‘‘Meclis Basın ve Halkla İlişkiler Daire Başkanlığı, her gün basın özetlerinin yer aldığı bülteni Meclis çatısı altında milletvekilleri ve gazetecilere dağıtır. Bültende daha çok
Meclis'le ilgili haber ve yorumlar bulunur. Sizin bugünkü (dünkü) köşenizde yer alan
Vurgun Operasyonu ile ilgili yazılar sansürlü olarak yer aldı. Tutuklu Bayındırlık Bakanlığı Müsteşar Yardımcısı
Sedat Aban'ın
‘Darbe oldu, Koray Aydın da tutuklandı' yazısı bültene konulurken;
Aban ile Bakan'ın danışmanı
Sadrettin Dinçer'in DGM ifadelerinin yer aldığı
'Yorumsuz' yazılarına yer verilmedi. Çünkü bu ifadelerde
'Bakan Bey'in adı geçiyordu. Bilginiz olsun istedim.’’
BUNLAR UNUTULMADI
Koray Aydın’ın
'aklanma' oylamasına ilişkin bazı şeyler vurgulamak da gerekiyor.
Meclis bunu hep yapıyor... 1999 seçimlerinden önce
CHP oturuma katılmayarak
Yaşar Topçu'yu;
Çiller ile
Yılmaz karşılıklı olarak birbirlerini;
Ecevit ile
Bahçeli de
Ersümer'i aklamadılar mı?
Son Meclis Başkanlığı seçimine gelirsek...
MHP'li
Aydın ve
Faruk Bal'ın;
Ömer İzgi'nin Meclis Başkanlığı'na seçilmesi için nasıl bir çaba içinde olduğunu,
DYP, ANAP ve
FP'li müteahhit kökenli milletvekillerine neler vaat edildiğini parlamentoda bilmeyen var mı?
Başkanlık oylamasına geç kalan Karadenizli milletvekillerinin öyküsü gazete arşivlerine duruyor. Eğer bu çabalar olmasaydı seçimi 2 oyla kaybeden ANAP'lı
Murat Başesgioğlu, şimdi
İzgi'nin makamında olacaktı.
MUHALEFET GAYRİCİDDİ
Meclis bültenine neyin alınıp alınmayacağı bizi ilgilendirmez ama
İzgi'ye kimi kolluyorsun diye sorarlar.
Soruşturma Komisyonu'nun, ister
Anayasa'ya ve ister
İçtüzük'e dayandırılsın aklama raporunu bayram tatilinden önce alelacele Genel Kurul'a getirilmesi hangi hesaplara dayanıyor?
Muhalefetin hali de yürekler açısı...
DYP, SP, AK Parti ve
TDP'nin 189 milletvekilinden 75'inin oylamada bulunmaması hayli ilginç...
Aydın'ın
Yüce Divan'a sevk edilmesi gereken önergelerinin arkalarında bile duramadılar.
İkircikli davrandılar.
Böyle bir durumda muhalefeti kim ciddiye alır?
Artık şu gerçek ortaya çıktı... Siyasi dengeler öne çıktığında
Meclis'teki soruşturma komisyonları sağlıklı sonuç vermiyor. Bu tür komisyonların işlevi kalmadığı için
Anayasa'da gerekli düzenlemeler yapılarak bu konuların yargıya bırakılması gerekir. Orada da karşımıza
'dokunulmazlık' zırhı çıkıyor.
Sonuç;
Aydın'ın deyimi ile
‘‘Başarıyı siyasete kurban etme sonuçsuz kaldı!’’ Sınır ticareti istiyoruz
‘EKSPRES Operasyonu’ (13.2.2002) yazımız
Van'da belirli çevrelerde tepki yaratmış... Biz yıllardır devam eden akaryakıt kaçakçılığına dikkat çekmiş, ülkenin milyon dolarlarının savrulduğunu anlatmak istemiştik. Ama
Vanlılar, bunu başka yönden almışlar; sınır ticaretine karşı olduğumuzu sanmışlar.
Van Ticaret ve Sanayi Odası Başkanı
Zahir Kandaşoğlu gönderdiği açıklamada, kaçakçılığa konu olan firmanın
Ankaralı olduğunu belirterek, ‘‘Bu firma, 200 bin tonluk MC/30 asfalt astar malzemesi ithal etmek için izin almıştır. Ancak bunun yerine beyan dışı motorin ve madeni yağ getirilmiştir. Olay sınır ticareti kapsamında değildir. Ancak bu tür uygulamalar ister ithalat kapsamında, ister sınır ticareti kapsamında olsun devletin vergi kaybına sebep olmaktadır. Bunun için bu uygulamanın karşısındayız. Yapılan kaçakçılık binlerce kişinin ekmeğiyle oynamaktan başka bir şey değildir.’’
Bölgenin kalkınmasının esas koşullarından birinin sınır ticareti olduğunu vurgulayan
Kandaşoğlu şu örneği veriyor:
‘‘1936'da İktisat Vekili
Celal Bayar tarafından Doğu'nun kalkınması için hazırlanan
'Şark Raporu' adlı dosyada 'sınır kapılarının açılmasının gerekliliği, komşu ülkelerle ticaret işbirliğinin geliştirilmesi' hususları, sınır ticaretinin haklılığını göstermektedir.’’
