KÜRESEL ısınmadan ötürü artan çevre duyarlığına karşı dünya, bizde de NTV’de yayınlanan ’Live Earth’ konserleriyle ayağa kalkarken bizler İstanbul’u bu konser serisine dahil etme becerisini gösteremedik.
Petrol, doğalgaz ve kömürün saldığı karbon gazlarının dünyayı nasıl ısıttığını, buzulların nasıl eridiğini, suların nasıl tükendiğini ve bunlara karşı nasıl tasarruf önlemleri alınacağını öğretmek istemedik. Dünyada iki kutup ayısı kaldığını da...
Başka ne demeli!.. Seçimler daha önemli galiba....
Türkiye’de devlet deyin, hükümet deyin, yerel yönetimler deyin, hatta buna STK’ları da katın, insanlarımızı küresel ısınmaya karşı harekete geçirmeyi amaçlayan böyle muhteşem konser dizisinden uzak durmak ve aralarda verilen yaşamsal öğretici, uyarıcı bilgilerin dışında tutmak...
Turizm ve tanıtım açısından büyük bir fırsatı da kaçırdık.
24 saat süren ve 120 televizyon kanalında canlı yayınlanan ’Live Earth’ konserleri New York, Sidney, Şanghay, Tokyo, Johannesburg, Rio de Janeiro ve Hamburg’da yapıldı. Ne yazık ki, baştan programda olmasına karşın İstanbul’u bu etkinlikten yoksun bıraktık.
Ne derseniz deyin; beceriksizlik, özensizlik ve umursamazlık.
Neden?
İstanbul organizasyonunu yapan Purple Concerts şirketine, "STK’larımızla beraber çeşitli sponsorlara ve devlet kademelerine bu iş için başvurduk. Live Earth İstanbul, ülkemizin bir seçim maratonunda olması, terör ve güvenlik nedenleriyle pek çok kişi ve kurumun maalesef önceliği olamadı" diyor.
Borsa’da, özelleştirmede ’şahlanıldığını’ ilan et; sonra da küreselleşmeye karşı düzenlenen konseri görmezlikten gel! Sponsorlar mı ’çevreci’ değildi, AKP böyle kalabalıklardan mı korkuyordu?
Yoksa, 22 Temmuz öncesinde Türkiye’nin yaşadığı kuraklık ve susuzluğu dikkatlerden kaçırmak için mi?
Çünkü yıllar, aylar önce hükümet olsun, yerel yönetimler olsun ’geliyorum’ diyen afeti görmediler; önlem almadılar.
Bir kriz yönetimi oluşturmayı dahi beceremedik.
’LIVE EARTH’ VE BODRUM
Ekranlarda bir yanda Madonna, Red Hot Chili Peppers, Genesis Alicia Keys, Bon Jovi, Cameron Diaz, Roger Waters, The Police gibi sanatçı ve grupların yer aldığı 100’den fazla sanatçının konseri, bir yanda da Bodrum’daki büyük yangına karşı insanlarımızın çaresizliği...
Bir ara ’Live Earth’ boşluğunu Alişan dolduracak diye yazdı basın. Onu da beceremedik!
Greenpeace, aynı amaçla koca Ağrı Dağı’nın tepesine gelip Nuh’un Gemisi’ni dikiyor. Valimiz kalkıp, "Biz de böyle bir şey yapacaktık" diyor. Ancak küresel ısınma eylemini ’izinsiz’ diyerek geminin inşasını önlemeye kalkıyor. Bir konser düzenlemek bile akla gelmiyor.
Siz 23 Temmuz’dan sonra olacakları görün!
’Live Earth’ nedir
İKLİM Koruma Birliği (The Alliance for Climate Protection) ve sivil toplum kuruluşları tarafından yürütülen ’Live Earth’; bireylerin, kurumların, hükümetlerin küresel ısınma ile ilgili harekete geçmelerini ve mücadele etmelerini sağlamak amacıyla uzun yıllar sürmesi planlanan bir kampanya... Eski ABD Başkan Yardımcısı Al Gore da, İklim Koruma Birliği Başkanı ve ’Live Earth’ün ortaklarından. Bazı çevreler ise konserlerin yapıldığı ülkelerin, küresel ısınmaya, çevre kirliliğine yol açan ülkeler olduğuna dikkat çekiyor. Konserlerin sonunda büyük paralar kazanılacağı belirtiliyor.
