Cumhuriyetimizin
’eksikliklerini’ sayarken bu değerli valiler, adeta
AKP programında tarif edilen ve bu partinin yandaşı entelijansiya ve Gülen cemaati tarafından uzun zamandan beri sistemli bir şekilde ısrarla savunulan yeni model bir Cumhuriyet tasavvuruna atıfta bulundular!
GÜNÜN SÖZÜ "Kötüler Tanrı’yı, Tanrı ise iyileri kullanır!.." (Giordano Bruno) |
Bolu Valisi
Halil İbrahim Akpınar’ın, yeni model Cumhuriyet anlayışı hakkındaki incilerini,
’cemaat medyası’ manşete çekmiş. Şöyle buyurmuş, TC "valisi" söylevinde: "... Birinci sınıf demokrasi, jakoben bürokrasinin paşa gönlünden koptuğu kadar değil, sonuna kadar demokrasi!?" Valinin nutuk atarken kullandığı metaforu analiz edersek...
Jakoben bürokrasi (ordu), onun paşa gönlünden (Genelkurmay karargáhı), koptuğu kadar (Cumhuriyet’in temel değerlerine saldırılar karşısındaki itirazlara gönderme) değil, sonuna kadar (İslami Cumhuriyet’e varabilecek bir belirsiz süreç) ’demokrasi’ dayatması...
Bu zihniyet, (valinin, devletin değil bir siyasi partinin sözcüsü gibi davrandığı zihniyet) tek parti döneminin, demokrasinin emekleme dönemlerinin (DP iktidar süreci) ürünü ve kalıntısı, bu vali ve temsil ettiği siyasi zihniyet, yaldızlı demokrasi nutukları altında, tek partinin, devletin bütün kurumlarını kontrol ettiği deforme edilmiş,
’patolojik bir demokrasi’ inşa etmeye çalışıyor.
Siyaset yapmak, bu değerli valilerin görev sahasına girmez,
’siyasetin demokratikleştirilmesi’ görevi, bağlı bulundukları
İçişleri Bakanı’na ve onun üyesi olduğu hükümete ait olmak gerekir. Klasik demokrasiler böyle işler.
5302 sayılı
İl Özel İdaresi Kanunu’nun
30. maddesi valilerin görev alanını tadat etmiştir. Bunlar arasında
’sonuna kadar demokrasi’ talebinde bulunmak (her ne demekse) yoktur ve bu tarz faaliyetler doğrudan siyaset yapma sayılır ve yasaktır. Valilik bir hizmet makamıdır, herhangi bir anlayışın siyasetinin propaganda makamı değildir.
Hiç bir Cumhuriyet valisinin kendi ilindeki vatandaşlara, kerameti kendinden menkul demokrasi anlayışını dayatmaya ve siyasi parti kapatma davalarından da bahis açarak hukuk düzenine müdahaleye hakkı yoktur ve böyle bir hukuksuzluğa kimsenin göz yummaya da hakkı yoktur.
’Mustafa’ ve Turkcell
’MUSTAFA’ filmini beğenmedim. Yanlış buldum. Bence Turkcell bu filme sponsor olmalıydı; çünkü bağışlayın ama yaptığınız film
Atatürk’ü sevip sayanların değil tam tersine yobazların, hilafetçilerin, PKK’lıların ve sonradan görme liberallerin hoşuna gidecek bir film olmuş. Ama kim ne yaparsa yapsın, ne derse desin, benim kalbimdeki, ruhumdaki sarışın devin imajını sarsamaz.
B.Uğur BANOĞLU
VARSAYALIM ki ’Mustafa’ günde bir büyük rakı içmiş, bugünlere bakınca nedenini tahmin etmek pek zor olmasa gerek. Herhalde
’yetim Mustafa’, 80 yıl önceden bu ülke için yaptıklarının değil de, içtiği rakının konuşulacağını öngörmüş ve mutlaka kederden içmiştir; "Vah benim necip milletim" diyerek!
