Paylaş
Gavur Gölü: 1952-54 arasında Kahramanmaraş’ın 20 kilometre güneyindeki, 900 kilometrekare= 9 milyon hektar yüz ölçümünde Gavur Gölü, göldeki kamışlar bataklık sayılarak kurutulmaya başlandı. Oysa burası içindeki kamışlarla doğa harikası bir göldü; içinde torik benzeri bıyıklı yayın balıkları zaman zaman avlanırdı. Bu gölün DSİ mühendisi, sonradan Başbakan ve Cumhurbaşkanı olan Süleyman Demirel’di. Göl kurutuldu ve kazanılan arazi DP/AP’li Mehmetbey ve Bozhüyük köylülerine dağıtıldı. Su tamamen kurumamıştı, ‘doğa ana’ reddetmişti. 1983 yılında ilkbaharda tekrar kaynadı.
Eğridir: Isparta’nın Eğridir Gölü, bataklık kurutma bahanesiyle kurutuluyor! Gölden 450 metreküp sulama suyu çekilince ne olur? “Kuruyor” diye ağlaşılmaya başlanır. Sonra da ‘uyanık vatandaş’ kuruyan bu toprakları zapt eder! Bunlar AP, ANAP, DYP ve AKP’nin yerel teşkilat mensuplarıdır. Vatandaş için arazi kapatmak kutsal bir haktır. Proje mühendisi yine genç Süleyman Demirel’dir. Şevket Demirel’in ürettiği elmalar ihracatta Türkiye’nin yüzünü güldürmektedir.
Eber ve Çumra: Afyon’daki kâğıt fabrikalarına sukamışı veren Eber ve Çumra gölleri, AKP döneminde kâğıt fabrikaları özelleştirince sahipsiz kalmışlar ve kurumuşlardır.
Kastamonu Kâğıt Fabrikası’nın kamış ve suyunu aldığı Kastamonu Gölü bir diğer özelleştirme kurbanıdır.
Göllerin yok edilme usulü: Bir kara çalınarak su kurutulmakta, sonra yerli sağ parti teşkilatı arazileri artık vatandaşa değil kendi zilliyetlerine geçirmektedir.
Şimdilik göller böyle yok olmaktadırlar.
Su kaybını önlemek için yeraltı barajları yapılmalı ve barajın yüzeyi güneşi kesen bilyalarla örtülmelidir. İlk DSİ Genel Müdürü Süleyman Demirel’in 1960 yılındaki raporlarında bu çözümlerden bahsedilmiştir. Çünkü şimdiki yöneticiler bu çözümlerden su kıtlığına çare olarak bahsetmektedirler. Kararlar, tarım, su varlığı göz önüne alınarak alınmalıdır. Çünkü 1965 yılında Demirel başbakan iken, Atatürk’ün arşivlerden 1936 Meclis açılış nutkunda, “Elbistan Ovası’nın hemen altında 40 milyon ton kömür madenleri var, hükümet bunu değerlendirsin” demiş ve kömürler böyle değerlendirilmiştir.
Aslan ÖZMEN / Yüksek mühendis
GÜNÜN SÖZÜ
“SÜREKLİ ve disiplinli su seferberliği yapmak zorundayız. Adımını dirençle atmazsak ‘su esiri’ olacağız. Örnek verelim: Su kıtlığından su zenginliğine giden yolda İsrail’i bilelim ama tohumda müşterisi olduk, bari su sisteminde müşterisi olmayalım.
Unutmayalım: Yağmur suyu kullanımı, yönetmelikleri, başka ülkeler ABD’de ve Almanya var, adı sarnıç! Unutmayalım.” A.H.
MENEMEN, CEYHAN VE URLA’NIN VEBALİ BÜYÜKTÜR
CHP İzmir Milletvekili M. Ali Çelebi, 2019’da yerel yönetim adaylarını belirlemede milletvekili kampındaki yanlışları üzerine tepkisini Twitter’da göstermiş. Diyor ki:
“Yerel yönetim adaylarını belirlemede milletvekili kampında önerdiğim karar matrisi (2018) aday belirlemedeki yanlışlar üzerine PM’de karşı oy yazı (16 Ocak 2019). Menemen ile ilgili itiraza öncü olmam/PM’de verilen çizili oylama dilekçesi: Ali Şeker, İlhan Cihaner, Müslüm Sarı, Gaye Usluer, Selin Sayek Böke (şimdi genel sekreter), Haluk Pekşen, Erdal Aksünger, Hakkı Süha Okay, Yaşar Seyman, Zeki Kılıçaslan.”
