Lahana ve patates dondu

ANKARALILAR bilir; Niğde ilinde tarım önemli bir yer tutar.

Haberin Devamı

Ürün haberleri gazetelerde çok yer alır. Haber vereyim; patates dondu, elma çürüdü. Lahana da tarlada kaldı.
Her yıl aynı şey olur; ürün zarar görünce yetkililer akıl vermeye başlar.
Ama sonunda olan üreticiye olur.
Üretici için bir yıl sonrası farklı ürün zamandır. Bu kere o üründe sorun yaşanır. Yine ekilen değişir. Niğde’de yetişmeyen de yok.
Karpuz, kavun, mısır, buğday, Kiraz, şeftali, kayısı, erik, pancar, soğan, domates, biber... Aklınıza ne gelirse birkaç ürün dışında Niğde’de yetişir.
Ürünlerden hangisi çok yetişirse o yıl sorun vardır. Ekerken plânlamamız yoktur. Kim ne düşünürse onu yapar. Yol gösteren kurumlar vardır da bildiğinden şaşan da az olur.
Ürün de, üretim de sorundur. Pazarlamada bir de doğa vurdu mu üretici yandı.
Bu yıl patates üreticisi darbe yedi.
Lahana tarlada dondu. Üretici ortada kaldı.
Karpuz tarlada kaldı. Para etmedi.
Elma yeni dikimlerde sorun yok da eski ağaçların ürünü para etmiyor
Gerçi ‘Amasya’ büyük kentlerde en pahalı elma ama Niğde’de daldakinin zor müşterisi bulunuyor.
Niğde üretici üründen yana derdi çoktur. Niğde Ziraat Odası Başkanı sorunları öteden beri gündeme de taşıyor. Her dönemde sorunları en yakın bilen Ziraat Odası olduğu için sorunun çözümü yönünde önerilerde de bulunuluyor. Ama sorunlar da devam ediyor.
Sonuç itibariyle ürün dondu, yandı ya da tarlada, ağaçta kaldı mı?
Üretici yandı.
Niğde, Şırnak gibi ‘gözde’ değil ki, ürünü donanın borcu silinsin, derdi olana devlet çare olsun. Niğde’de konuşulur ve geçer.
Niğde’de iki kişiden biri değil üç kişiden biri oyunu AKP’ye verdi. Üretici bu kadar hükümetin yanında olunca hükümet de Niğdeli tüketiciyi belki düşünür.
Ömer Fethi GÜRER

Haberin Devamı

Dere yatağına çok katlı yapı olur mu

ANKARA-Çankaya, Angora Evleri bitişiği, Saltoğlu ve İncek caddeleri arasındaki dere yatağının park olmasını beklerken, Büyükşehir imar değişikliği yaparak burasını çok katlı yapılaşmaya açıyor.
Çankaya Belediyesi’nin açtığı iki dava devam edip, bilirkişinin bu yapılaşma aleyhindeki raporuna rağmen...
Ne yazık ki hafriyat başladı.
Yapılaşma karşısında hiç kimse ne oluyor diye yoramıyor.
Binalar bitince geçmiş olsun!
Böyle müteahhitleri ne demek lazım, duyarsız mı, vicdansız mı, rantçı mı? Büyükşehir mi, onun kime yararı var ki?N.S.

Haberin Devamı

Yeni müdürden ‘kantin’ baskısı

BENİM, Ankara Anadolu Lisesinde kardeşim öğrenim görmektedir. Okuluna yeni bir müdür atandı. Okuldaki tüm öğrencilerin öğlen saatlerinde dışarı çıkmalarını yasakladı. Kantin para kazansın diye öğrenciler mağdur ediliyor.
Cuma günleri cuma namazı izni veriliyor.
Cuma namazı sonrasında yemek yenmeden tekrar okulda yiyeceksiniz diye baskı oluşturuluyor.
Eğer bu konu ile Valimiz ve Milli Eğitim İl Müdürü ilgilenirse seviniriz.İsim saklı

Umursamazlar!

“İKİ yılda engelsiz Ankara” haberinden bir okurunuzun pazar günü yayınlanmış yorumu ile bilgim oldu. “İki yılda engelsiz Ankara” başlığına çok güldüm.
11 Şubat 2011’de Büyükşehir Belediye Başkanına yazıp Tandoğan’da adsız bir çıkmaz sokağın yaya kaldırımı üzerinden Gazi Mustafa Kemal Bulvarı’na eriştirildiği trafik anarşisini engellemesini istemiş, üç değişik çözüm yolunu da bir kent sakini olarak önermiş idim.
Dün baktım, iyileştirme-düzeltme sağlanmış mı? Hayır!
Aksine, söz konusu yaya kaldırımı Çin’den getirtildiği söylenen granit bloklar motorlu araçların ağırlığından etkilendikleri için o bölüm ufak boyutlarda kilitli parke taşları ile tamir edilip motorlu araçların yaya kaldırımında daha rahat fink atabilmeleri sağlanmış!
Girilmez yola girip, sonunda yaya kaldırımından yayaları korkutarak fink atıp bulvara erişen motorlu araçlar arasında mavi-beyaz plakalı, polislerin oturduğu otomobiller de yer alıyor sabahları...
İsmet (İnönü) Paşa’nın enfes deyişlerini anımsıyor insan böyle durumlarda...
Yayalarımızı ilk başta Güven Parkı’ndan Dikmen’e, daha sonraları da her yerden her yere eriştirecek havada tele asılı gider sepetcikleri hasretle bekliyorum...
Sehap ÖNDER

Yazarın Tüm Yazıları