Özkan TEKİR
TURKCELL’in açıklaması kanımca pek tatminkár değildi. Projeyi beğenip beğenmemek sponsorların değil, izleyicilerin karar vereceği bir durumdur. Ancak akıllarda soru işareti yaratan başka bir durum söz konusu. Turkcell Genel Müdürü
Süreyya Ciliv bundan bir süre önce Fethullah Gülen cemaatine ait
Zaman’da makale yazdı. Hadi diyelim şirket
’Mustafa’ projesini beğenmedi, peki neden orada unvanıyla yazı kaleme aldı. Bunun da açıklanması gerekmez mi?
Mete SEYİTTSK’dan Hipodrom törenine açıklama
TÜRK Silahlı Kuvvetleri İletişim Daire Başkanlığı’ndan, dün köşemizde yer alan
’Cumhuriyet Bayramı’nda hoş olmayan görüntüler’ başlıklı Reşit Çağın’ın yazısı üzerine şu açıklamayı yaptı:
"1. 29 Ekim 2008 Cumhuriyet Bayramı etkinliklerinden,
Ankara Hipodrom’da yapılan törene katılan ve şeref tribününde yer alan asker personelin tamamına eşli davetiye gelmiştir.
2. Sn. Genelkurmay Başkanı
İlker Başbuğ’un eşi, 28 Ekim 2008 tarihinde ablasını kaybetmesi nedeniyle katılamamıştır.
3. Diğer komutanlar ise bu törene eşli olarak katılmışlardır."
Sabi sübyanDİNCİ ahlakına bakın / Yalakalar kına yakın
/ Özgür bırakılmak yetmez / Üzmez’e madalya takın!..
Yeni bir ahlak geliyor / Ar, namus, haya ölüyor /
Sübyancılar sırıtırken / Karıları da gülüyor!..
Ozan ŞENTÜRKBiliyor musunuz
BAŞBAKANLIĞIN, Genelkurmay Başkanı
İlker Başbuğ’a atfen ’Kürt açılımı’ ve ’Barzani ile görüşebiliriz’ biçimindeki unsurların yer aldığı ve tek kalemden çıkmış izlenimi veren haberleri yazan
Zaman’dan Selim Kavel’in,
Yeni Şafak’tan Hamdi Ateş’in ve
Sabah’tan Olcay Aydilek’in, Ankara’da Ulaştırma Bakanlığı muhabirleri olduklarını...
’10 Aralık Hareketi’nin, siyaset ve bilim dünyasına önemli katkıları ile iz bırakan Prof.
Erdal İnönü’yü anmak amacıyla 2 Kasım Pazar günü Dedeman Oteli’nde (13.30-17.30) düzenlediği
’Anılar ve Görüşler’ toplantısında Prof.
Tosun Tezioğlu, Şule Bucak ve
Süleyman Çelebi’nin, ’Geleceğin Türkiyesi’ne Sosyal Demokrat Bakışlar’ toplantısında da Prof.
Burhan Şenatalar, Dr.
Rıza Türmen, Prof.
Şule Kut ve Prof.
Korel Göymen’in konuşmacı olarak yer alacaklarını...
YEREL seçimlerde Ankara Büyükşehir Belediye Başkanlığı’na bağımsız ya da bir parti çatısı altında kesinlikle aday olmadığını açıklayan eski Çankaya Belediye Başkanı
Doğan Taşdelen’in, "Baykal’ın başlattığı birliktelik sürecini, yaptığı açılımı ve Karayalçın’ın CHP adaylığını desteklediğini" açıkladığını...
ÖREN (Milas) Belde Belediye Başkanı
Kazım Turan’dan sonra eski milletvekilleri
Zübeyir Amber ile
Ersoy Bulut’un da DSP’ye katıldığını...
CHP Tuzla İlçe Örgütü’nün yarın 18.30’da düzenleyeceği fener
alayından sonra Ferhat Göçer’in bir konser vereceğini (0216-395 56 72)...