Atatürkçü Düşünce Kulüpleri Federasyonu (ADKF) dün bir bildiriyi yayınlayarak özetle şöyle diyor:
‘‘Saldırganlar maskeli, saldırıya uğrayanlar yüzleri açık insanlardır. Saldırganlar hemen tümüyle illegal terör örgütlerinin ağına düşmüş gençlerdir, saldırıya uğrayanlarsa resmi
Atatürkçü Düşünce Kulübü'nün üyesidirler. Bu maskeli terörü Türkiye çok iyi tanıyor.’’
Özgür Gençlik ise,
Türk Solu'nu suçluyor; olaylar sonunda bu gruptan gözaltına alınan olmamasına dikkat çekiliyor ve Emniyet Müdürlüğü suçlanıyor.
Güvenlik güçlerinin olayları iyi değerlendirmesi gerekiyor.
Bu tablo böyle devam ederse üniversiteler çok tehlikeli bir sürece sürüklenebilir.
Gayrimenkullerin % 92’si erkeklerin üzerinde olursa...
7. Uluslararası Süpürge Kadın Filmleri Festivalimizi nihayet 8-15 Mayıs tarihleri arasında
Ankara'da gerçekleştiriyoruz.
İş çevrelerinin büyük bölümü
İstanbul'da... Ülkemizde gayrimenkullerin % 92'si erkeklerin, geri kalan % 8'i de kadınların üzerine... Bütün bunları düşünürseniz rüzgára karşı -yeldeğirmenleri gibi- nasıl direndiğimizi, nasıl
'Don Kişot'luk yaptığımızı anlarsınız.
Benim gördüğüm şu:
‘‘Bir İstanbul var, bir de Anadolu...’’ anlayışı hákim her yerde ve herkeste... Bunun değişmesi için bir şeyler yapmalı.
Suyun seviyesini yükseltmek hepimizi
'yukarı' çıkarmaz mı, ne dersiniz? Bir yandan eşitsizliği ortadan kaldırmak, ülkemizin demokratikleşme sürecini hızlandırmak için inanılmaz bir tempoda çalışıyoruz; her kadının toplumsal yaşamın her alanında
'görünür' kılınması için çabalıyoruz. Özel sektör,
İstanbul'da olursanız destek talebimize bir şartla yanıt verebileceğini söylüyor:
‘‘İstanbul'da olursanız...’’
Devlet deseniz, bakan değişiklikleri, bütçenin açılması ve benzeri bir sürü bürokratik engel çıkarıyor önümüze. Hele yerel yönetimler!
Büyükşehir Belediyesi'nden yardım talep ettik. Reklam panolarında hiç boş yer olmadığını söyleyerek talebimize olumsuz yanıt verdi.
Festival bu kadar engeli hak etmiyor, diye düşünüyorum.
Türkiye'de bir
'değişim' olacaksa, ancak kadınlarla ve kadınlar sayesinde olacak... (festival@ucansupurge.org/0312-427 00 20)
Halime GÜNER-Uçan Süpürge Genel Koordinatörü-ANKARA Aytaç Durak Başbakan’a kırgın
ADANA'nın 2030 yılına kadar içme suyu ihtiyacını karşılayacak 84 milyon
Euro'ya mal olan
Çatalan İçme Suyu Arıtma Tesisi'nin açılışını geçen pazar günü yaptık... Sayın
S. Demirel eksik olmasın geldiler. ANAP Genel Başkanı
Ali Talip Özdemir, Alman Büyükelçisi ve valimiz ile binlerce Adanalı törene katıldılar. Sayın Başbakan
Erdoğan'la iki kez görüştüm; gelirim dediler, gelmediler... Acaba yanındaki siyasiler mi engellediler? Onları uyarmak isterim... Sayın Başbakan, sadece kendi partilerinin değil, bizlerin de başarılarını görmeliydi. Bunlar
Avrupa çapında başarılı projelerdir. Şeref verselerdi siyasi ayrımcılık yapmadığını da göstermiş olurlardı. Sayın
Demirel'in dediği gibi, bu projeler mühendislik fakültelerinde ders olarak okutulmalıdır; öğrencilere
Çatalan gezdirilmelidir... Ben de sizin, Enerji Bakanı ve
DSİ Genel Müdürü'nün bu projeyi görmelerini diliyorum.
Aytaç DURAK
Adana Büyükşehir Belediye Başkanı >Halkbank’ı ataletten kurtarın
HALKBANK'ın yeni Genel Müdürü
Tevfik Bey... Hoşgeldiniz, yeni görevinizden dolayı kutlarız. Ama kutlamaları bitirip işlere sarılmanızı istiyoruz. Yıllardır
Halkbank'ı kullanan ve buradan maaş alan bir kişi olarak şubelerinizin haline çok üzülüyorum. Banka çökünce de bir hareketlilik olur. N'olur koltuğunuzdan kalkın, bunları yenileyin; bizlerin ruhunu açın.
Necmiye GÖMEÇ
Emekli Kimya Mühendisi Kocanız neden sarık sarıp entari giymiyor
(Emine Erdoğan, Münevver Arınç ve Hayrünisa Gül de okumalıdır.)
BİZLERE 80 yıl önce seçme seçilme hakkı,
Medeni Kanunla kadın-erkek eşitliğini vererek
çarşaf, peçe görünümünden kurtaran, 4 kadın alma hakkını erkeklerden alan, onurumuzu, kişiliğimizi bize iade eden
Atatürk'ün laiklik ilkelerine karşı çıkmak, dini vecibeleri siyasi sembol haline getirmek bize yakışıyor mu?
