‘TÜRKİYE ilginç bir ülke...’ diyor siyasetçi bir dostumuz:
‘27 Mayıs Devrimi yapıldı, başbakan ve iki bakan idam edildi, 27 Mayıs tatil günü ilan edildi. Yıllar geçti bir kanunla Anıtmezar’a nakledildi Menderes... Názım Hikmet’i hapishanelerde çürüttük, kaçtı, vatandaşlıktan çıkartıldı, şimdi de şiirleri Meclis’te okunuyor.
Yani önce ‘hain’ ilan ediyor, sonra da ‘kahraman’ yapıyoruz.
Ecevit; Demirel ve Evren’le ülke yönetimini konusunda hep tartışmalı oldu.
Demirel, ‘derin devlet’in ‘asker’ olduğunu söylerken, bu hiç tartışılmadı. Aynı şekilde 12 Eylül’de alkışlanan Evren de, yıllar sonra yönetimi ele geçirişlerini ‘Derin devlet devreye girdi, müdahale edildi’ diye ifade etti.
Kurtuluş Savaşı vererek bu ülkeyi Atatürk’le birlikte yaratan askere dil uzatanlar, sanki ‘paralı ordu’yu eleştiriyorlar bugün... Vatan toprağını askerden başka kim savunabilir ki...
Bu sözlerinden ötürü ne Evren, ne de Demirel‘hain’ ilan edildi.
Ecevit, yazdığı bir kitap için kendisine soru soran gazeteciye Padişah Vahdettin hakkında, ‘Ben hain demedim’ dedi; daha sonra yazılı açıklama yaparak maksadını anlattı ancak bazı kesimler ikna olmak istemedi.
Şimdi Ecevit de ‘hain’ ilan ediliyor.
Ecevit’in1970’lerde CHP Meclis Grubu’nda, İsmet İnönü’nün karşısında ‘Atatürk bir üstyapı devrimcidir.Gerekirse de redd-i miras ederiz’ biçiminde konuştuğu unutulmamalıdır.
O zaman Ecevit’e kimse ‘hain’ dememişti.
Kıbrıs’ı Rum mezaliminden kurtaran, yabancılara karşı Türkiye’nin ulusal onuru için zaman zaman sert çıkışlar yapan Ecevit’in neden bir entelektüel olduğu unutuluyor. Onun demeçlerini, kitaplarını ve şiirlerini okumak yeterli olsa gerek.’
En iyisi Ecevit’i daha yakından tanımak için Gözcü Gazetesi yazarı Kurtul Altuğ’un son yazılarından, Turhan Feyzioğlu’nun, Coşkun Kırca’nın, Orhan Kabibay’ın ve Samet Ağaoğlu’nun neler söyledikleri öğrenilebilir.
Lozan’dan sapmanın getirdiği sıkıntılar
SHP Parti Meclisi üyeleri Uğur Cilasun ve Timur Erkman, Lozan’ın 82.yıldönümü dolayısıyla yaptıkları değerlendirmede, ‘1982 Anayasası, Lozan mutabakatını dil yasağı ve okullara zorunlu din dersleri koyarak bozmuştur. Türkiye bugün Lozan’dan bu sapmanın sıkıntılarını yaşamaktadır.’ dediler.
Türkiye’nin ‘tapu senedi’ olan Lozan’ı, zaman zaman delme girişimlerinin tapunun sağlamlığı karşısında etkisiz kalmaya mahkum olduğunu belirten Cilasun ve Erkman şunları söylediler:
‘Cumhuriyetçilerin; Kurtuluş Savaşını veren ve Türkiye Cumhuriyeti Devletini kuran Anadolu halkları arasında hiçbir ayrım ve öncelik gözetmeden oluşturdukları ‘ulus’ tanımı ve devletin tekliği, ulusun tümlüğü ve yurdun bölünmez bütünlüğünü içeren kutsal üçleme ve laiklik gibi temel değerler Lozan yaklaşımından kaynaklanmaktadır. Aynı şekilde Cumhuriyetçilerin bir ‘yurttaşlar ulusu’ anlayışı ve onunla bağlantılı olarak yapılan ‘kamusal alan’ tanımı da kökenlerini Lozan yaklaşımında bulmaktadır. Bu anlayış sonucundadır ki, ulusumuz ve kamusal alanımız, bir etnisiteye, bir sınıfa, bir dine ve bir mezhebe dayanamaz ve hiçbir uygulamasında bu unsurların herhangi birine öncelik tanıyamaz.’
SHP il örgütüde Maçka’da İsmet İnönü Heykeli önünde yarın 11.00’de saygı duruşunda bulunacak.
CHP’nin etkinlikleri
CHP, Lozan Anlaşmasının 82.yıldönümünü yarın görkemli bir şekilde kutlayacak.
CHP heyeti Anıt-Kabir’e yürüyerek Atatürk ve İnönü’nün mezarlarını ziyaret edecek. Çankaya Belediyesi’nde 13.00’de ‘Lozan onurumuzdur. Türkiye ve Cumhuriyetin kazanımlarına sahip çık’ başlıklı panelde Onur Öymen, İlhan Selçuk, Gülsun Bilgehan, Turgut Özakman konuşacak. İstanbul Akatlar Kültür Merkezi’nde yarın 15.00’de Baykal’ın sunuşunu yapacağı ‘Yaşasın Lozan, Yaşasın Tüm Bağımsız Türkiye’ panelinin konuşmacıları; Şinasi Öktem, Kazım Kolcuoğlu, Şükrü Elekdağ, Prof. Nilüfer Narlı, Prof. Cemil Öztürk ve Doğan Koloğlu.
