacak yeni yerleşim yerlerinin ilk gözdesinin Samandıra Kışlası(Sancaktepe), Alemdağ Kışlası (Çekmeköy), Hasdal (Eyüp) ve Habibler’deki (GOP) büyük askeri alanların olacağı konuşuluyor. Askeri alanlarla ilgili ilk operasyonun da Samandıra Kışlası’nda olacağı söyleniyor.
Bu sürecin TSK’nın Milli Savunma Bakanlığı’na bağlanmasından sonra hızlanacağı yerel siyasi kulislerde dillendiriliyor.
Ne yazık ki Davutpaşa ve Rami kışlaları da aynı akıbete uğramıştı.
Bu kışlalardan hiç olmazsa ikisini-üçünü imar yağmasına değil de Gülhane veya Yıldız parkları gibi yeşil alana dönüştürmek niye akla getirilmez.

Rodos’taki Türklerin durumu kötü

BATI Trakyalı Türklerle muhabbetten çok şey öğrendik. İskeçe milletvekili Çetin Mandacı (PASOK), geçen ay özel olarak Rodos’a bir seyahat yapmış... Hiç olmazsa Ankara’dakilerin dikkatini çekmesi açısından söylediklerini aktarmak isteriz:
“Onların durumu bizden (Batı Trakya) çok çok kötü. Hiç olmazsa bizim Lozan’la haklarımız var, onların ise yok. Oradaki kardeşlerimize sahip çıkmamız gerekiyor.”
II. Dünya Savaşı’ndan sonra Yunanistan’a verilen 12 Adalar’da 5 bin Türk yaşıyor; Rodos’taki Türklerin sayısı ise 2 bin dolayında...
Rodos’ta Başkonsolosluğumuz var; bir camimiz onarıldı, öteki Türk varlıkları ise dökülüyor. Geçen yıl biz de görmüştük.

SODEV’den CHP tüzüğüne öneriler

CHP’nin demokratik tüzük çalışmalarına katkıda bulunmak amacıyla Sosyal Demokrasi Vakfı (SODEV) hazırladığı 25 öneriyi internet sitesi üzerinden sundu. CHP’nin ‘üye, örgüt ve program partisi’ haline dönüşmesine yönelik hazırladığı taslakta; ‘Önseçim zorunlu olmalı, milletvekili ve belediye başkanlığı 3 dönemle sınırlı olmalı, genel sekreter ve MYK, PM tarafından seçilmeli, PM üyelerinin sayısı 50 olmalı; genel sekreter ve MYK parti meclisi içerisinden seçilmeli’ gibi maddeler yer alıyor. Bu ilginç çalışmanın ayrıntıları www.sodev.org.tr’den görülebilir.

Biliyor musunuz

- SİLİVRİ’de bugün Balbay, Özkan ve Haberal’ın tahliye taleplerinin değerlendirileceği duruşma öncesinde CHP Bartın Milletvekil M. Rıza Yalçınkaya’nın, tutuklu gazetecilerin içerisinde bulunduğu sorunlarının tespit edilerek, alınması gereken önlemler için bir araştırma önergesi isterken, CHP Kırklareli Milletvekili Av. Turgut Dibek’in de Adalet Bakanı’na Balbay ve Özkan’ın neden tek kişilik ‘hücreye’ sevk edildiklerini sorduğunu...
- LALELİ’deki ünlü Acemoğlu Hamamı’nın üzerindeki kaçak otel inşaatına göz yummak iddiasıyla Kadir Topbaş’la birlikte Danıştay kararıyla yargılanmakta olan eski Eminönü Belediye Başkanı Nevzat Er’den sonra, Eminönü’nün Fatih’le birleşmesiyle, aynı yere geçici ruhsat veren Fatih Belediye Başkanı Mustafa Demir ve aralarında belediye meclis üyesi ve belediye çalışanlarının bulunduğu 22 kişinin yine Danıştay’ca yargılanmalarına karar verildiğini...
- CHP İBB meclis grubu üyeleri Ömer Kazancı (İBB Meclis Üyesi), Galip Tiryaki (CHP Başakşehir) ve Ömer Faruk Toper’in (CHP Başakşehir) istifa etmeleri üzerine CHP Meclis Grubu’nda ‘Bunları listeye kim yazdıysa istifaların sorumlusu odur’ diye tartışma çıktığını, bu konuda istifaların devam edeceğinin söylendiğini...
- ÖNCEKİ gün kaybettiğimiz İngiltere ADD Başkanı Kağan Güner’in (Ressam, DAÜ ve MSÜ Öğretim Üyesi, Unicef Türkiye Temsilcisi) dün İstanbul’da toprağa verildiğini...