Bizi çarşafa dolamak, kendilerine bir-iki yedek kadın almak, uğruna şeriata sığınan molla bozuntularından kurtulmak için bu ülke çok emek verdi. Dünyanın en müsamahakár dini olan
İslamiyet; 'zaman sana uymazsa sen zamana uy' demiyor mu?
Türban ile kadınların hakiki Müslüman olacağına bizi inandırmaya çalışan eşlerimize...
‘‘Efendi!
Sen de Müslümansın, neden sarık sarıp entari ile dolaşmıyor,
‘gávurlar' gibi
Versace kravat takıp jean pantolon giyiyorsun’’ diye sormuyoruz?
Renk renk eşarpları ile başını örten analarımız, bacılarımız
Arap özentisinden daha çağdaş, daha güzel değiller mi?
Lütfen bir daha düşünelim, zor kazandığımız özgürlüğümüzün değerini bilelim. Ne siyasilere, ne de molla hegemonyasına alet olmayalım.
Sibel VURAL-İZMİR Depremzedeler bunu biliyor mu?
YALOVA'dan
Aylin Hanım, ‘‘Beni dinler misiniz?’’ dedikten sonra,
'devlete' sesleniyor:
Depremzedelerden biriyim. Devlet bize kalıcı konutlar yaptı; 3 yıl önce teslim etti; ama hálá tapularımızı vermedi. Çünkü bizden 15 ila 30 milyar geri ödeme istiyor; oysa bu paralar bize yardım olarak gelmişti. Devlet bizim paraları ne yaptı da şimdi bizden bu evlerin paralarını istiyor. Tapularımız olmadığı için pek çok hak sahibi yerleşmiyor. Çünkü kiraya veremiyor veya satamıyor. 5.600 evden sadece 800'ünde oturan var. Şimdi devlet
Bingöl'e konut yapacağını söylüyor. Peki, depremzede en az 15 milyar geri ödeyeceğini biliyor mu?
Yalova'yı gelin görün; bu konutlarda oturan yok; mezbelelik oldu. Sahipleri bile sahip çıkamıyor. Zaten fakir insanlar, geri ödeyemeyeceklerinden gelmiyorlar; devlete iadeye hazırlanıyorlar...
Biliyor musunuz?
BÜYÜKÇEKMECE İlçe Milli Eğitim Müdürü
Abdülkerim Yeniay'ın yerine ilahiyatçı
Hüseyin Avni Sandıkçı'nın atanacağı haberlerine tepki duyan bir grup
Çekmeceli'nin,
‘‘Onun dosyasına hiç bakmıyorlar mı?’’ diye sorduğunu...
Biliyor musunuz?
MESAJ
ANKARA'dan bir uyarı:
TCDD maaş ve ücretlerini
İş Bankası'ndan alırken ve personelin bu konuda bir şikáyeti yokken, ödemeler promosyon ve çeşitli hediyeler karşılığı
Vakıfbank'a verildi. Bu karardan
TCDD Yönetim Kurulu üyelerinin haberi var mıdır?
SAYIN Valim... Atandığınızdan beri büyük sorunlarla boğuştuğunuzu biliyoruz. Lütfen rahatladığınız bir zaman
Habibler, Arnavutköy, Durusu (Terkos) ve
Karaburun'a gidiniz. O yüz karası karayolunu
Karadeniz'e kıyısı olan
Karaburun köyünün bakımsızlığını, sahip olduğu doğanın nasıl tahrib edildiğini, güzelim kıyılarının çöplerle dolduğunu, kumlarının nasıl yok olduğunu umarım yüreğiniz sızlıyarak izleyeceksiniz.
Kemal ATMACA-İSTANBUL
İÜ Edebiyat Fakültesi öğretim üyesi Prof.
Kemal Yavuz'un açıklaması:
'Tanıyın' yazısında benim
YEK ve
Nakşibendi tarikatı çevreleri ile ilgim olduğu ileri sürülmektedir.
YÖK yasası ile ilgili çalışma grubunun,
YEK çalışmalarının herhangi bir safhasında herhangi bir vesile ile bulunmadığım gibi
Nakşibendi tarikatı çevreleri ile de herhangi bir ilgim yoktur.
METROCİTY alışveriş merkezine eşimle gittik. Üst katta yere yapışkan bantla döşenmiş kalın elektrik kablosuna ayağı takılan eşim yüzükoyun yere düştü... Hiçbir uyarı işareti konulmaz mı?
Mustafa ERGİN-İSTANBUL
ŞİLE'deki olaylarla ilgili çok sayıda ihbar alıyoruz. İstanbul Emniyet Müdürü
Celalettin Cerrah'ın,
Şişli Emniyeti'ndeki bazı görevlilerin soruşturulması durumunda, 8 tutuklamaya yolaçan beton santralı pazarlıklarının ucunu bulabileceğini iddia ediyorlar. Bu arada
Şile'de
ANAP'tan
GP'ye geçen
Rahmi Çakar'dan başka
ANAP eski İstanbul İl Başkan Vekili
Halit Topyay'ın da
GP'ye geçtiği ve
MKYK üyeliğine seçildiği bildirildi. Bazı
ANAP'lı belediyelerin çöp işini yapan
Topyay, Maltepe Belediyesi'ndeki imar yolsuzluğu soruşturmasında bir süre gözaltında tutulmuştu.