ANA Muhalefet lideri Deniz Baykal’a kadar uzanan komplocu, muhbirci yönetim anlayışı, tüm namuslu insanların ayağa kalkmasını gerektiriyor!
“Bir memlekette, namuslular, namussuzlar kadar cesur olmadıkça, o memlekette kurtuluş yoktur.” İsmet İnönü’nün bu sonderece doğru sözünü hatırlamanın ve gereğini yapmanın tam zamanıdır! Dürüst, namuslu, hiçbir yolsuzluğa ismi karışmamış, ailesine düşkün kişiliğiyle bilinen Anamuhalefet lideri sayın Deniz Baykal’ın ancak bir komplo ve alçakca karalama yöntemiyle, bu siyasi yarış dışı bırakılabileceği hesaplanmıştır. Sayın Baykal’la ilgili bu komploda ve daha önceki bir dizi komplo, ihbar ve insanların kişiliklerini karalama yöntemlerinde, hükümetin doğrudan ilişkisi olup olmadığı elbette bir gün ortaya çıkacaktır. Başbakan sayın Erdoğan`nın “Baykal`a yapılan bu komployla ilişkilerinin olmadığını” söylemesi, ancak bu ve diğer komploların kimler tarafından hazırlandığının ivedilikle ortaya çıkartılmasıyla inandırıcı olacaktır. Bu görev hiç kuşkusuz öncelikle hükümetin ana görevidir. Muhalefeti, medyası, sendikaları ve sivil toplum kuruluşlarının; komplo, ihbar ve karalama yöntemleriyle susturulmaya çalışıldığı bir ülkede ne demokrasi, ne hukuk devleti ve ne de insan haklarından sözedilebilir. Türkiye son üç yıldır son derece tehlikeli bir yöne çekilmektedir. Bu gidişata dur demek her yurtseverin, dürüst ve namuslu insanın erteleyemeyeceği bir görevdir. Merhum İnönü`nün meşhur sözü tam da bu günlerde geçerlidir. Hakkı KESKİN-2005-2009 Federal Almanya Milletvekili
Sınava itiraz yok
“BİR sınav ve basit bir hata” (10.5.2010) başlıklı yazıya Sağlık Bakanlığı Basın Müşavirliği’nin yaptığı açıklama şöyle: “Başasistan Ataması Bilim Sınavı’na başvuru şartları arasında, devlet hizmeti yükümlüsü olmamak ya da bitimine 180 gün veya daha az süre kalmış olması hükmü yer almaktadır. Alınan müracaatlarda bu ve diğer şartlar titizlikle değerlendirilmiştir. Devlet hizmeti yükümlülüğü süresi 180 günden fazla olan ve bu durumu belge üzerinde ve kayıtlar nezdinde tespit edilen hiçbir aday söz konusu sınava alınmamıştır. Bu yönde 2300 başvuru titizlikle incelenerek karara bağlanmış ve Bakanlığımız internet sitesinden de adaylara duyurulmuştur. Yine olası hataları önlemek amacıyla, adaylara, değerlendirme sonuçlarına itiraz etmeleri gereken her hangi bir husus var ise buna da itiraz ederek tekrar inceleme yapılmasını sağlamaları tebliğ edilmiştir. İtiraz süresinde, (müracaattan sınava kadar yaklaşık 30 gün) yazınızda iddia edilen konuda herhangi bir şikâyet ya da itiraz vaki olmamıştır. İnceleme ve değerlendirme işlemleri asla kişisel kriterlere göre değil, tamamen sınav yönetmeliği esaslarına uygun olarak yapılmıştır. Bütün hassasiyetimize rağmen iddia olunduğu gibi, Devlet Hizmeti Yükümlülüğü süresi 180 günden fazla olduğu halde Bilim Sınavı’na girmiş olan aday/adaylar var ise, bunların isimlerinin doğrudan Bakanlığımıza bildirilmesi halinde, bu adaylar başarılı olsalar dahi sınav sonuçları geçersiz sayılarak, sözlü sınava alınmamaları yönünde işlem tesis edilecektir.”
GÜNÜN SÖZÜ
“Türkiye siyasi ortamında yalanın yerine ilkenin, komplonun yerine gerçek karşılaşmanın, rekabet yerine gerçek fikir tartışmasının geçmesi gerektiğine inanıyoruz. Türkiye’de temiz siyasete ihtiyaç vardır.” (Ziya HALİS- Eşitlik ve Demokrasi Partisi Genel Başkanı)