Evet, Çelebi adaylık sürecinde gerekli uyarısını yapmış, şimdi de haklı çıkmış. Bir açıklama mecburiyeti yok mu? Menemen’den başka Ceyhan ve Urla gibi eldeki başkanlıkları AKP’ye kaptıranlar Oğuz Kaan Salıcı, Seyit Torun –MYK’nın tümü de sorumlu aslında- bir şey söylemek durumunda hissetmiyorlar mı kendilerini?
ALMANYA’DA DURUM CİDDİ 24 SAATTE 1244 ÖLÜM
ALMANYA’da alınan çok sert karantina önlemlerine rağmen salgın önlenemiyor. Alman virologlar, virüsün şimdi de 15-39 yaş arasında yayıldığını işaret ediyorlar. Muhtemelen mutasyona uğrayan yeni virüsün bunda da etkisi olduğunu da hatırlatıyorlar.
Almanya’daki dostlarla konuşuyoruz. Endişe ve korku hâkim. Dün salgından kaynaklanan günlük ölüm sayısı yeni bir zirveye ulaşmış. 24 saat içinde, 1244 ölüm vakası varmış. Ölüm vakalarında önceki en yüksek seviye geçen cuma 1188 ölüm ile yaşanmış. İstatistik olarak nüfus dikkate alındığı takdirde ölüm vakalarının ABD’yi geçtiği söyleniyor.
ASGARİ ÜCRETLİ, KÜMESTEKİ HAZIR KAZ
VERGİ dilimlerinde (yeniden değerlendirme oranında) yüzde 9.11 artış yapıldı. Bu uygulama başta 10 milyona yakın asgari ücretli olmak üzere düşük aylık ve maaş alan sözleşmeli personel, memur ve diğer çalışanların daha erkenden yüzde 20’lik vergi dilimine girmesine yol açacak, ücretlerinden daha fazla vergi kesintisi yapılacak. Yılbaşında ücretlerine yüzde 21.6 oranında zam yapılan milyonlarca asgari ücretli, bundan böyle yılın son ayları yerine ağustostan itibaren yüzde 15’lik vergi diliminden yüzde 20’lik dilime girecek.
Böylelikle asgari ücretli, ağustostan itibaren geçerli olmak üzere daha fazla vergi ödeyecek.
‘HEPİNİZİ BEŞİKTAŞ’TAN SÜRECEĞİM’
DİYEN kim? Eski CHP Beşiktaş İlçe Başkanı ve şimdinin Beşiktaş ve İBB İmar Komisyonu üyesi Sebahattin Öztürk. Hani ‘Ulus’taki arsa göz kamaştırıyor’ haberinde adı geçen kişi... Arsa sahipleri olarak adları geçen üç kişinin imar işleri için ‘vekâlet’ verdikleri ‘muameleci’... Yeni öğreniyoruz. 4 Ocak’ta Beşiktaş Meclis toplantı salonunda Sebahattin Öztürk vekâlet aldığı plan değişikliği görüşülürken kendisine karşı koyan CHP meclis üyesi Akın Keskin’i dışarıya çağırarak galiz küfürler edip tehdit ediyor. “Seni ve yandaşlarını Beşiktaş’tan süreceğim” diyor, kavga büyüyünce diğer meclis üyeleri dışarıya çıkarak kavgayı ayırıyorlar. CHP’yi bıraktık ama kamunun kuralları, yasakları ya da etik değerleri vardır. Kural çiğnenmez, bu kişinin önce kendisini ‘tartması’ gerekir. Bir konuyu da hatırlattılar bize: “Arsa sahipleri önce bu olanağı niye verdiler” sorusu gündeme gelirse, o ‘vekâleti’ hemen iptal etmeleri gerekmiyor mu? Bunu bana bir CHP’li ‘abi’ söyledi. Peki Kemal Bey, Canan Hanım, Ekrem Bey’e sormak gerekmez mi: Disiplin sözcüğünü niye unutuyorsunuz? Sonra ne denir biliyor musunuz?
“Sizler bundan sonra AKP böyle böyle yolsuzluk yaptı diyebilir misiniz?”
Peki bunları kim düzeltecek?
Paylaş