Cuma tatili
GÜLLÜOĞLU’nun Şirinevler semtindeki tatlıcı dükkánına bugün (dün) poğaça almak için girdim.Öğle saatlerinde dükkánın kapanacağını belirtip apar topar müşterileri dışarı çıkardılar.Şimdi birçok mağazada moda olan ‘Cuma namazı’ uygulaması burada da gerçekleşiyor.Kimsenin ibadetine diyeceğimiz yok ama müşterileri böyle apar topar çıkarmak saygısızlık olmuyor mu?
Şahin ÖZBEK İSTANBUL
Turistin ‘cep’i
TELEKOMÜNİKASYON Kurumu, kayıtsız cep telefonlarının kayda alınmasına karar verdi. Çoktan yapılması gereken bir uygulamaydı. Ancak İngiltere’den aldığı telefonuna Türkiye’den kart alarak konuşan bir okurumuz, ‘Ben şimdi bunu 5 YTL vererek kaydedeceğim. Buraya kadar tamam. Ancak bir yabancı turist Yeşilköy’e geldi ve kart aldı. Cihazı Türkiye’de kayıtlı olmadığı için bunu kullanacak mı, kullanamayacak mı? Yoksa bir cihaz almak zorunda mı kalacak? Böyle bir şeyden doğal olarak haberi olmadığı için tepki gösterecektir. Bu konuda bir boşluk doğduğu için Telekom bir açıklama yapmalıdır.’
550 trilyonluk buğday aldık
‘ŞU anda Konya’nın Yunak İlçesi’nde, çiftçilerle beraber buğday alımını takip etmekteyim. Üreticiler; bu yılki alımlarda TMO’nun kendilerini tüccara ezdirmediği, çok gayret gösterildiği yönünde teşekkürlerini iletirken, bugün (dün) köşenizdeki ‘TMO işkencesi’ başlıklı yazıyı okudum ve aşağıdaki hususlarda şahsınızın bilgilendirilmesinin uygun olacağını düşündüm.’
Toprak Mahsulleri Ofisi (TMO) Genel Müdürü İsmail Kemaloğlu böyle diyor.
TMO’nun 3 Mayıs’tan itibaren hububat alımlarına başladığını, bugün ülke genelinde bunun 300 alım merkezinde sürdüğünü belirterek şunları söylüyor:
‘Günlük olarak 105.000 ton civarında (Bu rakam 15 tonluk kamyon hesabı ile günlük 7 bin araç, 3 tonluk traktör hesabı ile 35 bin civarında araca tekabül etmektedir.), 34.000.000 YTL karşılığı alımlarını sürdürmektedir. Toplam alım miktarı ise 2.000.000 tonu bulmuştur.
Toplam alımın bedeli ise 550.000.000 YTL’dir (550 trilyon lira).
TMO, 2005 yılı alımlarına son yılların en düşük stok seviyesi ve büyük ölçüde boş depolarla girmiştir. Dolayısıyla çok hızlı bir alım yapılmakta, ödemeler de en seri şekilde gerçekleşmektedir. Ülkemizde yıllık 34.000.000 ton civarında tahıl üretilmektedir. Bu rakamın yaklaşık yüzde 65’i temmuz ayı içerisinde hasat edilmekte; piyasaya bir ay içinde 12-14 milyon ton arası ürün arz edilmektedir.
Böyle yoğun bir arz döneminde alımlarda fiziki ölçümlerin de olması dolayısıyla beklemelerin yaşanması kaçınılmazdır. En modern sistemin işlediği banka şubelerinde her ayın 14’ünde sükûnet yaşanırken maaş ödemelerinin olduğu 15’i kuyrukların oluşmasına sebep olmaktadır. Sabah 7.00 civarında başlayıp akşamları karanlığa kadar sürdürülen ve cumartesi-pazar devam ettirilen bir alım sürecinde bu çeşit haberler cefakár ofis personelinin moralini bozmakta, hak edilmeyen bir karşılık olarak algılanmaktadır. Durumu dikkatlerinize sunar, sağlıklı günler dilerim.’
Biliyor musunuz
CHP’de muhalefet kanadının, İstanbul İl Başkanlığı için aday olarak önerdiği Altan Öymen’e, kongre başkanlığına sunmak üzere 617 delegeden en az 150’sinin (Adaylık önerisi için delegelerin oyunun beşte biri (124) gerekiyor) imzasını sağladığını, bu durumda Öymen’in adaylığının kesinleşmiş olduğunu...
EDİRNE Vali Konağı’ndaki yemekte AKP Milletvekili Ali Ayağ’ın, CHP’den AKP’ye geçen milletvekili Prof. Necdet Budak’a, ‘Sen partiye geldiğinden beri örgütleri karıştırıyorsun’ diye tepki gösterdiğini, Budak’ın da buna ‘Kuran-ı Kerim’e el basarım kimseyi şikáyet etmedim’ yanıtı verdiğini, sert tartışmayı izleyen Maliye Bakanı Kemal Unakıtan’ın ise Ali Ayağ’a, ‘Ben Necdet Bey’i tanıyorum’ diye müdahale ettiğini, Ali Ayağ’ın tepkisinin 3 Temmuz’da Türkiye-Yunanistan doğalgaz boru hattı temel atma töreninden sonra İpsala Gümrük Kapısı’nda Erdoğan ve Gül’ün Prof. Budak’la görüşüp kendisinin görüşmeye alınmaması üzerine doğduğunun belirtildiğini...
MESAJ PANOSU
TÜRKİYE, Lozan barış görüşmelerinin yapıldığı, İsviçre’de şu anda otel olarak kullanılan binayı satın almalı, müze veya konsolosluk haline getirmelidir.