’Erdoğan áşıkları’
GEÇENLERDE CNN Türk’te Ahmet Hakan’ın ’Liderler Zirvesi’nde gazeteciler konuktu.
Ancak Ağar ve Baykal’ın programında yer alan Milliyet Genel Yayın Yönetmeni Sedat Ergin, Erdoğan’ın programında yoktu. Ergin’in o gün bir mazereti mi vardı; Ahmet Hakan mı davet etmemişti, yoksa Başbakan kendisine ’zor’ sorular soracağı için mi istememişti? Bildiniz, tabii ki üçüncüsü.
"II. Cumhuriyetçiler-İslamcı Basın’ ittifakının, kendisini ’Baykal’dan daha solcu, daha demokrat’, partisini de ’daha çağdaş-demokrat’ ilan ettiği Erdoğan, Ergin’i istememişti. Bunu bizzat AKP’liler söylüyor. Türkiye’de ilkeli-dürüst-eleştirel-etik değerlere bağlı olmanın ve uygar dünyanın standartlarının ölçü alınmasını istemenin bir bedeli olacak elbette. Eleştirel yaklaşan bir gazetecinin kendisine soru sormasına tahammülü olmayan Erdoğan’ın ’demokratlığını’ Erbakan Hoca’ya mı sormalı ne?S.D.
ALLAH KİMSEYİ ŞAŞIRTMASIN
CUMHURBAŞKANLIĞI seçimi için "367 kararı şarttır" diyen Anayasa Mahkemesi kararını taraflı bulmuş olup meydanlarda ’mağduriyet’ rolüne bürünen Abdullah Gül, Anayasa Mahkemesi’nin son kararına sığınıp "Hak yerini buldu" diye bayram ediyor. Bu ne perhiz, bu ne lahana turşusu...
Allah kimseyi şaşırtmaya görsün!
Haşim KARAKAŞ
Bodrum yangınındaki gerçekler
BODRUM yangınında kasıt olabilir mi? Ama önce şunları bilmek gerekiyor.
Muğla’da halk arasında bundan sonra 5 dönümden az arazilere inşaat yapılmayacağı dedikodusu son zamanlarda çok yaygınlaşmıştır.
Halbuki Kültür ve Turizm Bakanlığı’nın yeni yaptırıp askıya çıkardığı koruma amaçlı 1/25 binlik imar planlarına bağlı olarak beş ve binlik planlar yapılacaktı. Rant merkezi Bodrum’da bunu yapacak plan büroları var mıdır?
Bir başka gerçek.... Orman yangınlarına karşı Muğla ili halkının ’bıkkınlık’tan duyarsız olduğu bilinir. Çünkü her zaman başı belaya girmiştir; Ağır Ceza’ya gitmeyen orman köylüsü yok gibidir.
Bu basit bir yangın değildir; birçok nedeni vardır.
Biliyor musunuz
GEÇEN Ecevit hükümetinde Kültür Bakanı olarak görev yapan İstemihan Talay’ın yapılaşmaya açtığı Göcek Körfezi’nde bulunan Sedir Adası’ndaki (Kleopatra Plajı) yapılaşmayı mühürleyen ve bakan hakkında suç duyurusunda bulunduğu gerekçesiyle görevden alınan Muğla Valisi Lütfü Yeğenoğlu’nun 5 yıl aradan sonra Danıştay kararıyla yeniden görevine iade edildiğini... KÜTAHYA Tavşanlı’da, kaymakamlıkların kontrolündeki Sosyal Yardımlaşma’dan AKP’li yandaşlara Ziraat Bankası’ndan sonra Halkbank’tan da 200 YTL yardım yapıldığını... TEKİRDAĞ’ın AKP’li belediye başkanlığının, her mahalleden 20 kişilik gruplara ’seçim yemeği’ vermeye başladığını...