AKP Van Milletvekili
Hüseyin Çelik, sınır ticareti ile yapılan son sahtekárlığın karıştırılmaması gerektiğini söyleyerek ‘‘Sınır ticareti bugün sıfır noktasındadır. Ciddi bir kısıtlama getirilmiştir. Bugün
İran'dan getirilmesine izin verilen mallar
naylon terlik, kına, sumak ve
mermer kapsamındadır. Bir de Valiliğin verdiği kontenjana dayalı mazot getirilebilmektedir. Ancak biz sınır ticaretinin kontrollü olarak daha da geliştirilmesini istiyoruz. Ancak hükümet nedense buna yanaşmıyor. Batıda esnaf kan ağlıyor, burada ise ekstra ağlıyor. Bu tür olaylara karşı sınır ticareti anlayışının geliştirilmesi gerekir’’ dedi.
‘ABAN TUTARSIZ’
‘YORUMSUZ (1)’ yazısında
Sedat Aban'ın DGM'de ifadesinde ‘‘Kızılcahamam Devlet Hastanesi ihalesi için Bakan'ın kendisini aradığı ve 'Ankara Milletvekili
Mehmet Aslan'ı sana gönderiyorum. Bunun getirdiği firmayı değerlendir’’ dediği şeklindeki sözlerinin yer alması üzerine MHP Ankara Milletvekili
Mehmet Aslan aradı.
Aslan, kendisinin Kızılcahamamlı olduğunu, Resmi Gazete'de duyurulan ihalenin kapalı teklif usulü ile yapıldığını, yeterlilik komisyonuna 77 dosya verildiğini, sonuçta ihaleye katılan 41 firmadan ihaleyi, iddia edildiği gibi
Hızarcılar'ın değil
Okurlar İnşaat'ın aldığını belirterek, ‘‘İhale Bayındırlık Bakanlığı tarafından değil
Sağlık Bakanlığı'nca, bakanlık teknik elemanlarının iştiraki ile oluşturulan komisyon tarafından yapılmıştır.
Sedat Aban'ın emniyette hangi şartlarda ifade verdiği bilinmekte ve ne kadar tutarsız olduğu görülmektedir’’ dedi.
Nemalar
ZİRAAT Bankası'na gidip, nemalarınızı sorduğunuzda bize diyorlar ki:
‘‘Tasarruf nemaları kişilere ödenmez, şirketlere ödenir. En son çalıştığınız işyerinde evraklarınızı verip nemalarınızı alınız.’’
İyi de işyerimiz kapanmış, ne yapmamız gerek. Cevap yok.
Birileri bize yol göstermelidir.
Ercan ÇÖMLEKÇİLER-KIRKLARELİ Arıyoruz
İÇEL Emniyet Müdürü
Turgay Pamuk, ‘‘33 D 2962 plakalı aracı kontrol ediyor musunuz? Sahibinin hal ve hareketleri dikkatinizi hiç çekmiyor mu?’’ mesajımızla ilgili olarak, ‘‘Bahse konu 1998 gümüş renkli Opel Astra araç, Mert Oto Kiralama Şirketi'nden emniyeti suiistimal suretiyle piyade uzman çavuşluktan ihraç edilen
Mustafa Köksal tarafından çalındığının Savcılığa şikáyeti üzerine, oto ve ilgili kişi aranmaktadır’’ dedi.
‘Sarhoş kafa’
‘‘TAYYİP Erdoğan değişmedi. Kafa aynı kafa. İçki yasağını halkoylamasına götürmek kişinin özgürlüğüne müdahaledir. Türkiye'yi Taliban zihniyetine götürür’’
Bunları kim mi söylüyor?
AK Parti'nin kuruluş aşamasında yer alan ancak daha sonra ayrılan Konya Milletvekili Emekli Albay
Hüseyin Arı.. ANKA hatırlattı...
Ruşen Çakır ve
Fehmi Çalmuk'un 'Recep Tayyip Erdoğan, Bir Dönüşüm Öyküsü' adlı kitapta bakın neler yazıyor:
‘‘Erdoğan 1989'da kaybettiği Beyoğlu Belediye Başkanlığı seçim sonuçlarına itiraz ederken, kendisini tersleyen hakime 'Sarhoş kafayla karar veremezsin' dediği için suçüstü tutuklandı.’’
GÜNÜN SÖZÜ
‘‘(Halk) kendisine dürüst davranılmadığı için dürüst olmaktan çıktı ve güzel işlerle sonuçlanmayan güzel sözler dinleye dinleye güvenini yitirdi.’’
(Lao, Tzeu-17, MÖ. 600 yıl)
MESAJ
ANKARA Kızılay
Yenikaramürsel'de 100 milyonluk alışverişe 6 ay taksit reklamları dikkatimi çekti. Bonus kartım olduğu için yaptığım alışverişe 6 değil 4 ay taksit uygulandığını gördüm. Bu tüketiciyi yanıltmak değil midir?
Yeter KAPLAN-ANKARA
Bizler
BDDK'nın bankacılık faaliyetlerine son verdiği
Etibank'ta,
Emekli Sandığı'na tabi görev yapıyorduk.
Etibank'ın
ÖİB'nce özelleştirilmesinden sonra bankada kalan yaklaşık 100 kişiyiz. İşsizlik sigortasına tabi de olmuyoruz. Bu nedenle geriye dönük hizmetlerimizin yanmaması için 657'nin ilgili maddelerinde gerekli düzenlemenin yapılmasını diliyoruz.
ESKİ ETİBANKLILAR
KURBANLAR Hizmetleri Kurulu'nun hijyenik olmayan ortamda kurban kesilmesini yasaklaması alkışlanacak bir karar. Ama bakın
Mersin Yenişehir Belediyesi, bu kararı nasıl anlamış? Kendileri sokak ortalarında kesimhaneler kurmuş ve sokakta hijyenik ortamı sağladıklarını düşünmüşler. Gene sokakta, gene meskenlerin ortasında, çocukların gözü önünde ve gene karışıklık.
Cafer KAVAK-MERSİN